“Koronadan köye kaçtık, köyde keneye yakalandık”
Prof. Dr. Ayhan Akbulut, koronavirüs salgını nedeniyle başlayan kırsala kaçışın kene ısırması vakalarında artışa neden olduğunu ve dikkatli olunması gerektiğini belirtti.
Fotoğraf: Pixabay
Elazığ Fırat Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Profesör Doktor Ayhan Akbulut, koronavirüs salgınının ardından Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı (KKKA) vakalarında artış yaşandığına dikkat çekerek, "Koronavirüs salgını nedeniyle 'evlerde olun, kırsalda, kalabalık olmayan ortamlarda olun' diye belirttik. Ama bu sefer köye gittiğimizde, oralarda da korunmasız olarak dışarıda oturulunca kenelerin insanı tutmasından dolayı KKKA vakalarında artışa neden oldu" dedi.
Keneler tarafından taşınarak insanlara yapışması sonucu ateş, halsizlik ve iştahsızlık gibi belirtilerle can kaybına sebep olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı, bu yıl artış gösterdi. Elazığ'da 2006 yılından beri toplam 120 hasta ile birlikte 2 ölüm gerçekleşirken sadece bu yıl 13 vaka görüldü, 1 kişi de yaşamı yitirdi. Hastalığın sık görülme nedenleri arasında anız yakma yasağı ve yaz aylarında kenelerin yoğun olmasının yanı sıra koronavirüs sürecinde vatandaşların köy ve kırsallara yerleşmesi de gösterildi.
VAKA SAYISINDA TÜRKİYE GENELİNDE ARTIŞ VAR
Profesör Doktor Ayhan Akbulut, 866 tür kenenin 30'unda KKKA virüsünün olduğunu söyledi. Akbulut, "Bu hastalık normalde yaz aylarında görülüyor. Yani kenenin rahatlıkla dışarıda dolaşabildiği aylar. Aynı zamanda insanların da dışarıda rahatlıkla bulunabildiği ortamlar olduğu için yaz aylarında vakalar çok görülüyor. Koronavirüs sırasında şu ana kadar 13 vakamız oldu. Birden bire bir artış oldu. Ama bu sadece Elazığ'da değil, Türkiye çapında bir artış oldu. Buna sebep olarak birçok neden sayılıyor. Anız yakma yasağı, yaylalara geri dönüşler, yaz aylarında kenelerin daha çok olması gibi. Koronavirüs dolayısıyla 'evlerde olun, kırsalda, kalabalık olmayan ortamlarda olun' diye belirttik. Ama bu sefer köye gidip köyde kalınca, oralarda da korunmasız olarak dışarıda oturulunca bu defa da kenelerin insanı tutması arttı. Dolayısıyla KKKA hastalığı arttı" dedi.
“PİKNİKTE PANTOLONUN PAÇALARI ÇORABIN İÇİNE KOYULMALI”
Keneden korunmanın birçok yöntemi olduğunu söyleyen Akbulut, piknikten döndükten sonra kıyafetlerin kontrol edilmesi gerektiğini aktırdı. Akbulut, "Piknik yerlerinde oturduğumuz zaman pantolonun paçaları çorabın içine koymak, uzun kollu kıyafet giymek, çiftçi isek ya da bağ bahçemiz varsa eldivenle birlikte gömleğin kolunu eldivenin içine koyarak korunabiliriz. Daha önemlisi kıyafetlerimizi çıkarırken kene var mı diye bir başkasına kontrol ettirip vücudunda varsa onların atılmasını sağlamamız lazım. Çünkü kıyafetimizi çıkarırken de kene vücudumuza atlayabilir. O nedenle bunlara dikkat etmemiz lazım. Keneyi mümkünse sağlık merkezlerine gidip oralarda baş kısmı tutulmuş şekilde çıkarılırsa virüsü bulundursa bile bulaştırmaz. Düzgün bir şekilde çıkarılması lazım" diye konuştu.
“KENE GÖZÜME OTLA BİRLİKTE GİRDİ"
KKKA hastalığına yakalanan Fatma Karaman, kenenin gözüne girdiğini hastanede 13 gün boyunca tedavi gördüğünü ifade ederek, "İneklerimi yaylaya götürdüm. Hayvanları otlatırken kene gözüme otla birlikte girdi, ne yaptıysam çıkmadı. Evde yemek yedim, misafirimiz vardı. Torunuma benim gözüme bak gözümde ne var, sanki içinde bir şey var dedim. O da bakınca keneyi gördü. Oğlum tuttu, torunum da keneyi çıkardı. Sonra o gece çok kötü oldum. Çok titredim, kendimde değildim. Çok kötü oldum. Hastanede tedavi gördüm. Şimdi iyiyim Allah doktorlardan razı olsun, bizi kurtardılar, onların sayesinde yaşıyorum" dedi. (Elazığ/DHA)