“#PsikolojiAçıkÖğretimOlamaz”
Psikoloji eğitiminin açıköğretim fakültesi üzerinden verilebilir olması öğrenciler ve akademisyenlerin gözünde hem meslek alanında hem de toplum sağlığında ciddi sorunlara yol açabilecek bir tehdit.
Görsel: Pixabay
Emre GÖKMEN
Ege Üniversitesi
Geçtiğimiz hafta İstanbul Üniversitesi Psikoloji lisans eğitimini açıköğretim ile de vereceğini ilan etti. Bu duyurudan sonra psikoloji bölümü öğrencileri gerek mezun olduktan sonraki mesleki kaygıları üzerinden gerekse akademik işleyişi açısından açıköğretimin yetersiz kalacağı üzerinden tepki gösterdiler. Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencileri de sınıf ve bölüm temsilcileri üzerinden bu konuyu bölümde tartışarak bu itirazlarına dair bir bildiri metni yayınladılar.
“ÖNCE MEVCUT MEZUNLAR İÇİN İSTİHDAM SAĞLANSIN”
Psikoloji Bölüm Temsilcisi Sercan, bu duyurunun Twitter’da gündem olmasından sonra temsilcilerle ortak bir bildiri hazırlama kararı aldıklarını ve akademisyenler dahil herkesten paylaşmasını rica ettiklerini, daha sonra da bildirinin epey yaygınlaştığını söylüyor. Psikolojinin yalnızca ilgi duyularak veya sevilerek tercih edilecek bir şey olmadığını, içinde birçok alt alanı barındırdığını ve sadece klinik psikolojiden ibaret olmadığını söyleyen Sercan, bu mesleği gelecekte icra edebilmenin ilgiden çok emek gerektirdiğini belirtiyor. “Örgün eğitim süreci içerisinde hocalarla yürütülen interaktif işleyiş teoriyi anlama, yorumlama, analiz etme, eleştirme, etik değerlendirme, deney yapma, proje uygulama gibi birçok beceriyi kazandırıyor” diyen Sercan, açıköğretimde bunların kazanılma imkanının olmadığını söylüyor. Günümüzde sahte psikologların varlığına dikkat çeken arkadaşımız, bu sorunun toplumun ruh sağlığını tehlikeye soktuğunu belirtiyor.
Psikologların mesleki hayatında çok büyük maaşlarla çalıştıkları algısının yanlış olduğunu söyleyen Sercan, asgari ücretle çalışmak için bile kapı kapı dolaşıp iş arayan psikologların olduğunu belirtiyor. Her yıl binlerce psikoloji mezunu çıkıyorken şimdi daha fazla mezunun çıkacağını ve bunun iş olanağını daha da düşüreceğini belirten Sercan, psikologların itibarını ve toplumun ruh sağlığını düşünerek bu karardan vazgeçilmesi gerektiğini düşündüğünü söylüyor. Ayrıca psikologlar için meslek yasası çıkarılması gerektiğini ve mevcut durumun iyileştirilerek mezunlara istihdam sağlanması gerektiğini söyleyerek sözlerini tamamlıyor.
“AKADEMİSYENLER VE ÖĞRENCİLER HİÇE SAYILIYOR”
Psikoloji bölümü öğrencisi Peri’yle devam ediyoruz. Peri, psikoloji bölümünün toplum tarafından basit görüldüğünü fakat psikolojini sadece dert dinleyip terapi vermekle sınırlı olmayan bir yapıya sahip olduğunu söylüyor. Psikolojinin ruh sağlığı ile yakından ilgili bir bölüm olduğunu söyleyen arkadaşımız, var olan psikoloji derslerinin açık öğretimde verilecek olmasını psikoloji biliminin temeline bir hakaret olduğunu ve ileride büyük sorunlara yol açacağını belirtiyor.
İstanbul Üniversitesi’nin bu kararı alırken akademisyenlerine danışmadan bu adımı atmış olmasını ve böyle yanlış bir karara tanık olmalarının psikoloji öğrencilerine haksızlık olarak nitelendiren Peri, son olarak alınan kararın psikolojinin popüler bir alan olarak görülerek maddiyat kapısı gözüyle bakılma durumunu artıracağını düşündüğünü ifade ederek, bu kararın acilen iptal edilmesini talep ettiklerini söylüyor.
“MESLEKİ ETİK KİTABINI OKUMAK YETMEYECEKTİR”
Psikoloji bölümünden bu sene mezun olan Gamze’yle sohbetimizi sonlandırıyoruz. Psikolojinin etkileşime dayalı bir yapısı olduğunu söyleyen Gamze, öğrencilerin hocalarla kurdukları etkileşim ve onların deney ve araştırmalarına katılımlarıyla büyük deneyimler elde ettiğini belirtiyor. Bölümde çoğunlukla uygulamalı ilerleyişin sürdüğünü belirten arkadaşımız, öğrencilerin örgün eğitim sırasında birçok araştırma, çalışma ve staj yaptığını söylüyor. “Öğrenciler örgün eğitim sırasında insan haklarına saygı, ayrımcılık yapmama, sorumluluk alma, dürüstlük ve en önemlisi mesleki yeterliliği/yetkinliği ve mesleki etik ilkelerini öğrenirler” diyen Gamze bunun mesleki etik kitabı okuyarak, açıköğretim sisteminde öğrenilmesinin zor olduğunu söylüyor. Bu haliyle bütün eksiklikleriyle ilerleyen sürece rağmen mezun olacak olan açıköğretim mezunlarının alanında yetersiz ve tehlikeli psikologlar olacağını belirten arkadaşımız: “Terapi odasının verdiği ağırlığın farkında olmadan insanların hayatında geri dönülemez hasarlar bırakmaları kaçınılmazdır” diyerek sözlerini tamamlıyor.