Kitaplardan öte bir bölüm: Psikoloji
Zaten alanda ihtiyaç fazlası olan psikologlara açıköğretim mezunları eklenerek işsizlik daha da artacak, daha da kötüsü bazıları alanda çalışma fırsatı bularak insanların sağlığını tehlikeye atacaktır
Görsel: Morgan Housel/Unsplash
Mert KAYNAK
Mersin Üniversitesi
İstanbul Üniversitesi açık ve uzaktan eğitim fakültesinin lisans programları arasına Psikoloji Bölümü de dahil edildi. Üstelik bu girişim, üniversite tarafından kendi Psikoloji Bölümü akademisyenlerine dahi danışılmadan ve haber verilmeden oldu. Psikoloji gibi bir bölümün açıktan okunması mümkün ve kabul edilebilir bir durum değildir. Yaklaşık 1 haftadır başta Türk Psikologlar Derneği olmak üzere tüm Psikoloji camiası sesini duyurabileceği tüm platformları kullanarak bu girişimin neden bir an önce durdurulması gerektiğini anlatmaya çalışıyor. Biz de Mersin Üniversitesi Psikoloji bölümü öğrencileri ve MEÜ Psikoloji Topluluğu olarak bu durumun son bulması için tüm sosyal medya hesaplarımızdan bu durumun neden olamayacağıyla ilgili nedenleri anlatmaya çalışıyoruz ve tepkimizi ortaya koyuyoruz.
KİTAPLAR YANINDA UYGULAMA OLMAK ZORUNDA
Psikoloji Bölümü sanıldığının aksine sadece kitaplardan ve slaytlardan aktarılan kuramsal bilgilerle ilerleyen bir alan değildir. Teorik bilginin yanı sıra gözlem/görüşme ve psikoterapi teknikleri, psikolojik testler (ör. zeka, kişilik ve gelişimsel testler) iş/performans analizi gibi bir çok farklı alanda uygulamaya dönük derslerle ilerleyen bir bölümdür. Derslerin yanında deneyler, stajlar, projeler, araştırma çalışmaları, vaka gözlemleri, vaka analizleri ve daha birçok çeşitli uygulamaları içeren çok boyutlu bir bilim alanıdır. Daha da önemlisi 4 yıllık lisans eğitimi sürecinde öğrenciler, kıdemli psikolog akademisyenlerinden bir nevi usta çırak ilişkisi içerisinde yüz yüze bir iletişimle deneyim aktarımlarında bulunurlar. Bu sayede öğrenciler kendilerine, topluma, hayata ve tüm olaylara psikoloji perspektifinden bakmayı öğrenirler.
AÇIKÖĞRETİM YETERLİ OLMAZ
Kadına şiddet, çocuk istismarı, ayrımcılık, nefret söylemleri, depremler, kazalar, terör saldırıları, ekonomik ve politik krizler gibi tüm güncel konular Psikoloji Bölümü’nün dersleri arasında kendilerine yer bulurlar ve mutlaka derste tartışılırlar. Bu sayede değerli akademisyenler kendi vizyonlarını öğrencilerle paylaşmış olurlar ve öğrenciler hocalarının hayata psikoloji perspektifinden bakış açılarını görme şansı yakalarlar. Bu kazanımların ardından Psikoloji lisans mezunu psikologların profesyonel ve yeterli bir hizmet sunabilmeleri için destekleyici eğitimleri de alması gerekliliği genel bir kabuldür. Bunlarla birlikte açık ve uzaktan eğitim ile bu gibi becerilerin kazanımı mümkün değildir.
HALK SAĞLIĞI AÇISINDAN RİSKLİ
Bu kazanımlardan yoksun bir şekilde açıktan mezun olan psikologların çalışma alanına dahil olmaları halk sağlığı açısından ciddi riskler teşkil etmektedir. Nasıl ki uzaktan eğitimle mezun olmuş bir tıp doktoru düşünülemeyeceği gibi uzaktan eğitimle psikolog olmak da düşünülemez bir durumdur.
Her sene 3 ila 5 bin arasında yeni Psikolog mezun olmakta ve mevcut 50 bin Psikologa eklenerek bu sayıyı artırmaktadır. Alandaki ihtiyacın çok üzerinde olan bu sayı beraberinde bir sürü işsiz Psikologu da getirmektedir. Yeni mezun Psikologlar iş bulma açısından ciddi zorluklarla karşılaşmakta ve bulunan işlerde de komik maaş teklifleriyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Psikoloji Bölümü’nü açıköğretime açarak bu sayıları kontrolsüz bir şekilde artırmanın amacı nedir? Yukarıda yazılan uygulamalı eğitimlerden ve çalışmalardan yoksun, akademisyenlerden alacağı birebir eğitiminin kendine kazandıracağı vizyon ve perspektiften noksan psikologlar zaten alanda ihtiyaç fazlası olan psikologlara eklenerek işsizliği daha da artıracak, daha da kötüsü bazıları alanda çalışma fırsatı bularak insanların sağlığını tehlikeye atacaktır.
ÖĞRENCİ FAZLALIĞI, AKADEMİSYEN YETERSİZLİĞİ, EĞİTİMİN NİTELİĞİ…
Bugün Psikoloji Bölümü’nün son zamanlarındaki popülaritesinden dolayı büyük çoğunluğu özel üniversiteler olmak üzere 100’ün üzerinde üniversitede Psikoloji Bölümü bulunmaktadır ve çoğu üniversitedeki Psikoloji Bölümü’nün eğitim kalitesi tartışmalıdır. Bölümdeki öğrenci fazlalığı, üniversitelerin öğrencilerine sunduğu imkanların yetersizliği, akademisyen yetersizliği gibi birçok konu Psikoloji camiasının gündemindedir. Mevcut bazı Psikoloji bölümlerinin yeterliliği standartların altındayken bu standartları yükseltmek yerine kalitesizliği ve sayıyı artırmanın saçmalığını umarız yetkililer de fark ederler. Zaten şu an mevcut bir ruh sağlığı yasasının olmamasından kaynaklı sayısı bir hayli fazla olan sahte Psikologlar sistemin açıklarından faydalanarak aldığı sertifikalarla Psikoloji lisans derecesi bitirmeden kendi açtıkları yerlerinde terapiler yaparak insanların sağlığıyla oynuyor ve insanları dolandırıyorlar. Psikolog; Psikoloji lisans bölümünü bitirenlerin aldığı bir unvandır. Psikoloji camiası olarak bu saçmalığın durdurulmasına yönelik Psikologluk mesleğin sınırlarını belirleyecek bir meslek yasası beklerken Psikoloji Bölümü’nün açıköğretime alınması tüm camiayı şaşırtmış ve endişelendirmiştir. Açıköğretime dahil edilmesi mümkün ve kabul edilebilir değildir.