20 Temmuz 2020 10:10

HDP, Suruç Katliamı'nın neden ve sonuçlarının araştırılması için önerge verdi

HDP milletvekilleri Meral Danış Beştaş ve Hakkı Saruhan Oluç, Suruç Katliamı'nın neden ve sonuçlarının araştırılması için Meclise önerge verdi.

Fotoğraf: MA

Paylaş

HDP grup başkan vekilleri Meral Danış Beştaş ve Hakkı Saruhan Oluç, Suruç Katliamı'nın neden ve sonuçlarının araştırılması için önerge verdi.

Meral Danış Beştaş ve Hakkı Saruhan Oluç, 20 Temmuz 2015 tarihinde Urfa'nın Suruç ilçesinde 33 sivil yurttaşın yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan IŞİD'in canlı bomba saldırısının neden ve sonuçlarının ortaya çıkarılması için Meclis araştırması açılmasını istedi.

Suruç'tan Kobanê'ye giderek sivillere yardım götürecek olan yurttaşların Amara Kültür Merkezi’nde basın açıklaması yaptıkları sırada yapılan bombalı saldırı sonrası 33 kişinin hayatını kaybettiği, 100’ü aşkın kişinin de yaralandığı ve olayın akabinde ise sorumluların tespiti için çalışmalar yürütmekle mükellef olan kolluk görevlilerinin, saldırıyı protesto edenlere saldırıp gözaltına aldığı belirtilen gerekçede; “Olayın üzerinden 5 yıl geçmiş olmasına rağmen sorumlular ortaya çıkarılmadığı gibi etkin bir soruşturma da yürütülmemiştir. Savcı ve olay yeri inceleme ekiplerinin olay yerine geç gitmesi, keşif yapılmaması, görgü tanıkları ile olaydan sağ kurtulanların ifadelerine başvurulmaması, soruşturmayı savcı yerine TEM Şubesinin yürütmüş olması, soruşturma müddetince 'gizlilik kararı' olduğu için avukatların denetleme ve kanıt toplanmasına katkı sunamadığı, soruşturmanın genişletilmesi taleplerinin kabul edilmediği ve kolluğun ihmaline dair bir işlem tesis edilmediği olarak belirtilmektedir” denildi.

“İDDİANAME 19 AY SONRA HAZIRLANDI”

Suruç Katliamına ilişkin iddianamenin olaydan tam 19 ay sonra hazırlandığı hatırlatılan gerekçede şöyle denildi: “İddianameye göre 10 Ekim Ankara Katliamı nedeniyle Sincan 1 No'lu F Tipi Hapishanesinde tutuklu olan Yakup Şahin ile Suriye'de bulunan Deniz Büyükçelebi ve İlhami Bali sanık olarak yer almaktadır. Yine iddianamede olayın sorumluları olarak adları geçen Halil İbrahim Durgun ve Yunus Durmaz; Gaziantep’te polisin düzenlediği bir operasyon neticesinde ölmüştür. Halil İbrahim Durgun ve Yunus Durmaz’ın 10 Ekim Ankara Katliamı'nın failleri oldukları bilinmektedir. İddianamede ayrıca canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün Aligör Mahallesi'nden saat 09.01.55'te yaya olarak Suruç merkezine giriş yaptığı, ilçe merkezinde dolaşıp olay yerine gelerek keşif yaptığı, bir saat de internet kafede zaman geçirdiği, Suruç’ta görüldüğü andan itibaren yalnız olduğu, ilçede kimse ile görüşüp irtibat kurmadığı, herhangi bir araca binip inmediği, ikamete girmediği hususlarına da yer verilmiştir. Fakat canlı bombanın Aligör Mahallesi'ne nasıl geldiğine dair herhangi bir tespit yer almamaktadır.”

“DAVAYLA İLGİLİ GELİŞMELER SORUMLULARIN ORTAYA ÇIKARILMAYACAĞINA DAİR KAYGILARI ARTIRMAKTADIR”

Suruç’ta katliamın gerçekleştiği yerde sürekli kolluk görevlileri bulunmasına rağmen olay esnasında hiçbir kolluk görevlisinin orada olmadığı ve güvenlik önlemi alınmadığının altı çizilen gerekçede, “Mobese kameralarının çalışmadığı, otogarda bulunan kameraların ise 3 gündür bozuk olduğu, kolluk görevlilerinin olayın ardından olay yerine gelip yaralılara müdahale ettiği ve ambulans geçişlerine izin vermediği hususları ise kamuoyunun malumudur. Yine hâlâ bitmemiş olan yargılamada beş saatlik görüntü kayıtlarının dosyaya ısrarla sunulmadığı, dava aşamalarına dair ifade edilenler arasındadır. Öte yandan IŞİD emiri olarak bilinen İlyas Aydın’ın verdiği bir demeçte 'Suruç'u patlatan Antep hücresinde istihbaratçılar vardı. Suruç'tan sonra onlarca misafirhane iki saat içerisinde istihbarat tarafından basıldı' sözleri patlamanın önlenebilecekken önlenmediğine dair soru işaretleri barındırmaktadır. Yine IŞİD emiri olarak bilinen başka kimselerin de uluslararası basın organlarına verdikleri demeçlerde devletle ve MİT ile olan ilişkilerine dair yapılan atıflar son derece çarpıcıdır. Bu tür açıklama ve değerlendirmelerin ise yargı sürecinden azade tutulması yargılamaların sorumluları ortaya çıkarmayacağına dair kaygıları artırmaktadır” denildi.

“SURUÇ’UN AYDINLATILMASI DİĞER KATLİAMLARIN ORTAYA ÇIKMASI İÇİN DE ÖNEMLİDİR”

Suruç Katliamı'nın aydınlatılmasının diğer büyük katliamların ortaya çıkarılması açısından önemli olduğu vurgulanan gerekçede şu ifadelere yer verildi: “IŞİD’in daha öncesinde partimizin 5 Haziran 2015’te Diyarbakır’da düzenlenen mitingine yönelik düzenlediği saldırı ve hatta daha da öncesinde 18 Mayıs 2015’te partimizin Adana ve Mersin il binalarına yönelik saldırı girişimi herkesin malumudur. Suruç öncesinde meydana gelen gelişmeler yeterince irdelenmediği için Suruç katliamı yaşanmış, sonrasında da Ankara Tren Garı Katliamı başta olmak üzere çok sayıda IŞİD saldırısı gerçekleşmiştir. Suruç Katliamı'nın aydınlatılması, diğer büyük katliamların da ortaya çıkarılması açısından son derece önemlidir. Kuşkusuz olası saldırılar için önleyici mekanizmaların oluşturulması toplumsal barış ve geleceğe güvenin tesisi bakımından da önemli bir adım olacaktır. Diğer yandan IŞİD sanıklarının korunduklarına dair pek çok örneği de barındıran hususların ortaya çıkarılması da bu bakımdan gereklidir.” (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Tutuklu Gazeteci Murat Ağırel’den mektup: Eskisinden daha güçlü, daha inançlıyım

SONRAKİ HABER

İsrail'de hemşireler greve gitti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa