Ayasofya neden şimdi cami yapıldı sorusunun cevabı cepten boş çıkan avuçta gizli
"Görüyoruz ki bugün bizlerin yani emekçilerin gündemini değiştiremeyecek kadar büyük bir gerçeklik var. Ayasofya tartışmalarının önüne geçemeyeceği kadar büyük bir kriz ve işsizlik."
Fotoğraf: Pixabay
Nevruz MERSİN
İstanbul
Ayasofya’nın camiye çevrilmesinin Resmi Gazete’de yayınlanıp kamuoyuna duyurulmasından sonra insanın aklına krizin önüne böyle mi geçilecek sorusu takılıyor? Geçtiğimiz yerel seçimlerde “Önce Sultanahmet’i doldurun sonra Ayasofya’yı isteyin” diye çıkışan Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün ne oldu da Ayasofya’yı diyanete devredip, camiye çevirdi?
Sorunun cevabı cepten boş çıkan avuçta gizli. Ülkenin içerisinde bulunduğu mevcut durum açıkça gösteriyor ki gündemin değişmekten başka çaresi yok. Pandemi döneminde çıkan infaz yasasından başlarsak eğer, onu takip eden çoklu baro sistemine geçiş, çocuk istismarı yasası, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmak istenmesi, derken son olarak işçinin emekçinin kalesi olan kıdem tazminatını fona devri… Dönüp arkaya bakınca toplumun hukuksal ve ekonomik olarak açıkça yıkıma uğradığı bu dönemde yapılan bu hamlenin hesapsız olmadığı açıkça görülmekte. Halkın sorunları görmesini engellemek, kaybettiği tabanını üstü kapalı bir biçimde cihat ve iman çağırısıyla birleştirmeye çalışmak ve insanları güncel durumdan uzaklaştırarak yeni bir ayrıştırma ve tartışma hali içerisinde sürüklemeye çalışıldığı ise ortada.
Hal böyleyken Ayasofya meselesi emekçiler cephesinde ne kadar ve nasıl tartışılıyor sorusu takılıyor aklımıza.
Sohbet ettiğimiz bir fabrika işçisi; “Zaten kısmi çalışma ödeneğiyle evimize ekmek alamaz hale getirildik, tek tesellimiz işten atılsak bile birikmiş olan kıdemimiz. Ama bugün onu da elimizden alıp bizi açlığa ve yoksulluğa mahkum ediyorlar. Bu koşullarda nasıl yaşayacağız diye düşünüyorum” dedi.
Özel sektörde çalışan ve emekli olduğu halde çalışan bir başka işçi ise şunları dile getirdi: “Ben kendim kıdemimi aldım ülkenin geldiği ekonomik koşullardan ötürü çalışmak zorundayım. Kendim için değil çocuklarım için endişeleniyorum çünkü onlar geleceksizleştiriliyor.”
Görüyoruz ki bugün bizlerin yani emekçilerin gündemini değiştiremeyecek kadar büyük bir gerçeklik var. Ayasofya tartışmalarının önüne geçemeyeceği kadar büyük bir kriz ve işsizlik.