Ermenistan-Azerbaycan gerilimi neden yükseldi?
Ermenistan-Azerbaycan sınırında, asıl çatışma konusu olan Karabağ’dan uzak bir noktada başlayan çatışmalar tansiyonu yükseltirken, her iki tarafın da çatışmadan çıkarı olduğu yorumları yapılıyor.
Azerbaycan ve Ermenistan bayrakları | Fotoğraflar: Pixabay
Ermenistan-Azerbaycan sınırında, iki ülke askerleri arasında 12 Temmuz’da yeniden başlayan çatışmaya dair kimi analizlerde, çatışmanın büyük bir savaşa dönüşme ihtimalinin düşük olduğu yorumu yapılırken, Ermenistan’ın bölgedeki kontrolünü artırmak için Rusya’yı çatışmaya daha fazla çekmek istediği ya da Azerbaycan’ın Rusya’nın Ermenistan’a desteğinin azlığı nedeniyle sınırlarının güvenliğini test ettiği yorumları da mevcut.
12 TEMMUZ’DA BAŞLADI
2016’dan bu yana sınırdaki en büyük çatışmalar olarak adlandılıran gerginlik 12 Temmuz’da sınırın Tovuz bölgesinde karşılıklı top atışları dahil saldırılarla başladı. Tovuz bölgesi, iki ülke arasındaki asıl çatışma konusu olan Karabağ’da bulunmuyor. Karabağ resmi olarak Azerbaycan’a bağlıyken fiili olarak ise Ermenistan’ın yönetiminde.
Azerbaycan, ilk çatışmanın Ermenistan’ın kendi mevzilerine saldırı girişimiyle başladığını, Azerbaycan ordusunun karşılık vermesi üzerine kayıp vererek geri çekildiğini söylüyor. Ermenistan ise Azerbaycan’ı ateşkesi ihlal etmekle suçluyor.
Son olarak çatışmalarda, 11 Azeri askeriyle 4 Ermeni asker ve bir sivil hayatını kaybetti.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı son açıklamasında Ermenistan’a ait bir müstahkem mevkiyi vurduklarını bildirdi. Agos’un haberine göre, Ermenistan Silahlı Kuvvetleri de, Tavuz bölgesinde yeni bir mevzi ele geçirdi. Bu mevzi, Tavuz bölgesinde Azerbaycan tarafında daha büyük olan bir bölgeye giden yolları kapatıyor.
BAKÜ’DE SAVAŞ YANLILARI EYLEM YAPTI
İki ülke de birbirlerini ateşkesi ihlal etmekle suçlarken, Azerbaycan’da kalabalık bir grup geceyi, “seferberlik” talebiyle toplandığı Meclisin önünde geçirdi. Başkent Bakü’de ve çevre şehirlerde yaşayan binin üzerinde kişi salı akşam saatlerinde başkentin sokaklarında kortej oluşturdu. Ellerinde Azerbaycan bayrakları taşıyan ve “Karabağ bizimdir bizim kalacak” sloganı atan kitle daha sonra Meclis önünde toplandı. “Karabağ bizim”, “Askerler ileri”, “Başkomutan, seferberlik ilan et” gibi sloganlar atan katılımcılardan bir grup Meclis binasına girmeye çalıştı, ama polis tazyikli su kullanarak bu girişimi durdurdu. Bazı kişiler gözaltına alınırken, polis, Bakü’nün birkaç merkezi caddesinde kordon oluşturdu.
RUSYA: ATEŞKESE UYUN
Rusya Devlet Başkanı Putin’in Sözcüsü Dmitriy Peskov, çatışmalardan derin endişe duyduklarını belirterek, taraflara “itidal” çağrısı yaptı. Peskov, “Tarafları itidale ve ateşkes süreci çerçevesindeki yükümlüklerine uymaya çağırıyoruz” dedi.Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, Azerbaycan ve Ermenistan mevkidaşlarıyla konuya ilişkin telefon görüşmeleri yaptığını hatırlatan Peskov, ara buluculuk yapmaya hazır olduklarını da vurguladı.
Öte yandan Agos’un haberine göre, Ermenistan’ın da üyesi olduğu Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütünden (CSTO) yapılan açıklamada da “Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütünün sorumluluğu altında bulunan bölgede tarafları hemen ateşkese geri dönmeye çağırıyoruz. Ölülerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara ise tez zamanda iyileşme dileriz.”
