20 Temmuz 2020 05:49

DİB’den İstanbul Sözleşmesi tepkisi: Kadınlar, korunmadıkları için ölüyor

Demokrasi İçin Birlik (DİB) İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmek istenmesine tepki gösterdi: Amaç Sözleşme’yi feshederek kadınların kolunu kanadını kırmak.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Kadınları şiddete karşı koruyan İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmek istenmesine tepki gösteren Demokrasi İçin Birlik (DİB), yaptığı açıklamada “İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmek istenmesi, aynı zamanda hukuk devletinin, anayasanın yerine konmak istenen, medeni hukuku ilga edecek yeni gerici ve dinci sistemin de göstergesi” ifadelerini kullandı.  

DİB’in açıklaması şöyle:

“Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi, barolardaki sistemin hukuk dışı olarak değişmesinden sonra şimdi de kadınları şiddete karşı koruyan İstanbul Sözleşmesi feshedilmek isteniyor. Adım adım dinci, gerici bir fiili hukuk ve yönetim sistemi inşa ediliyor. 

Kadın cinayetlerinin ardı arkası kesilmezken iktidar, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadelede en etkili araçlardan biri olan İstanbul Sözleşmesi’nin tek taraflı feshedilmesi ya da “tartışmalı maddelere” çekince konulmasını gündeme aldı. 

Amaç ortada: Kadınların yükselen eşitlik mücadelesine engellemek, yıllardır verilen mücadele ile elde edilen kazanımlara el koymak, kadınları hizaya getirmek, aile içinde erkeğe itaat eden role, şiddete ve ölüme mahkûm etmek.

KADINLARIN CANLARIYLA OYNANIYOR 

Kadına karşı şiddetin önlenmesinde devleti yükümlü kılan sözleşme, uzun süredir dinci gerici vakıf ve çevreler tarafından ailenin dağılması ve boşanmalardan sorumlu tutuluyor.

Oysa resmi verilere göre sadece geçen yıl, öldürülen 474 kadından 134’ü evli oldukları erkek, 25’i eskiden evli olduğu erkek, 51’i birlikte olduğu erkek tarafından katledildi.

İktidar toplumu derinden sarsan her kadın cinayetinde yüksek perdeden kadın ölümlerine engel olacaklarını söylerken, kadınlar, yasalar ve devlet tarafından korunmadıkları için hayatlarını kaybediyor.

Sözleşmenin, şiddet söz konusu olduğunda ‘toplumsal cinsiyet’ ve ‘cinsel yönelime’ dayalı ayrımcılık yapılamayacağına dair maddesi de, eşcinselliğin teşvik edildiği iddiasıyla hedefe konuluyor. 

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ÇOK ÖNEMLİ BİR KADIN KAZANIMI

Kadına karşı şiddetin nedeni, kadın erkek eşitsizliği ve kadınlara yönelik ayrımcılık. İstanbul Sözleşmesi, ardında milyonlarca kaybedilmiş kadın hayatı olan bu hakikati vurgulayan, şiddetin kadınların ve erkeklerin toplumsal yaşamın her alanına eşit katılmalarıyla önlenebileceğine işaret eden ilk uluslararası sözleşme olarak çok önemli bir kazanım. 

Sözleşmeyi hayata geçirmek için adım atmayan, tam tersine Diyanet İşleri Başkanlığı ve Aile ve Sosyal Yardım Bakanlığı eliyle kadınların boşanmasının zorlaştırılması ve kadının ev içi şiddete mahkûm edilmesi için sistemli çaba gösteren iktidar, İstanbul Sözleşmesi’nin yükümlülüklerinden kurtulduğu zaman, 6284 sayılı Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi ve Ailenin Korunması Yasası’nın temel dayanağını da çökertmiş olacak.  

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ FESHEDİLEMEZ

İktidar, çocuk istismarından, nafakanın kaldırılmak istenmesine, kadınların gülmesi ve giyinişlerine kadar geniş bir alanda nüfusun yarısını oluşturan kadınları denetim altına almak istiyor. Amaç Sözleşme’yi feshederek kadınların kolunu kanadını kırmak.

İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmek istenmesi, aynı zamanda hukuk devletinin, anayasanın yerine konmak istenen, medeni hukuku ilga edecek yeni gerici ve dinci sistemin de göstergesi. 

Demokrasi güçleri bu gerici saldırılara halkın katılımına dayalı bir mücadeleyi birlikte örmeyi başarırlarsa karşı koyabilir. Bugün, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmak istenmesine karşı mücadele tüm demokrasi mücadelesinin odağında duruyor.” (HABER MERKEZİ)

{{409474}}

ÖNCEKİ HABER

Şiddetin boyutu: Her gün 38 kadın şiddete karşı panik butonunu kullandı

SONRAKİ HABER

Çocuğu olmadığı halde, çocuklarını "FETÖ okullarında okutmaktan" ihraç edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa