Seyit Aslan: 6331 sayılı yasa maddelerini ertelemek iş cinayetlerine ortak olmaktır
"Defalarca yürürlük süresi ertelenen yasanın bir kez daha ertelenmesi cinayettir .Bir an önce yasanın daha güvenceli hale getirilmesi ve tam uygulatılması sağlanmalıdır."
Fotoğraf: Cem Gül/Evrensel
Seyit ASLAN
DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve Gıda-İş Genel Başkanı
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’de 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun Kamu kurumları ve 50’den az çalışanı olan az tehlikeli işyerlerinde tekrar ertelenmesi gündeme geldi. Bu konuda AKP tarafından kanun değişikliği teklifi hazırlandığı ve meclise geleceğine dönük çeşitli belgeler basına yansıdı.
Tehlike sınıfları tebliğine bakıldığında tarım iş kolu, gıda iş kolu ve tekstil iş kolu az tehlikeli sınıfa girmektedir ve bu iş kollarında çalışan sayısının 50’den az olduğu işyerleri bu iş kollarındaki istihdamın büyük kısmını barındırmaktadır. Az tehlikeli olarak görülen tarım iş kolu 2019 yılında 442 kişinin hayatını kaybettiği bir iş kolu olup, hali hazırda kuralsızlıklarla ve kayıt dışı çalıştırmanın en yaygın olduğu iş kollarıdır. Gıda ve Tekstil iş kolunda da durum farklı değildir. Tekstil sektörü endüstriyel yangınların en fazla görüldüğü sektördür. Örneğin geçtiğimiz yıl 4 göçmen işçinin yanarak hayatını kaybettiği Akın Tekstil de az tehlikeli sınıfta yer almaktadır. Kapsam dışı bırakılan kamu işyerlerinde biri olan Mersin Atatürk Endüstri Meslek Lisesi'nin dezenfektan üretim atölyesinde 4 Temmuz 2020’de patlama meydana gelmiş ve 1 öğretmen hayatını kaybetmiş, bir öğretmen de yaralanmıştır.
Gıda, şeker iş kolunda 2018 yılında kayıtlı istihdamda 44 kişi iş cinayetlerinde hayatını kaybederken 2019 yılında ise 31 işçi yaşamını yitirmiştir. Tarım iş kolunda ise durum daha ağır bir tabloyla karşımıza çıkıyor. 2018 yılında iş cinayetlerinin %24 ‘ üne yani 457 tarım işçisinin hayatına mal olurken sayı 2019 yılında %25 ‘e çıkarak 245 çiftçinin 197 tarım işçisinin alınmayan önlemler nedeniyle işçi cinayetlerine kurban veriliyor.
Ölen işçilerin yüzde 98’i sendika üyesi değildir. Yani sendikasız çalışmak ölüm demektir. İş cinayetlerinin önlenmesi, sağlıklı ve güvenli çalışmanın ön koşulu işçilerin sendikalarda örgütlenerek, bulundukları fabrikalarda işçileri güvenceye alacak maddeler ekletilmelidir.
İşyerlerinde işçilere keyfi bir biçimde iş tanımı dışında işler yaptırılıyor. Çalışma saatleri günde 10-12 saate ulaşıyor, üç vardiya ikiye düşürülüyor. Mesai ücretleri, izin hakları vb. verilmiyor. Özellikle taşeron işçiler bu koşullarda çalışıyor. Özelde veya kamuda tüm güvencesiz çalıştırma uygulamalarına son verilmelidir.
Bununla beraber de her yıl onlarca emekçinin hayatını kaybettiği işyerlerinin kanun kapsamı dışında bırakılması kabul etmiyoruz.
İş güvenliği ve işçi sağlığı ile ilgili tedbirler maliyet unsuru olarak görülmesini kabul etmiyoruz.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yürürlüğünün 3 kez ötelendiği kamu kurumları ve 50’den az çalışanı olan az tehlikeli işyerlerinde tekrar ertelenmesi iş cinayetlerinin devamına göz yummaktır.