Dr. Halis Yerlikaya: Uyardık, dinlemediler, bir de soruşturma açtılar
Güneydoğu illerindeki vaka artışlarına Sağlık Bakanı da her gün dikkat çekerken TTB Merkez Konseyi üyesi Halis Yerlikaya, bugün uyaran yetkililerin zamanında uyarılarını dikkate almadığını söyledi.
TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Halis Yerlikaya | Fotoğraf: MA
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın günlük koronavirüs tablosunu açıklarken vaka artışı ve yoğun bakımda yatan sayısı açısından sürekli uyardığı iller arasında Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki iller başı çekiyor. 1 Haziran sonrası yeniden açılımla birlikte vaka artışının yaşandığı Diyarbakır, Antep ve Urfa’dan her gün vaka artışı ve yeni karantina haberleri geliyor.
"SORUMLULUK VATANDAŞA YIKILAMAZ"
Bölgedeki vaka artışlarını ve ne yapılması gerektiğini Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Üyesi Dr. Halis Yerlikaya ile konuştuk. Yeniden açılımın yanlış olduğu, salgının hâlâ sürdüğü ve tehlike geçmedi uyarılarının dinlenmediği hatırlatmasında bulunan Yerlikaya “Ne yazık ki söylediklerimiz doğrulanmış oldu. Ama dikkate alınmadık. Bölgede 1 Haziran sonrası yeniden açılmayla birlikte çok ciddi şekilde vaka artışları oldu” ifadelerini kullandı. Hatta bu uyarıları yapan Van, Urfa ve Mardin’deki TTB yöneticileri hakkında soruşturmalar açıldığını belirten Yerlikaya, vaka artışlarında vatandaşı suçlayan yaklaşımı da eleştirerek “Tabii ki vatandaşların maske, hijyen ve fiziki mesafe kurallarına uyması gerekiyor. Biz de bu konularda vatandaşı uyarıyoruz. Ama bu yetmez. Sorumluluğu vatandaşa atarak pandemiyle mücadele edilemez” dedi.
ARTIŞIN NEDENİ TEK DEĞİL
Bölge açısından ülke genelinde olduğu gibi pandemiyle mücadelede toplum katılımının önemsenmediğini, meslek odaları, sendikalar ve siyasi partilerin sürece katılımının engellendiğini anlatan Yerlikaya, ayrıca bölgede yerel yönetimlere atanan kayyumlar nedeniyle halkın seçtiği yerel yönetimlerin de bu süreçte vatandaşla kuracağı etkili iletişimin de sağlanamadığına vurgu yaptı. Epidemiyolojik ve bilimsel verilerle hareket edilmemesi gibi çok sayıda faktörün vaka artışında rol oynadığını belirten Yerlikaya “Kovid-19 yoksulların hastalığı. Bölgede yoksulluk çok daha fazla. Kalabalık aile yapısı da virüsün yayılmasında diğer bir etkili faktör. Tüm bu faktörlerin etkisiyle bölgede vaka sayılarında ciddi bir artış yaşandı” ifadelerini kullandı.‘İL BAZINDA ÖNLEMLER ALINMALI’1 Haziran sonrası tedbirlerin birdenbire ve hızlı gevşetilmesi sonrası ‘Normalleşme’ sürecinin sonuçlarının vaka artışlarına neden olduğunu ifade eden Yerlikaya “İstanbul gibi illerde vakalar bize göre bir ay öndeydi. Normalleşmeyle birlikte batıdan bölgeye gelen insanların yarattığı hareketliliğin etkisi de yaşandı” dedi. Öte yandan pandemiyle mücadelede her yerde aynı tedbirlerin alınmasıyla yol almanın mümkün olmadığını çünkü her il ve bölgenin kendine özgü toplumsal koşulları ve sosyolojik yapısına uygun önlemler alınması gerektiğine dikkati çeken Yerlikaya “Ama baktığımızda hemen her yerde aynı tedbirler alındı” ifadelerini kullandı. Epidemiyolojik veriler ışığında vaka artışlarının fabrika eksenli mi, yurt dışı kaynaklı mı, yoksulluk nedeniyle mi yaşandığına bakılmaksızın merkezi kararlarla yürütülmesini eleştiren Yerlikaya “Pandemiyle mücadele süreci dinamik bir şekilde yürütülmeliydi ama süreç günü kurtarma anlayışıyla yürütüldü” diye konuştu.
"YOĞUN BAKIMLAR DOLU"
Sonuç olarak her gün kaybedilen insanların olduğu, yoğun bakıma yatan hasta sayısının her geçen gün arttığı bir tabloyla karşı karşıya olduğumuza işaret eden Yerlikaya “Bölgede kamudaki bütün yoğun bakımlar dolu. Boşalan yere hemen yeni hasta yatırılıyor. Özel hastanelerde kısmı bir yer var. Bilim kurulu üyelerinin hastalığın şiddetinin azaldığı demeçleri oluyor. Ama bizim sahadan gözlemlerimiz ise hastalık olanca şiddetiyle devam ediyor. Vaka sayısı artınca da bu yoğun bakımdaki hasta sayılarına yansıyor” dedi.
"BU YÖNETME BİÇİMİYLE ÜSTESİNDEN GELEMEYİZ"
Bölgede Diyarbakır, Urfa, Mardin ve Antep gibi illerin en sıkıntılı yerler olduğunu belirten Yerlikaya “Açıkçası bu yönetme biçimiyle bu sürecin üstesinden gelemeyiz. Henüz salgının birinci dalgasındayız. Birinci dalgasındaki pikleri yaşıyoruz. Ve vakalar azalmıyor. Önümüzdeki eylül ayıyla birlikte influenza (grip) sezonu da başlamış olacak. Grip sezonuyla birlikte iki hastalığın bulaşı durumunda nasıl bir tablo ile karşı karşıya kalacağımızı bilmiyoruz” dedi. Hızlı bir şekilde bilimsel veriler doğrultusunda demokratik kitle örgütleri, meslek odaları ve sendikalardan gücünden faydalanılarak ortak çalışmalar yürütmek gerektiğini anlatan Yerlikaya “Sosyal destek paketleri oluşturularak yoksul insanlara yönelik çalışma yapılmalı. Her il bazında belli önlemler alınması gerekiyor. Vakaların neden kaynaklandığı açıklanmalı. Salgın 11 Mart’ta başladı. Bugün 15 Temmuz salgının üzerinden 4 aylık bir zaman geçti. Hâlâ elimizde veri yok. Hangi yaş grubunda dağılım nasıl onu bilmiyoruz, aslında bilmediğimiz çok şey var. Ama bu veriler Sağlık Bakanlığının elinde var. Bunlar açıklandığında bunlar üzerinden çok daha net değerlendirmeler yapabiliriz” ifadelerini kullandı.