ERDOĞAN’DAN BAKÜ’YE DESTEK
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise salı günü yaptığı açıklamada, “Dost ve kardeş Azerbaycan’a karşı Ermenistan tarafından yapılan saldırıları şiddetle kınadığımızı belirtmek istiyorum. Hiç şüphesiz bu saldırı, Ermenistan’ın çapını aşan bir hadisedir. Amaç provokatif bir yaklaşımla hem Yukarı Karabağ sorununun çözümüyle ilgili süreci tıkamak hem de bölgede yeni çatışma alanları ortaya çıkarmaktır” dedi.
"DAHA BÜYÜK ÇATIŞMA OLASILIĞI DÜŞÜK"
İzvestia gazetesi: Ermenistan-Azerbaycan sınırında tam gelişmiş silahlı çatışma olasılığı düşük. Her iki taraf da çatışmayı başlatan konusunda birbirlerini suçluyor. İzvestia’nın görüştüğü uzmanlara göre, Ermenistan ve Azerbaycan toplumlarında biriken memnuniyetsizliğin artması, olayın ana nedeni.
Koronavirüs pandemisi her iki ülke ekonomisinde de önemli hasara yol açtı. Ermenistan zararlarını 1.5 milyar dolar olarak tahmin ediyor. Dahası, olağanüstü hal mart ayından bu yana yürürlükte ve son olarak ağustos ortasına kadar uzatıldı.
Ülke koronavirüs ile yokuş yukarı bir savaşla karşı karşıya olduğu için Azerbaycan da benzer bir durumda. Ermenistan için diğer bir faktör de siyasi muhaliflerle mücadelesi. Dağlık Karabağ’ın statüsü ile ilgili müzakerelerin çıkmaza girmesi de önemli.
Nurlan Gasimov, İzvetsia’ya “Her iki taraf da silahlı bir çatışmadan fayda sağlıyor. Bu şekilde yetkililer toplumdaki gerginliği hafifletebilir, (vatandaşlarını) iç sorunlardan uzaklaştırabilir ve kamuoyunu konsolide edebilirler” dedi.
Uzmanlar, durumun tam bir çatışmaya dönüşme olasılığının düşük olduğuna inanıyor. Sovyet Sonrası Araştırmalar Merkezinden Stanislav Pritchin gazeteye verdiği demeçte, “Savaş için hâlâ temel koşul yok. Ancak bombardıman ve çatışmalar artabilir. Uluslararası gözlemciler tarafları müzakere etmeye teşvik etmelidir.” (Kaynak: Tass Haber Ajansı)
"ERMENİSTAN, RUSYA’YI ÇATIŞMAYA DAHA FAZLA ÇEKMEK İSTİYOR"
Euravtiv.com: Vasif Huseynov, Ermenistan’ın son günlerde Azerbaycan’la olan sınırındaki ani saldırısının Ermenistan’ın Rusya’yı Azerbaycan’la olan çatışmasına daha fazla çekme niyeti olduğunu ileri sürdü. Azerbaycan Uluslararası İlişkiler Analiz Merkezinde kıdemli danışman olan Huseynov’un çatışmalardan Ermenistan’ı sorumlu tutan 14 Temmuz tarihli yazısındaki bazı bölümler şöyle:
12 Temmuz’da, Ermenistan’ın, Ermenistan-Azerbaycan sınırında, Azerbaycan ordusu mevzilerine ağır toplarla ani bir saldırı başlatması üzerine bir dizi çatışma başladı. Bu, 2016 Nisan Savaşı’ndan bu yana ve özellikle Nikol Paşinyan’ın 2018’in ortasında Ermenistan’ın siyasi liderliğini devralmasından beri taraflar arasındaki ilk büyük gerilim oldu.
Dışarıdan bir gözlemci için Ermenistan ve Azerbaycan sınırındaki ani gerilim, her iki taraf da pandemi nedeniyle sert darbe aldığı bir zamanda beklenmedik görünebilir.
Ancak, Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın 21 Mayıs’ta, işgal rejiminin yeni liderinin sözde yemin törenine katılmak için tarihi Şuşa’ya ziyareti, durumu oldukça gerdi.
Gelişen olay, mevcut durum ve iki taraf arasındaki çatışmanın geleceğine dair öngörüler için çıkarılacak bir dizi sonuç sunuyor.
Her şeyden önce Ermenistan’ın, işgalini, işgal altındaki Azerbaycan topraklarıyla sınırlamayı planlamadığını ve daha fazla alanı kontrol altına almak için her fırsatı kullanma niyetinde olduğunu gösterdi. Dağlık Karabağ bölgesi ve çevresi ile doğrudan bağlantısı olmayan bir bölgede saldırı başlatan Ermenistan, daha fazla bölgeyi kontrol altına almayı umduğu yoğun karşılıklı çatışmalar alanını genişletmeye çalıştı.
Ermenistan Savunma Bakanı Davit Tonoyan, Azerbaycan tarafının herhangi bir provokasyonu halinde Ermeni silahlı kuvvetlerine “Yeni avantajlı mevkiler işgal etmesi” talimatı verildiğini açıkladı.
İkincisi, Ermenistan’ın, Azerbaycan’ın işgal altındaki bölgelerini çevreleyen temas hattı dışındaki sınırda saldırısı, Rusya’yı Azerbaycan’la olan çatışmaya daha çok çekme niyetini ifade ediyor. Ermenistan, tüzüğündeki “Bir üyeye saldırı tüm üyelere saldırıdır” ilkesi nedeniyle Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütünün (CSTO) Ermenistan ile birlikte duracağını ve Azerbaycan’a karşı savaşını destekleyeceğini umuyordu. Bu nedenle, CSTO’nun özel bir toplantı yapması girişiminde bulundu ancak görünen o ki diğer üyeler tarafından desteklenmedi.
Üçüncüsü, hızlı bir şekilde tam ölçekli bir savaşa dönüşebilecek bir çatışmanın aniden yükselmesi, ki Azerbaycan’ın Rusya Federasyonu Büyükelçisi Polad Bülbüloğlu da bunu dışlamadı, Ermenistan-Azerbaycan çatışmasının donmuş olmadığını; kısa sürede ve barış içinde çözülmezse bölgesel bir felakete dönüşme riskini taşıdığını doğruladı.
Sonuncu ama bir o kadar önemli olan ise; son zamanlardaki tansiyon, kuşkusuz, Ermenistan’ın statükoyu uzatmak ve işgal altındaki bölge üzerindeki kontrolünü pekiştirmek için barış sürecini istismar etmesi nedeniyle son birkaç yıldır taraflar arasında birbirini taklit eden müzakerelerin durması gerektiğini ve liderlere, sağlam müzakeler için uluslararası toplum tarafından baskı yapılması gerektiğini gösterdi.
"ERİVAN’IN MOSKOVA’DAN DESTEK ALAMAMASI BAKÜ İÇİN ÖVGÜ KONUSU"
Eurasianet.org: Joshua Kucera imzalı habere göre; USC Ermeni Araştırmaları Enstitüsünde analist olan Emil Sanamyan, tetikleyicinin, Ermenistan’a, bölgede, Azerbaycan kuvvetlerinin yok etmeye çalıştığı taktiksel bir avantaj sağlayacak ve Ermeni silahlı kuvvetleri tarafından inşa edilen yeni bir karakol olabileceğini ileri sürdü.
Uzun süredir bu çatışma üzerine çalışan Laurence Broers ise, Azerbaycan’ın, Ermenistan ve Rusya arasındaki toprak anlaşmasını test ederek uluslararası sınırını incelemek için coğrafi motivasyonları olabileceğini belirtti.
Bütün bunlar Azerbaycan’ın girişimi olsun ya da olmasın, aslında Erivan’ın Moskova’dan daha fazla destek alamaması konusundaki başarısızlığı Bakü için övgü konusu. Ancak bu, Rusya’nın desteği konusunda büyük ilüzyonları olan birkaçı hariç, Ermeniler için büyük bir sürpriz olmamalı. Batı yanlısı Ermeniler de, Moskova’nın güvenilmez bir müttefik olduğuna dair bu canlı illüstrasyondan biraz memnun olmuş dahi olabilirler. (DIŞ HABERLER)