08 Temmuz 2020 00:00

Z’ye dair

Gençlik ve ülkelerine bakışı, sürece müdahale edişi ile alacak olursak kocaman rakamlar ile ifade edilen işsizlik rakamları, düşük ücretler ne ifade edebilir onlar için?

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Aydın YİĞİT

Adana

Son yıllarda gençliği tanımlarken kullanılan popüler ifadelerden birisi kuşaklar biçiminde ele almak oldu. Özellikle Büyük Haziran Direnişi ile birlikte ülkemizde sıkça bu tanımlara denk gelir olduk. Yaklaşık 50 yıllık bir süre öncesinden bugüne kadar doğan insanlar için kullanılan kuşak ifadeleri X, Y ve Z olarak adlandırılıyor. Kesin olmamakla beraber 1965-1980 yılları arasında doğanlar X kuşağı olarak ifade edilirken 1980’ler ve 1990’lar ortası Y, 1990’lar ortasından 2000’lere gelen kısım ise Z kuşağı olarak adlandırılıyor. Bu tanımlar ile bu kesimlerin doğdukları ve büyüdükleri dönem açısından davranış, bilinç, sosyo-ekonomik etkenler gibi farklılıklar gösterdiği ifade edilir. Gençlik elbette bir sınıf değil ancak bu durum gençlik içerisinde sınıfsal ayrımlar olmadığı anlamına da gelmez. O açıdan bu tanımlamaların sınıflar üstü bir yaklaşım ile ele alınması ilk sakatlık olarak önümüze çıkıyor.

A’DAN Z’YE GENÇLİK

Bunlardan bağımsız olarak son günlerde ülkemizde adı sıkça duyulan Z kuşağına burada değineceğiz. Ancak gençliği A’dan Z’ye herhangi bir harfle ön ad koyarak nitelendirmenin burjuva ideologlar, sosyologlar, şirketler tarafından ortaya atılması bu tanımlamaları doğru, bilimsel kılmaz. Ancak bugünün gençliğinin eğilimlerinin önceki dönemlerde ortaya çıkan eğilimleri daha ilerilere taşıdığı ve geçmişten beslendiği gerçeği ile açıklayabiliriz. Aynı şekilde gençliğin günlük yaşam içerisinde ortaya çıkardığı tepki ve eğilimler, dünya kapitalizminin gençliğe ne verdiği ve tek tek ülkelerdeki sınıf ayrımlarının ne boyutlarda olduğu ile doğru orantılı.  Gelecekte yapmak istedikleri iş tercihleri bakımından “Z Kuşağı” olarak adlandırılan gençliğin staj bulmanın bile zorlaştığı bugünlerde CEO’luk gibi hedeflerin gerçekleşme olanağı olmadığının bilincinde olduğunu ve gelecekte yapmak istedikleri iş tercihlerini de “kolay işe girebilme”, “en güvenceli tercihi yapma”, “yaşamını idame ettirebilme” üzerinden yaptığını söyleyebiliriz.

Z KUŞAĞIYLA GÜNDEMİMİZE GİREN TARTIŞMALAR

Hatırlayacağımız üzere pandemi döneminde üniversiteye giriş sınavları hükümet yetkilileri tarafından turizm sektörünün sekteye uğramaması kaygısıyla öğrencilerin (kendilerini sosyal medya üzerinden duyurarak) itirazlarına rağmen yapıldı. Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Youtube üzerinden gençlerle yaptığı yayın sınava girecek öğrenciler tarafından adeta basılarak dünya tarihine girecek bir “dislike” imzası bırakıldı. Yine Turizm Bakanı’nın sahibi olduğu tur şirketi uygulaması aynı gençler tarafından sosyal medya üzerinden linç edilerek puanları 1’e kadar düşürüldü. Bu gibi tepkiler ve ardından yaşanan sınav ile birlikte Z kuşağı adıyla ülke gündemine girdi bu tartışmalar. Anket firmaları, sosyologlar 2023 seçimlerinde, bu gençlerin oy kullanacaklarına vs. dikkat çekerek günümüz siyasi partilerinin başarılı olmak için Z kuşağını kazanması gerektiğinden dem vurdular. Elbette bugünün gençlik kesimleri için dile getirilen doğru kısımları vardır. Ancak tüm bunları “Türkiye gençliği geleceğine nasıl bakıyor?​”, “Bugün ülkede yaşayan gençlerin günlük yaşam koşulları nasıldır?​” soruları ile sormazsak doğru bir cevap bulmak mümkün olabilir mi?

Z kuşağının apolitik ve örgütlülüğe mesafeli olduğu genellemeleri de çokça yapılıyor. Ancak bugün Türkiye’deki gençliği sıkıştıran, yarınından kaygı duyduran ve her hakkının tek tek elinden alındığı, güvencesiz bir geleceğe itildiği, bireysel kurtuluşun da yollarının iyice daraldığı koşullarda örgütlülük gençliğin en ufak talebi için bile bir zorunluluk olarak kendini gösteriyor. Keza milyonlarca sınav öğrencisinin Erdoğan’ın canlı yayınını protesto etmesi kesinlikle apolitik bir hareket değildir, gençliğin yaşadığı sorunlar da, talepleri de politik zemine dayanır. Tüm bu Z kuşağı olarak adlandırılan gençlik kesiminin de online eğitim talebinden güvenceli gelecek talebine kadar yarınını kazanma mücadelesi de örgütlü olduğu ölçüde başarıya ulaşacaktır.

ÖNCEKİ HABER

Kırmızı kara burası Ankara!

SONRAKİ HABER

Haraç Mezat: Bellini artık bizden biri mi?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa