19 Temmuz 2020 22:31

Sendikacı Ahmet Arıkan: Tazminata sahip çıkmak için sadece basın açıklamaları yetmez

Genel-İş Sendikası Anadolu Yakası 1 No’lu Şube Başkanı Ahmet Arıkan, kıdem tazminatına ilişkin "Hakların geliştirilmesi ve korunması için atılacak her türlü çabada yer alırız” dedi.

Ahmet Arıkan  | Fotoğraf: MA

Paylaş

Kadir GÜNEY

Genel-İş Sendikası Anadolu Yakası 1 No’lu Şube Başkanı Ahmet Arıkan, iktidarın fona devretmek istediği kıdem tazminatı haklarını korumak için mücadeleye hazır olduklarını bildirdi. Arıkan, “Sadece basın açıklamaları yaparak bu işi savuşturmayacağımızı herkes bilmelidir. Hakların geliştirilmesi ve korunması için atılacak her türlü çabada yer alırız” dedi.

İşçi ve emekçilerin en temel kazanımı ve güvencesi olan kıdem tazminatı, iktidara geldiği 2002’den bu yana AKP’nin ajandasında yer alan konuların başında geldi. Bu konuyu zaman zaman farklı şekillerde gündeme getiren iktidar, açıklanan “İstihdam Kalkanı Paketi” kapsamından gündeme getirilen tamamlayıcı emeklilik sistemi (TES) ile kıdem tazminatını fona devretme arayışına girdi. Fakat muhalefet partileri, sendikalar ve işçilerin gösterdiği tepkiler üzerine iktidar konuyu şimdilik rafa kaldırdı gözüküyor.

"KIDEM HAKKI KOLAY ELDE EDİLMEDİ"

Kıdem tazminatına ilişkin konuşan DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası İstanbul Anadolu yakası 1 No’lu Şube Başkanı Ahmet Arıkan, kıdem tazminatının 80 yıldır işçinin güvencesi olduğunu, bu hakkın kolay elde edilmediğini, yıllarca verilen sınıfsal mücadelenin eseri olduğunu söyledi. Arıkan, “Bu kazanımı patronlar kendi lehine çevirmeye çalışıyorlar. Buldukları her fırsatta bunu yasalaştırmaya çalışıyorlar. Salgın sürecini de fırsata çevirdiler. İşçinin birçok hakkını gasbettiler. Salgın sürecinde biz belediye işçileri de sağlık çalışanları gibi hayatlarımızı tehlikeye atarak çalıştık. Bu durumu görerek işimizin hakkını verecekken haklarımızın neresinden kırpacaklarının hesabını yapıyorlar” dedi.

KEYFİ İŞTEN ÇIKARMALARIN ÖNÜNDE ENGEL

Kıdem tazminatının işçilerin keyfi olarak işten çıkarılmalarının da önündeki en büyük engel olduğunu vurgulayan Arıkan, “İş mahkemeleri genelde kıdem tazminatıyla ilgili davalarda işçinin lehine kararlar veriyor. Bu durumdan kaynaklı kıdem patronların korkulu rüyası haline geldi. Bu durumun önüne geçmek için iki yol izliyorlar. Birincisi, hukuku kendilerine göre dizayn etmek. Bunun için adımlar atılıyor. İkincisi ise, yasalarla patronların korkusu olmaktan çıkarmak ve patronun elini güçlendirmek” diye konuştu.

KAPALI KAPILAR ARDINDA PLANLAR YAPILIYOR

Arıkan, patronlar ve hükümetin kapalı kapılar ardında ‘Bu hakkı işçinin elinden nasıl alırız’ diye planlar yaptığını dile getirdi. Defalarca ellerinden alınmak istenen bu hak için ‘grev sebebidir’ diyerek alanlarda mücadele ettiklerini söyleyen Arıkan, üretimden gelen güçleri ile alanlara çıkıp, haklarını savunacaklarını kaydetti. Arıkan, bu hakkı ellerinden kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) alacağını sananların da yanılacağını dile getirdi.

Yapılması gerekenin net olduğunu, kıdemin iyileştirilmeler yapılarak kalması gerektiğini vurgulayan Arıkan, “İşçi bir gün bile çalışsa, kıdemi alabilmesi gerekir. İşçi istifa etse bile kıdem hakkının korunması ve devletin kıdemin ödenmesini kontrol etmesi gerekir. Aksi halde fona devretmekle sorunlar çözülmez” dedi.

"KAVGAYA HAZIRIZ!"

“Bizim devlet güvenceli emeklilik sistemi ve kıdem tazminatı konusunda geri adım atmak gibi bir lüksümüz yok” diyen Arıkan, şöyle devam etti: “Bu hakların geliştirilmesi ve korunması için atılacak her türlü çabada yer alırız. Sadece basın açıklamaları yaparak bu işi savuşturmayacağımızı herkes bilmelidir. Uygun zamanı bekliyorlar, biz de kavgaya hazırız. Onların ne yapmak istediklerini biliyoruz, yaptırmayacağız. Emekten doğan gücümüzü nasıl ve nerede gerekiyorsa genel greve kadar ülkede hayatı durdurarak, bu hakları savunmaya ve korumaya devam edeceğiz.”

"KRİZİN FATURASINI İŞÇİ ÖDEMEYECEK"

Bugüne kadarki hükümetlerin emekten yana adımlar atmadığını söyleyen Arıkan, işçilerin kazanımları hakkında kimsenin tasarruf yapamayacağını vurguladı. Arıkan, iktidarın kriz dönemlerinde faturayı işçiye çıkardığını belirterek, “Biz artık bunu kabul etmiyoruz. Hükümet aklını başına almalıdır. Emekten, sınıftan yana dengeleyici, koruyucu, kollayıcı yasalar çıkarmalıdırlar. Üreten bizleriz. Üreten bizsek yönetimde de söz sahibi olmak en doğal hakkımız” şeklinde konuştu. İşçi ve emekçileri sendikaların çatısı altında birleşmeye davet eden Arıkan “Ancak böyle güçlü oluruz. Patronlar kendi örgütlülüklerini sağlamış durumdalar, bizim elimizdeki tek güç ise bir arada olmaktır” dedi. (İstanbul/MA)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Low Sexual Desire da artık yok

SONRAKİ HABER

Nijerya'da Boko Haram'ın 8 üst düzey üyesi öldürüldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa