Öldürülen mülteci Ali el Hemdan'ın davasında tanığın ifadesi polisi yalanladı
Adana'da Suriyeli Ali el Hemdan'ın polis tarafından öldürülmesine dair görülen davada tanık S.D, ifadesinde el Hemdan'ın dur ihtarına uyduğunu ancak polisin ateş ettiğini söyledi.
Fotoğraf, Ali El Hemdan'ın Facebook sayfasından alınmıştır.
Volkan PEKAL
Adana
Adana'da Suriyeli mülteci Ali El Hemdan’ın polis tarafından öldürülmesine dair açılan davanın ilk duruşması Adana 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Olayı gören tanık S.D, polisin ifadesini yalanlayarak Ali el Hemdan’ın kaçmadığını yineledi. Polis memurlarının tanıkları ve müştekileri etkilemeye çalıştığını belirten avukatlar polisin salondan çıkarılmasını istedi ve davaya katılım talebinde bulundu. Ancak mahkeme heyeti her iki talebi de reddetti.
Adana ve İzmir Baroları, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Çağdaş Hukukçular Dermeği (ÇHD), emniyetin olayı örtbas edilme çabalarına ve mültecilere yönelik hak ihlallerinde cezasızlık politikalarına dikkat çekerek davaya katılma talebinde bulundu. Katılma talebi reddedilirken görevli olmadıkları halde polis memurlarının tüm duruşmayı takip etmesi ile ilgili itirazlar da değerlendirilmedi. Mahkeme, duruşmayı 13 Kasım 2020 tarihine erteledi.
"OĞLUM KAÇMIŞ OLSA ARKASINDAN VURULURDU”
Sanık F.K, duruşmaya SEGBİS ile katıldı. Avukatları açık görüş yapamadıklarını söyleyerek sanığın bir sonraki celse beyanda bulunması için süre istedi ve ek süre talebi kabul edildi. Sanığın ifade vermediği duruşmada beyanı alınan Ali El Hemdan’ın babası Adnan Hemdan El Asani, oğlunun iddia edildiği gibi kaçarken vurulmadığını, öyle olsa sırtından vurulmuş olacağını belirterek şikayetçi oldu ve davayı takip edeceğini söyledi.
“TARAFSIZ BİR YARGILAMA OLMASI AÇISINDAN KAMUOYU TAKİP ETMELİ”
ÇHD'nin davaya katılma talebi ile ilgili beyanda bulunan Avukat Tugay Bek, olay günü ve soruşturma aşamasından itibaren Adana Valiliği ve Adana Emniyeti'nin kamuoyunu yanlış bilgilendirerek olayı kaza gibi lanse ettiğini, Emniyet’in tişört üzerindeki delikten yola çıkarak kurşunun sektiği yönünde rapor hazırladığını hatırlattı. Kamera görüntülerinin iki iddiayı da yalanladığını hatırlatan Bek, adil ve tarafsız bir yargılama olması açısından katılma taleplerinin kabul edilmesini istedi.
“MÜLTECİLERE YÖNELİK HAK İHLALLERİNDEKİ CEZASIZLIKLA İLGİLİ BİR DAVA”
İzmir Barosu adına beyanda bulunan Avukat Ayşegül Karpuz, olayın sadece polisin silah kullanma yetkisinin aşılması ile ilgili olmadığını ifade etti. Bu sürecin salt bu dosyaya özgü olarak ele alınmaması gerektiğini dile getiren Karpuz, konunun mültecilere yönelik hak ihlallerindeki cezasızlıkla ilgili olduğunu söyledi. İzmir Barosu Göç ve İltica Komisyonu olarak hukuka aykırı yakalama ile ilgili çok sayıda olayla karşılaştıklarını anlatan Karpuz, sadece ailenin mağduriyeti adına değil kamu adına bu davayı takip etmek istediklerini söyledi.
POLİSİN AİLE VE TANIKLARI ETKİLEMEK İSTEMESİNE İTİRAZ EDİLDİ
Davaya katılma talebinde bulunan avukatlar, mahkemenin talebi olmamasına rağmen Güvenlik Şube polislerinin adliye koridorlarında ve duruşma salonunda bulunmasına itiraz etti. Adliye koridorunda tanık ve müştekilerle diyaloğa girerek tanık ve müştekileri etkilemeye çalıştığı belirtildi, polislerin salondan çıkarılması istendi. Avukat Tugay Bek, "Emniyetten polis desteği talebi yok. Güvenlik şubeye bağlı polis memurları hangi amaçla bulunuyor? Müştekiyi ve tanığı baskı altına alan bu uygulamaya son verilmesini istiyoruz. Biz duruşmayı beklerken tanık ve müşteki baskı altına alındı” dedi. Ancak mahkeme avukatların itirazını reddetti.
POLİSİN SENDELEDİĞİNİ GÖREN YOK
Tanık S.D, ifadesinde Ali el Hemdan’ın koşmadığını ve dur ihtarından sonra yüzünü polise döndüğünü söyledi. Beyanda bulunurken gözleri dolan S.D. olay anını şu şekilde anlattı: Balkonda çiçekleri suluyordum. İki kez 'dur' dediğini duydum. Çocuk durdu, iki adım geri gitti. Silah patladı. Ne olduğunu anlamadım. Sonra polis çocuğun başına geldi. 'Niye kaçıyorsun, niye niye?' diye kendi kendine konuştu. Çocuk o sırada can çekişiyordu.
Tanıklardan Z, Ali el Hemdan’ın vurulduğunu ancak çapraz sokakta bulunan polisi görmediğini söyledi. Koşup koşmadığı konusunda “Koşuyor desem de koşmuyor desem de yalan olur diyen tanık Z, “Polise ‘ne yaptın abi’ diye sordum. O da ‘ Havaya ateş ederken çocuğa geldi. Bilerek vurmadım’ dedi. Hatta ben de kendisine ‘direkt kabinden vurmuşsun’ dedim” diye konuştu. 3’üncü tanık Z.B. de olayı tam olarak görmediğini, tanık olmak istememesine rağmen ifadesinin alındığını beyan etti.