08 Temmuz 2020 00:00

Geleceğin gazetecilerinin gözünden basın özgürlüğü

“Maalesef, bugün ülkemizde basın özgürlüğünün olduğuna inanmak zor. Ben bir gazetecilik öğrencisi olarak mezun olunca beni nelerin beklediğini düşünmeden edemiyorum.”

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Hasret KOZLUCA

Ulaş ATMACA

Emre YILMAZ

Kocaeli Üniversitesi

Basın özgürlüğü haber, fikir ve düşünceleri, çoğaltıcı araçlarla, serbestçe açıklayabilmek özgürlüğüdür. Bilgi ve düşünceleri serbest olarak toplayıp yorum ve eleştiri yaparak çoğaltabilmek ve bunları serbest olarak yayımlayıp dağıtabilmek haklarını içerir. Basın aracılığıyla yapılan yayım, düşüncelerin açıklanmasının özel bir türüdür ancak basın özgürlüğü düşünceyi açıklama özgürlüğünden ayrı bir özgürlük kategorisi oluşturur. Devlet yaşamında insanların düşüncelerini serbestçe açıklayabilmeleri sayesinde gerçeklerin ortaya çıkabileceği; bu yolla yanlışlıkların, yolsuzlukların, hukuk dışılıkların, çelişkilerin su yüzüne çıkacağı ve bunda kamu yararı bulunması gerçeği demokratik hukuk devletlerinde bu özgürlüğün kabul edilmesi sonucunu doğurmuştur. Devlet baskısı ve korkusu ile yaşayan bir basın, kamunun avukatlığı görevini yerine getiremez, toplumsal yararları savunamaz. Bu nedenle basın özgürlüğü basına tanınmış bir ayrıcalık değil, kişilik hakları gibi korunan bir hak olarak değerlendirilir.

Ülkemizde son zamanlarda bu konun bir tartışmadan daha çok bir ihtiyaç olduğu bir konumdayız. Bizler de Kocaeli Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencileri olarak geleceğin gazetecilerinin basın özgürlüğü hakkında neler düşündüklerini, haberleri nerelerden takip ettiklerini ve güvenilir kaynaklarının ne olduğunu sorduk.

“HABER KANALLARINA GÜVENİM YOK”

İlk olarak Cansu ile konuşuyoruz, bize “Haberleri gazetelerin internet sitelerinden takip ediyorum çünkü onlara çok daha hızlı bir şekilde ulaşabiliyorum” diyor. Basın özgürlüğüne değinen Cansu, “Basın özgürlüğü gerçek ve dürüst habercilik için en önemli unsurlardan biri fakat Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 154. bu da birçok şeyi açıklıyor aslında. Ülkemizde maalesef ki basın özgürlüğü çok fazla kısıtlanmış durumda ve tutuklu gazeteci sayısında Çin’den sonra ikinci ülke olarak sıralamanın başlarında olmamız da içler acısı. Ülkemizde muhalif basın, türlü cezalar hatta göz altılarla susturulmaya çalışıyor. Bu durumda ortada yine basın özgürlüğü diye bir şey kalmıyor. Avrupa konseyinin Türkiye’ye ‘Gazetecilere yönelik hukuksuzluklara son verilmeli’ çağrısı yapmasından da bu durum bariz açık bir şekilde belli oluyor” diyerek sözlerini tamamlıyor.

“TELEVİZYON KANALLARINI GÜVENİLİR BULMUYORUM”

Daha sonra Eren: “Haberleri telefon ve bilgisayarımdan; Sol, Evrensel, Birgün vb. gazetelerin web sitelerinden takip ediyorum, günlük gazete almıyorum, böylesi daha kolay geliyor” diyor. Okuduğu haber sitelerine güvenen Eren, “Televizyon kanalarını kesinlikle güvenilir bulmuyorum ve halkın televizyonlardan kandırıldığını düşünüyorum” diyor. Basın özgürlüğünün bir ülkede olmazsa olmaz bir zorunluluk olduğuna dikkat çeken Eren, “Basının iktidarlar ve sermaye gücüyle halka yalan söylememesi için basın özgürlüğü ve onurlu basın emekçileri olmak zorundadır. Türkiye AKP iktidarı ile basın özgürlüğü konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor. RSF (Sınır Tanımayan Gazeteciler) örgütünün 2020 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre Türkiye 180 ülke arasında 154. sırada yer alıyor ve bu durum korkunç. Türkiye’de şu an bir saray rejimi var ve onun havuz medyasından başka hiçbir sesin çıkmasına izin verilmiyor. Hapisle, para cezalarıyla gerçekleri yazan gazetecilerin ayakları kaydırılmak isteniyor. Basın özgürlüğü konusunda ülkemizin durumu ne yazık ki korkunç. Hapiste yatan onlarca gazeteci, BİK’in RTÜK’ün muhalif basına saldırıları bunların örnekleri. RTÜK ve BİK günümüz siyasi iktidarının sözünden çıkmayan ve muhalif basına cezalar yağdıran kurumlar” diyerek bitiriyor.

DOĞRU BİLGİ İHTİYACIMIZ

Ebrar ise Bundle uygulamasını birçok haber sitesinden alıp bir araya toplandığı ve Twitter’ı her görüşten insanın görüşlerine ulaşabildiği için tercih ediyor. “Sosyal medyada insanlar ticari amaç gütmedikleri için bazı olaylarda sivil insanlar aracılığı ile doğru bilgiye ulaşabiliyoruz. Bize kaynak olması gereken basın kuruluşları ya ticari amaç güttükleri için ya da siyasi baskı altında olduklarından doğru bilgiyi aktar(a)mıyorlar. Ayrıca basın özgürlüğünün önemi, her şeyden önce halk için önemli diye düşünüyorum” diyerek  yapılan haberlerin, bilgilerin tarafsız ve doğru olması ile ilgilenen, yönlenen kesimin halk olması ile sebebini açıklıyor. “Sonuçlardan etkilendikleri olayların birçoğunda basın kısıtlanmasından dolayı her şeyden habersiz kalıyorlar. Basın özgürlüğü kısıtlanan tüm basın mensubu, kuruluşlarına verilen cezaları haksız buluyorum ve siyasi çıkarlar doğrultusunda halkın doğru bilgiye veyahut aydınlanacağı bir görüşe ulaşımının engellenmesini istemiyorum” diye ekliyor.

Son olarak da Erdost ile konuşuyoruz. Erdost, bize internet haber sitelerinden erişimin daha kolay olduğundan ve zaman sıkıntısı olmadığından bahsediyor. “Bana kalırsa doğru bilgiye ulaşmak için elimizdeki kaynaklar yeterli değil. Bazı televizyon kanallarına güvenmezken bazılarına güveniyorum. Basın özgürlüğü korkmadan, hür irade ile haber ve yorum yapabilmektir. Maalesef, bugün ülkemizde basın özgürlüğünün olduğuna inanmak zor. Evrensel’e verilen 45 günlük ceza vardı en son. Ben bir gazetecilik öğrencisi olarak mezun olunca beni nelerin beklediğini düşünmeden edemiyorum” diyerek sözlerini tamamlıyor.

ÖNCEKİ HABER

"Büyük Besteciler" okurla buluştu

SONRAKİ HABER

Kirli siyasetin mağdurları: öğrenciler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa