20 Temmuz 2020 09:05

Başakşehir: Sessiz şampiyonluk, gürültülü (aile içi) kavga

Mithat Fabian Sözmen, Başakşehir’in şampiyonluğunu yazdı.

Fotoğraf: AA

Paylaş

Mithat Fabian SÖZMEN

Süper Lig tarihinin en garip sezonu spor tarihinin en garip şampiyonlarından birini üretti. Öyle ki maçlarını 4-5 bin seyirci önünde oynayan şampiyonun kutlamaları için özel korona önlemleri almaya dahi gerek yoktu. “Aile içi”nde bir kutlama oldu, herkes olaysız dağıldı. (Kutlamaya katılmayan damatlardan biri hariç!)

KISA BİR HATIRLATMA: ERDOĞAN PROJESİ

Başakşehir’in hikâyesini herkes biliyor, çokça yazdık ama yine de kısaca hatırlatmak gerekirse 2014 yerel seçimleri öncesi İstanbul Büyükşehir Belediyespor, komik bir ihale süreciyle Tayyip Erdoğan’ın akrabaları ve yakınlarına devredildi. Kulübün merkezi ve adı, Erdoğan’ın belediye başkanlığı sürecinde oluşturulan Başakşehir ilçesi oldu. Başkanlık koltuğuna, Erdoğan’ın kayınbiraderinin damadı Göksel Gümüşdağ oturdu. Yönetim kurulunun diğer üyeleri de Erdoğan’la ya akrabalık ya siyaset ilişkisi içerisinde olan isimlerden oluşuyordu. Kulüp, hiçbir taraftar gücü olmamasına rağmen yine Erdoğan’la yakın ilişkileri bulunan şirketlerin sponsorluklarını elde etmekte zorlanmadı. (Medipol Hastaneleri, Makro İnşaat, Denizbank, THY, vs.)

SON 6 YILIN EN İSTİKRARLISI

Bu, açık ve siyasi ekonomik destekle yola çıkan kulüp, saha içerisinde düzenli bir yapı oluşturdu. 2014/15’te 4., 2015/16’da 4., 2016/17’de 2., 2017/18’de 3., 2018/19’da 2. olan ekip, bu süreçte Cengiz Ünder, İrfan Can Kahveci gibi akıllı transfer hamlelerinin yanı sıra “tecrübeli eski yıldız” kontenjanını da bolca doldurdu. Bu yaşlı yıldız enflasyonu, bir ara kulübü Süper Lig’in en şişkin maaş bütçesine zorladığı gibi gelmeyen şampiyonluk ve dolayısıyla Şampiyonlar Ligi katılım payı da Başakşehir projesinin artık son barutlarını atmaya başladığı anlamına geldi.

2018 ve 2019 şampiyonluk yarışlarında Erdoğan’ın “Başakşehir’in kendi kulübü olduğunu” bizzat ilan etmesine, bazı tartışmalı düdükler eklenince işler ters tepmişti. 2018’deki Galatasaray maçında Beşiktaş ve Fenerbahçeliler dahi “Erdoğan’ın takımı”na karşı ezeli rakiplerini tutar hale gelmişti. 2019’da senaryo farklıydı ama bu kez de Abdullah Avcı’nın “Fatih Terim’le dans etme” hırsı, yaşlı takım ve yetersiz hücum gücü puan farkını 8’e kadar çıkaran Başakşehir’i durdurdu.

SEZON ÖNCESİ DOĞRULARI BAŞAKŞEHİR YAPTI

2019/20 sezonu başlarken kâğıt üzerinde işler Başakşehir için daha zordu. Galatasaray, bir kez daha Şampiyonlar Ligi gelirine konmuştu. Başakşehir’in hocası Abdullah Avcı, Beşiktaş’a geçmişti. Başakşehir’in zaten ihtiyar kadrosu bir yıl daha yaşlanmış ve ekonomik esneklik sınırlanmıştı.

Ancak transferde her türlü yanlış hamleyi yapan son şampiyon Galatasaray’a karşı doğru hamleleri yapan Başakşehir’di. Kadronun temeli korunurken teknik direktörlüğe Okan Buruk’un getirilmesi kilit öneme sahipti. Crivelli, Gulbrandsen, Azubuike, Aleksic, Skrtel, Mehmet Topal gibi transferler göz alıcı değildi belki ama doğruydu. Epureanu’nun sakatlıktan iyi dönmesi, Demba Ba’nın bu yaşta böylesi form tutması Başakşehir’i iki yenilgiyle, ilk beş maçta sadece 5 puanla başladığı sezonda zirveye taşıdı. Okan Buruk, Avcı’nın aksine takımını Avrupa Kupaları’nda da rekabetçi tuttu. Ufukta çeyrek final var.

TARAFTARSIZLIK BU KEZ İŞE YARADI

Başakşehir önceki şampiyonluk girişimlerinde Galatasaray’ın taraftar ve camia baskısının altında ezilmişti. Bu kez herkes taraftarsız, camiasız kalınca şartlar eşitlendi. Son dönemeçte “Kafası rahat” Başakşehir, baskı altındaki Trabzon’a karşı avantajlı olan taraftı. Trabzon iyi giderken hocasını siyasi olduğu iddia edilen saiklerle kovdu (başrolde yine Damat var), Başakşehir lige çok kötü başladığında dahi Okan Buruk’u sorgulamadı.

DAMADIN KIZGINLIĞI

İşin aslı bu sezon Tayyip Erdoğan’ın ortalarda görünmemesi buna karşılık damat Berat Albayrak’ın pek aktif olması GS-FB-BJK’lilerin de Başakşehir’i geçmişte olduğu kadar sorgulamamasına neden oldu. Nitekim ligin son bölümünde ve şampiyonluğun kazanılması sonrası Albayrakların kontrolündeki Turkuvaz Medya’nın Başakşehir’i net şekilde hedef alması ve bu sezonu “tarihin en şaibelisi” ilan etmesi aile içi anlaşmazlığı gözler önüne sermesi bakımından çarpıcıydı.

PROJE NEREYE EVRİLECEK?

Başakşehir şampiyon oldu peki proje ne kadar sürecek? Esenler Erokspor’u da yakınlarına satın aldıran ve kulübün pilot takımı yapan Erdoğan’ın Başakşehir’den vazgeçmek istemediği ortada. Hep şunu söylüyorduk, Erdoğan’ın Başakşehir’le iki hedefi var. Birincisi kulübü bir hegemonik platform haline getirmek. Bu yüzden geçtiğimiz yıl parti kongresinde çıkıp “AK Parti gençliği Başakşehir tribünlerini doldurmalı. Bu alanlarda olmazsak siyasette de zayıf kalırız” dedi. Ne yapsa olmadı! Tribünler dolmuyor, Başakşehir’e ilgi artmıyor. İkincisi kulübü en kârlı anında yabancı yatırımcılara satmak. Ancak taraftarsız bir oluşum hem de bu küresel ekonomik şartlarda kendine kolay kolay alıcı bulamaz. Şampiyonluk, birbiriyle bağlantılı bu iki konuda bir sıçrama yaratır mı? Bence zor. Bu bakımdan Başakşehir projesi kısa vadede başarılı olmuştur, o yüzden sahiplerine maddi külfet getirmediği sürece devam edecektir ancak orta ve uzun vadede, Erdoğan tek adamlığının baskıcı ama kırılgan ve kendi içinde dahi türbülanslı yapısı göz önüne alınırsa, varılacak pek de bir yer yok. Berat Albayrak’ı, gazeteleri aracılığıyla kayınbabasının projesinin şampiyonluğuna kara çalacak kadar cesaretlendiren de bu galiba.

ÖNCEKİ HABER

BİK tepkisi: İlan kesme muhalif yayınlar için cezalandırma aracına dönüştü

SONRAKİ HABER

Akla zarar JES savunması: Arazilere zarar vermeyecek, gelişmelerin önünü açacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa