Özel eğitim öğrencilerinin eğitimi veliye yıkılıyor
"MEB belli ki görevini kurnazlıkla veliye yıkmakta bu arada da angaryayı öğretmene yıkarak iş yapıyor görünmeyi tercih etmiştir."
Fotoğraf: Pixabay
Sultan SAYGILI
Eğitim Sen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı
MEB, öğretmenlerden 2 Temmuz 2020 tarihli yazıyla özel eğitim öğrencileri için yaz tatilini kapsayan “yaz tatili programı” hazırlamalarını istemektedir. İlk bakışta öğrencilerimizin lehine, olumlu bir çalışma olarak görülen yazı gerçekte neyi amaçlamaktadır? İşin aslı ne? Konu bir haftadır eğitim emekçileri arasında tartışılırken bazı ilçelerde ise yazı dün itibarıyla öğretmenlere ulaştırılmış, Başkent Anadolu Lisesi Okul yöneticileri gibi işgüzar bazı okul müdürleri ise yazıyı öğretmenlere imza karşılığı tebliğ etmek için öğretmenleri okula çağırmaktadır.
Öğretmenlerden istenen, özel eğitime gereksinimi olan öğrencileri için yaz tatilini kapsayan bir program oluşturması ve velilerin kontrolünde bu programın uygulanmasının sağlanması. Sorun tam da burada başlıyor; velinin bu programı uygulayacak bilgi donanımı var mı? Olduğunu farz edelim ki bu başlı başına bir uzmanlık alanıdır; veliler evde serbest zamanı olan bireyler olarak düşünülüyor. Oysa ki veliler çalışan insanlar, salgın sürecinde de çalışıyor, kiminin düzenli işi var, kimi mevsimlik tarım işçisi, kiminin bilişim araçlarına ulaşımı var, kiminin belki hayatında hiç olmadı. Ayrıca veli dediğimiz bu insanları birçoğu salgın sürecinde ya işsiz kaldı ya da ücretsiz izne ayrıldı. Şimdi MEB bu velilerden günlük saatlerinin büyük bir kısmını saat sabah 9.00’ dan başlayarak 14.45’e kadar devam eden, uzmanlığı olmayan bir konuda eğitim öğretime ayırmasını bekliyor. Gönderilen örnek programda ders saatleri dinlenme hariç 3 saat 15 dakika. Bu ne kadar gerçekçi?
ÖĞRETMENE YAZ TATİLİNDE ANGARYA
Veliden, öğrencinin sınıfına göre ilkokul, ortaokul ya da lise müfredatına ve bu müfredatı özel gereksinimi olan çocuğuna aktaracak bilgiye hâkim olması bekleniyor? MEB belli ki görevini kurnazlıkla veliye yıkmakta bu arada da angaryayı öğretmene yıkarak iş yapıyor görünmeyi tercih etmiştir.
Özel eğitim gereksinimi olan öğrenciler, desteğe en çok ihtiyacı olan öğrencilerimizdir ve zaten bu alan özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri aracılığı ile özel özel eğitim kurumları aracılığıyla yapılmaktadır. Yani bu alan kamusal olmaktan çıkartılmıştır. Yani bu alanda öğrenciler tam bir kamusal hizmet alamamaktadır. Normal şartlarda, hele bu salgın sürecinde bu tamamen sekteye uğramış, kısmen yapılan işler de MEB tarafından aylarca unutulduktan sonra temmuz ayında birden hatırlanmıştır!
Öğretmen yaz tatilini kesip okula mı çağrılıyor? Uzaktan mı bu planı yapması isteniyor? Hazırlanan bu program konusunda veli ile iletişime geçecek mi? Tüm bu konular belirsiz. Böyle bir ihtiyaç varsa bu tür çalışmalar neden bu süreç 2-3 hafta önce seminer döneminde değil de öğretmenlerin tatil döneminde gündeme getirildi? Özel gereksinimleri çocuklar unutuldu da bu şekilde mi telafi edilmeye çalışılıyor?
1 Temmuz-1 Eylül tarihleri arasında resmi olarak yaz tatilinde olan öğretmen her öğrencisi için ayrı plan hazırlayacak, her öğrencinin ve velinin durumunu gözeterek. Bunun takibini yapacak. Bu büyük bir iş yükü, belki tüm tatilini kapsayacak bir iş yükü. Çünkü hem öğrenciye hem veliye rehberlik etmesi gerekecek. İstenen başarı gerçekleşmeyecek olsa da mesai harcanacak. Salgın boyunca çevrimiçi birçok işi yapan sınıf rehber öğretmenlerinin ek dersleri kesilmişti. Açıkça devamında istenen bu iş tam anlamıyla angaryadır. Esnek çalışmadır.
İKİ GÜNDE PLAN YAPILMASI İSTENİYOR
Bazı ilçeler okullara yeni yazı göndermiş ve öğretmenlerin 2 gün içinde plan yapmaları isteniyor? Planlar şipşak hazırlanmaz. Her bir çocuk için özel değerlendirme süreçleri gerekir. Yapılan çalışmalar üzerinden çocuğun neyi yapıp yapamadığını tespit ederek plan yapılır. Çünkü çocukların performansı sabit değildir. O yüzden sık sık planlarda değişikliğe gidildiği bile olur. Şu anki ihtiyaçlarını ve performans düzeylerini tahmin etmemiz mi bekleniyor?
Okuma-yazma bilmeyen velilerimiz bu planı nasıl uygulayacaklar? Velilerimizin önemli bir kısmı okuma-yazma bilse bile teknolojik aletleri etkili şekilde kullanmayı da bilmiyor, planladığımız hedefleri uygulamada nasıl yapacaklarını da bilemiyorlar. Branş öğretmenleri her öğrenci için plan yapıp sınıf öğretmenine, sınıf öğretmeni de velilere iletiyor. Öğretmen sınıf içinde dersi nasıl işleyeceğini belirlerken bile öğrencisi ile yüz yüz konuşarak seviyesini belirliyor ve planını yapıyor. Bu planı sınıf içinde uygulaması bile sorunken bunu veliden yapmasını beklemek ne kadar gerçekçi?
Sonuç olarak, MEB özel eğitme gereksinimi olan öğrencilerimizi yıllardan bu yana ihmal etmiştir. En çok desteğe ihtiyacı olan bu öğrenciler tam, nitelikli, ihtiyacı kadar bir kamusal eğitim hizmetinden yararlanamamıştır. Salgın sürecinde bu öğrenciler tamamen ihmal edilmiş, MEB sadece bu alandaki öğretmenlerin ek derslerini kesmeye odaklanmıştır. MEB’den beklenen göstermelik, nasıl uygulanacağı belli olmayan programlar hazırlatmak değil, her öğrencimizin nasıl bir eğitime ihtiyacı varsa o eğitimi parasız, nitelikli ve kamusal olarak bu öğrenciye sunmasıdır. Tüm bu işleri yaparken de eğitim emekçilerinin haklarını korumasıdır.
Salgın süresince bir kere olsun öğretmenlerine ve sendikalara neyi nasıl yapmak gerektiğini sorma ihtiyacı dahi duymayan MEB sorumludur, bu sorumluluğunu da böyle göstermelik planlarla atamaz. Velilerin, öğrencilerin, eğitim emekçilerinin kandırılmaya değil, nitelikli eğitime ihtiyacı vardır. Eğitim emekçileri ise sendikalarından daha etkili tutumlar bekliyor.