21 Temmuz 2020 00:43

Tunus’ta hükümetin çöküşü ve siyasete yansımaları

Emekli akademisyen ve Tunus Emekçileri Partisi Yöneticisi Mortadha Labidi, Tunus'ta hükümetin çöküşü ve başbakanın istifası sürecini Evrensel için yazdı.

Fotoğraf: AA

Paylaş

Mortadha LABİDİ*

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, bu ayın on beşinde Başbakan İlyas el Fahfah’ın istifasını sunduğunu açıkladı. Kabul etti ve halef atanmasına kadar ülkenin işini yürütmeye devam etmesi için görevlendirdi. İstifa eden hükümetin ömrü (140 gün) 2011’den bu yana iktidarda olan tüm hükümetlerin en kısasıdır.

Bilindiği gibi bu hükümetin doğuşu çok zor oldu. Onu engelleyen ve ortadan kaldıran tüm faktörleri bünyesinde taşıyordu. Hükümet, 6 Ekim’de gerçekleşen seçimlerin üzerinden dört aydan fazla bir süre geçtikten sonra, 27 Şubat’ta meclisten güvenoyu aldı. Hükümeti kurmakla görevlendirilen Ennahda’nın adayı Habib el Cemli’nin kabinesi başarısız olunca, görev İlyas el Fahfah’a verilmişti. Ennahda, 217 üyeli parlamentoda 52 vekille en çok vekili olan parti konumunda.  

SON DERECE PARÇALI BİR PARLAMENTO

Hükümeti oluşturmak üzere Cumhurbaşkanı tarafından seçilen İlyas el Fahfah, kendisine destek verecek siyasi bir yelpaze oluşturabilmek için dengeleri dikkate almaya zorlandı. Parlamentonun parçalı yapısı ve herhangi bir partinin çoğunluk sağlayamaması nedeniyle bu kolay bir mesele değildi. Parlamentoda şu an 20 partiye bağlı 206 milletvekili ve bağımsız 11 milletvekili mevcut. Bu nedenle, ağırlıklarına rağmen bazı partileri (38 seçilmiş ile ikinci olan Tunus’un Kalbi Partisi ve 22 milletvekili ile dördüncü sırada olan Onur Koalisyonu) feda etmek zorunda kaldı. Üç milletvekili ile sınırlı Nida Tunus ve el Bedil gibi grupları kabul etti.

Hükümet sorunu, cehennemin kapılarını açtı. Çünkü kendi lehine yaptığı manevralarla tanınan Ennahda, mutlak kontrolü altında olmayan hiçbir hükümet oluşumunu kabul etmeyecekti. Fahfah bunun farkındaydı. “Hükümet dayanışması şartı” imzalamayı teklif ederek mazeretleri engellemeye çalıştı. 

Buna göre hükümeti kuran taraflar, karşılıklı olarak destekleyici bir ortak güce sahip olacaktı. 
Ancak başbakanla aralarında anlaşmazlığın bazı belirtileri ortaya çıkmaya başladığında, onu zayıflatmak ve daha fazla koşul öne sürmek için manevraya başladılar. 27 Şubat’ta kendisine ve hükümetine güven oyu verenler yolsuzluk dosyalarının ve bu dosyalar için garanti verildiğinin farkındaydılar.  

KORONA, KRİZİ DAHA DA KÖTÜLEŞTİRDİ

Öte yandan, iktidar piramidinin tepesindeki bu politik kriz, vatandaşların yaşam koşullarında korkunç bir bozulma ile çakıştı. Devlet kurumlarının gizli israfı, vatandaşların gereksinimlerine cevap verememeleri ve kriz koşullarında yönetemediklerini gösteren orona pandemisi; krizi daha da kötüleştirdi. Hükümet, on binlerce işçinin hayatına karşılık kârını garanti etmeyi seçen işverenlerin açgözlülüğüne karşı duramadı. Korunmanın en temel koşullarının sağlanmadığı koşullarda çalışmaya devam etmeye zorladılar. 
Veya işletmeleri kapattılar ve iki yüz binden fazla kişi işsiz kaldı. Bu durum da işsizliği ve yoksulluğu arttırdı. 

Salgına karşı koymak için tahsis edilen fonlar haksız bir şekilde dağıtıldı. Fonların  yüzde 65’i bir avuç işverene krizi atlatmaları ve iflastan kurtarılmaları için verilirken, toplumun geri kalanına sadece yüzde 35’i tahsis edildi. 5 kişilik bir aile için ayda 200 Tunus Dinarı (60 avro) oranında sosyal yardımlar aşağılama şeklinde atandı. 

TOPLUM SESİNİ YÜKSELTİYOR

Bu durumun, karantina kaldırılmadan önce bile varolan; halk sağlığı, kara ve hava taşımacılığı, fosfat ve petrol çıkarma gibi pek çok sektördeki toplumsal hareketlerin güçlü geri dönüşü üzerinde doğrudan bir yansıması oldu. 

Hareketler, sadece ekonomik ve sosyal taleplerle sınırlı kalmadı. Aynı zamanda parlamentonun feshedilmesine ve hükümetin görevden alınmasına odaklanan siyasi boyutta talepler harekete eşlik etti. Gösterilerde sadece muhalefet değil, hükümeti kuran partilere oy verenler de seslerini yükselttiler. En fazla bakana sahip Ennahda partisi de Fahfah hükümetinin görevden alınması sloganını öne çıkardı.  

ERKEN SEÇİM KAPIDA MI?

Ancak bu, krizin beklenen sonuyla karşı karşıya olduğumuz anlamına mı geliyor? Hayır, bir başlangıçta olduğumuzu söylemek bile mümkün. Kurulan herhangi bir hükümetin güven oyu alması gerektiği göz önüne alındığında, Cumhurbaşkanı’nın kullanabileceği seçenekler sınırlı kalmaktadır. 

İkincisi, yukarıda belirtilen parçalanma ve bileşenlerinin tutarsızlığı nedeniyle hiçbir parti, hükümetin içinde çoğunluk kuramaz. Eğer Ennahda hareketi bir sonraki hükümetten dışlanırsa, o ve müttefikleri tüm proje ve programları engellemeye çalışacaktır. Eğer tekrar ortak olursa, önceki hükümetlerde olduğu gibi yularları eline almadan hiçbir şeyi kabul etmeyecektir. Bu da kısmen manzarayı değiştirebilecek ve hükümetin işleyişi için minimum koşulları sağlayabilecek bir erken seçime işaret ediyor. 

Bu krizin en büyük kurbanı, ekonomik ve sosyal koşulları kötüleşen ve daha da kötüleşmesi muhtemel sınıflar ve halk grupları olmaya devam ediyor. Koşullar tek bir seçenek sunuyor o da halkın iktidarda olduğu alternatif bir sistem için var olan iktidarı süpürmek.  

*Emekli akademisyen, Tunus Emek Partisi Merkezi Komite Üyesi

(Çeviren: Ali Karataş)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Donbass sınır hattında yabancı askerler ölü bulundu

SONRAKİ HABER

CHP’li Emir: Hastaneler borç batağında, Maliye alacaklılardan "feragat" istiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa