Tehdit edilen Avukat Şiar Rişvanoğlu’na destek
158 akademisyen, araştırmacı, hukukçu, politikacı, sanatçı, sendikacı ve yazar Avukat Şiar Rişvanoğlu'nun uğradığı saldırıya ilişkin açıklama yaptı.
Fotoğraf: Adana Barosu
Adana’da Avukat Şiar Rişvanoğlu'nun ofisine düzenlenen taşlı saldırı ve tehdit metnine ilişkin 158 akademisyen, araştırmacı, hukukçu, politikacı, sanatçı, sendikacı ve yazar açıklama yaptı. Açıklamada "Burada amaç özel bir çıkara yönelik değildir. Faillerin kendi ifadesiyle, “emniyet kuvvetleri”ni korumak için yapılmıştır bu korkunç tehdit. O zaman İçişleri Bakanlığı’nın acil görevi, derhal, kendi yönetimindeki güçleri böylesine haydutça yöntemlerle korumaya girişenlerin kimler olduğunu araştrmak, bulmak ve adalet önüne getirmektir. Bu görev yapılmadıkça, bu ülkede kimse kendini “emniyet”te hissedemez!" denildi.
Emniyet güçlerinin yoğun olduğu Adliye binasının arka sokağında bulunan ofisin işhanının giriş kapısındaki camları kıran saldırganlar olay yerine üzerinde, “Şanlı devletimizin emniyet kuvvetleri ile uğraşmaya devam edersen daha başka çok şeyler de parçalanır, dağılır… Ayağını denk al şerefsiz vatan haini!!!!” yazan bir kağıt bırakmıştı.
158 akademisyen, araştırmacı, hukukçu, politikacı, sanatçı, sendikacı ve yazar tarafından yapılan açıklama metni şöyle:
“Bir cerrahın işini iyi yapabilmesi için, tetkik, teşhis, ameliyat kararı, ameliyat sonrası bakım ve benzeri işler çok önemlidir ama cerrahın insan bedenine şifa kazandırma yolundaki hayati faaliyet ameliyathanede geçer, aleti neşterdir, lazerdir.
Bir müzisyen sanatını bitmek tükenmek bilmeyen egzersizlerle geliştirir, aynı zamanda okur, dinler, öğrenir, ama insanın ruhuna yaşama şevkini sahnede verir, aleti bağlamadır, gitardır, piyanodur, sesidir.
Bir avukat, kanunları, yönetmelikleri, mahkeme zabıtlarını, delilleri incelemek, dünyada ve Türkiye’de insan haklarının korunmasının kurallarını ve koşullarını öğrenmek, müvekkili ile görüşmek, onu cezaevinde ziyaret etmek ve başka bir sürü iş yapmak zorundadır mesleğini iyi icra etmek için. Ama insanın haklarını koruduğu asıl yer duruşma salonudur, kullandığı araç sözüdür.
Avukat Şiar Rişvanoğlu, duruşma salonunda sözünü esirgemediği için, müvekkillerinin bütün haklarını savunduğu için, o hakların ihlal edildiğine dair deliller, karineler, ifadeler, tanıklıklar olduğunda bunları ortaya koyduğu için, devletin gücünü kullanan memurlar bu hakları ihlal etmeye giriştiğinde buna karşı sesini yükselttiği için, kısacası savunma görevini hakkıyla yaptığı için bugün ölümle tehdit ediliyor! İşçilerin, Kürtlerin, ezilen kadınların, gençlerin, bütün mazlumların ve mağdurların bu sosyalist avukatı sesi kesilmekle tehdit ediliyor!
Şiar Rişvanoğlu’nun bürosuna geçtiğimiz günlerde bir tatil günü bir saldırı gerçekleştirildi. Binanın kapısının camları kaldırım taşıyla tuzla buz edildi. Sonra fail ya da failler bir not bırakarak geldikleri gibi gittiler. Bir bilgisayar yazıcısında yazılmış olan o notta şöyle deniyordu: “Şanlı devletimizin emniyet kuvvetleri ile uğraşmaya devam edersen daha başka çok şeylerde parçalanır, dağılır. Ayağını denk al şerefsiz vatan haini!!!!!!”
“Parçalanır” ve “dağılır” fiillerinin ne anlama geldiğini anlamak için dil uzmanı olmaya gerek yok. Bu bir ölüm tehdididir!
“Şanlı devletimizi” koruma görevine kendini tayin etmiş bu “kahramanlar”, elbette tehdit mektubunu imzalamaya cesaret edemiyor. Çünkü devletin böyle korunması kimsenin haddi değildir!
Burada amaç özel bir çıkara yönelik değildir. Faillerin kendi ifadesiyle, “emniyet kuvvetleri”ni korumak için yapılmıştır bu korkunç tehdit. O zaman İçişleri Bakanlığı’nın acil görevi, derhal, kendi yönetimindeki güçleri böylesine haydutça yöntemlerle korumaya girişenlerin kimler olduğunu araştrmak, bulmak ve adalet önüne getirmektir. Bu görev yapılmadıkça, bu ülkede kimse kendini “emniyet”te hissedemez!
Şiar Rişvanoğlu’na yapılan bu saldırı aslında mesleğini hakkıyla icra etmek için çırpınan bütün avukatlara yapılmıştır. Bugün iktidar “çoklu baro” adı altında avukatların meslek örgütlerini parçalamaya ve dağıtmaya girişmişken, aslında, zayıflatılmaya, evcilleştirilmeye, istibdadın dayanağı haline getirilmeye çalışılan, bir ülkenin adalet mekanizmasının belki de en önemli dayanağı olan savunmadır. Bu tehdit, işte o savunmanın fiilen felç olmasını, bütün avukatların duruşma salonlarında korku içinde susmasını amaçlıyor.
Onun içindir ki, hepimiz, bu düzen tarafından ezilen herkes, Şiar Rişvanoğlu’na sahip çıkmalıdır; ama en çok o parçalanmaya ve dağıtılmaya çalışılan barolar, tek tek ve toplu halde bu saldırı ve tehdide karşı meslektaşlarını savunmaya girişmelidir.
İşte adliyeler o zaman gönül rahatlığıyla şerefli avukatların sloganıyla çınlatılabilir: “Savunma susmadı, susmayacak!”
İmzacılar:
Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi, Düşünce Suçu(?!)na Karşı Girişim, 78’ler Girişimi, Abdullah Demirbaş, Abdullah Köktürk, Adil Okay, Adile Erkan, Adnan Vural, Ahmet Aykaç, Ahmet Çoban (avukat), Ahmet Dindar (avukat), Ahmet Hulusi Kırım, Ahmet Malkoçoğlu (avukat İstanbul Barosu), Ahmet Önal, Akın Atalay (avukat), Alev Er, Dr. Ali Ekber Doğan, Praksis Dergisi, Ali Ekber Kaypakkaya, Ali Fuat Karaoz, Anjel Dikme, Aslı Kayhan, Attila Tuygan, Aysel Baytar, Aysun Gezen (KESK Eş Genel Başkanı), Ayten Güneşer, Barış Can Çakır, Dr. Barkın Asal, Baskın Oran, Beyzade Sayın (Eğitim Sen 6 No'lu Üniversiteler Şubesi Başkanı), Burak Gürel, Bülent Tekin, Cengiz Arın, Cengiz Aktar, Coşkun Canıvar, D. Ali Millioğulları (ODTÜ Siyaset Bilimi Emekli Öğretim Üyesi), Devrim Şenses, Dilek Yıldız Çetinkaya, Doğan Özgüden, E. Ahmet Tonak, Ecehan Balta, Emir Ali Türkmen (Editör), Ercan İpekçi, Ercan Kanar, Erdal Doğan, Eren Keskin, Ergin Cinmen, Arş. Gör. Erkan Muniroğlu (Ankara Üniversitesi), Erol Özkoray, Ertuğrul Oruç, Eşber Yağmurdereli, F. Ahmet Tamer, Fatime Akalın, Fatma Gök, Fethiye Çetin (avukat), Feyha Karslı, Fikret Başkaya, Filiz Gül Kokuer, Fuat Özdinç, Gonca Gedikoğlu (avukat- Muğla Barosu), Gökçe Çataloluk, Gülizar Tuncer (avukat), Gülnur Acar Savran, Güngör Şenkal, Gürhan Ertür, H. Habip Taşkın, Hakan Koçak, Hakan Tahmaz, Haldun Açıksözlü, Halil Savda, Hasan Sucu, Hasan Şükrü Dal, Hayri Zafer Korkmaz, Hicri İzgören, Hüseyin Demirton, Hüsnü Öndül, İnan Yılmaz (avukat), İnci Hekimoğlu, İnci Tuğsavul, İrfan Kaygısız, İshak Kocabıyık, İsmail Beşikçi, İsmail Cem Özkan, İsmail Çoban, Jan Beth-Sawoce, Jean-Pierre Dopagne, Kadir Arıkan, Kamber Hasgül, Kemal Akkurt, Koray Düzgören, Kurtar Tanyılmaz (Devrimci Marksizm dergisi Yayın Kurulu üyesi), Kutlu Dane (Devrimci Marksizm dergisi Yayın Kurulu üyesi), Kuvvet Lordoğlu, Leman Stehn, Levent Dölek (Devrimci İşçi Partisi (DİP) Genel Başkan Yardımcısı, Dr. M. Cemil Ozansü, M. Gürsan Şenalp, Mebuse Tekay, Mehmet Bozgeyik (KESK Eş Genel Başkanı), Melda Yaman, Melek Zorlu, Memik Horuz, Öğr. Gör. Dr. Meryem Kurtulmuş, Metin Gülbay, Mevlüt Kaya, Murat Kuseyri, Murat Polat, Murat Turgay Hacıoğlu, Mustafa Kemal Coşkun (Devrimci Marksizm dergisi Yayın Kurulu üyesi), Mustafa Sütlaş, Mustafa Şener, Nail Karakaş (avukat), Nazar Büyüm, Necati Abay, Necip Çakır, Nejla Kurul, Nesrin Nas, Neziha Eken, Nuretin Anyig, Nurten Kırmızıgül, Onur Hamzaoğlu, Orhan Alkaya, Ömer Ayaz (avukat), Ömer Güven, Ömer Kavili, Ömer Mollaer, Özdeniz Pektaş, Özlem Özkan, Özlem Yıldırım, Pınar Ömeroğlu, Özgür Öztürk (Devrimci Marksizm dergisi Yayın Kurulu üyesi), Ragıp Zarakolu, Ramazan Gezgin (78 Girişimi Ankara Temsilcisi), Recep Maraşlı, Sait Çetinoğlu, Selime Güzelsarı, Serdar Koçman, Sevil Turgut, Sevinç Koçak, Sibel Özbudun, Sungur Savran, Süleyman Eryılmaz, Ş. Gürçağ Tuna, Şanar Yurdatapan, Şebnem Aktolga, Şebnem Oğuz, Şeyhi Sadi Şahin, Şükriye Ercan, Tahsin Yeşildere, Taner Bayrak, Tarık Günersel, Tarık ziya Ekinci, Temel Demirer, Dr. Tolga Tören, Kassel Üniversitesi, Tora Pekin (avukat, İstanbul Barosu), Ümit Kaya, Veysi Sarısözen, Yasemin Dora Şeker (Avukat), Yasemin Gülbol (avukat), Yasin Yetişgen, Yücel Demirer. (HABER MERKEZİ)