21 Temmuz 2020 23:00

Sosyal medyaya kafes biçilir mi?

Sosyal medyanın AKP döneminde sık sık erişim engeliyle karşılaşması, bu platformları ifade özgürlüğünün temsillerinden biri haline getirerek önemini arttırdı.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Cenk Yılmaz BAYIR

İstanbul Üniversitesi

Türkiye vatandaşları, AKP döneminde sık sık sosyal medya platformlarına ve internet sitelerine erişimin engellenmesine tanık oldu. Sosyal medyayı kısıtlama isteği yıllarca süregeldi. Etik hesap furyasından internete “T.C. kimlik numaralarıyla girilsin”e kadar varan öneriler zincirinin artık bir nihayete ermesi için iktidar butona basmış durumda. Gençler tarafından çokça kullanılan Twitter, Youtube , Facebook gibi paylaşım ve düşünce ifade etme imkânı da sağlayan bu alanlar için TBMM’ye bir düzenleme getirilmesi bekleniyor. Özellikle; YKS öncesi, gençlerle Youtube üzerinden buluşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın videosuna yüz binlerce “dislike” atılması, Turizm Bakanı Mehmet Ersoy sahibi olduğu ETS Tur’un uygulamasına 1 yıldız verilmesi gibi gençlerin tepkilerini farklı eylemlilik halleriyle göstermesinin ardından Erdoğan bir açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bu mecraların bir düzene sokulması şarttır. Bu millete, bu ülkeye bu tür mecralar yakışmıyor. Biz bunları parlamentomuza getirip, bu tür sosyal medya mecralarının kaldırılmasını, kontrol edilmesini istiyoruz. Erişim engeli, adli ve mali yaptırımları devreye sokacağız”* diyerek amacını açıkladı. Her ne kadar #SosyalMedyamaDokunma etiketiyle birçok kişi sosyal medya platformlarının kapatılacağı ihtimali üzerinden tepkisini gösterse de işin aslının bir mecrayı hepten kapatmaktan geçmediğini tahmin edebiliyoruz.

BİR ARAYA GELME ARACI

Arap Baharı’ndan Gezi sürecine ve diğer eylemlere sosyal medya, özellikle genç kitlelerin arasındaki mesafeleri kaldıran ve kısa sürede organize olabilme imkânını sağlayan bir araç olarak karşımıza çıktı. Hatırlarsak Arap Baharı ve Gezi Eylemlerinde insanlar sosyal medya üzerinden birbirleriyle haberdar olmuş ve örgütsüz kitleler meydanları doldurmuştu. Havuz medyanın tekeline alternatif bir alan oluşturabilmesi gibi bir özelliği olan sosyal medyanın televizyon ekranlarında görülmeyenleri de iktidardan bağımsız medya organlarının sosyal medyada alan bulması nedeniyle bizlere gösterdiğini söyleyebiliriz. Böylece çokça direniş ve hak gaspları da duyulabildi. Hazır hafızamız tazeyken uzaktan eğitim sürecini yaşadığımız pandemi döneminde bile gençlerin sosyal medyada TT çalışması yapmasının etkilerini ve kazanımlarını örnek olarak gösterebiliriz

Tüm bunlara baktığımızda sosyal medya Türkiye gençliğinin vazgeçemeyeceği ve son yıllarda daha da sıkı sarıldığı bir alan olma özelliği taşıdığı söylenilebilir. Özellikle 2000 sonrası gençlik için içinde büyüdüğü bir alan. Trajikomiktir ki 2000 sonrası gençliğin de yolu hep bu kısıtlamalarla kesişti. Hatırlarsanız 2011 yılında interneti filtreleyen bir yasa geçmişti. Bunun üzerine Türkiye’nin 30 küsur ilinde “İnternetime Dokunma Eylemleri” gerçekleşti. Binlerce kişi sokaklara döküldü. Bu eylemin planın da bir sosyal medya platformu üzerinden organize edildiğini unutmayalım. Ardından 2014 yılında 17 Aralık 2013 yolsuzluk soruşturmalarından sonra alelacele bir torba yasa içine monte edilmiş internet yasası geçti**. Yasayla beraber herkesin internette ne yaptığı kayıtlarda daha uzun süre tutulacaktı ve yasaklamalar daha hızlı gerçekleşecekti. Cezası da yine 2014’te Twitter’a kesildi, üç yıl içerisinde iki defa erişim engellendi. Tabi ki de erişimin engellenmesi bir işe yaramadı ve insanlar VPN üzerinden yasaklanan platformlara girmeye devam ettiler. Kitlelerin davranışlarını etkileme, siyasi propaganda yürütme, seçim çalışması yapma vs. birçok etkeni göz önüne alırsak da sosyal medya kolayca vazgeçilebilir bir mecra değil. İktidar için de kullanışlı bir araç ki iktidarlar bu mecrayı sıkça kullandı ve kullanmaya devam ediyor. Facebook-Cambridge Analytica skandalı ve adına “trol” denilen hesapların yaptığı algı çalışmaları bunlara örnek gösterilebilir.*** Bu kadar kullanışlı bir araç olan sosyal medyadan vazgeçmek yerine gençlerin aleyhine dönüştürmenin daha tercih edilebilir olduğunu söylesek yanlış olmaz.

PASİF BİR SOSYAL MEDYAYA DOĞRU

Hedefe konulan Netflix, Youtube, Twitter, Facebook vs. gibi platformların merkezlerinin Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunması Türkiye’nin yaptırım ve denetleme mekanizması kurmasını zorlaştırıyor. İstenilmeyen içerikleri barındıran paylaşımların sahiplerinin bilgilerine kolayca erişilemiyor. Yani ülke dışında bulunan bu şirketlere denetim uygulanamayınca yapılabilecek en ileri yaptırım olarak erişimi engelleme kartı oynanabilir durumda. Hükümet bunun çözüm olmadığını bildiği için bunun yerine bu şirketlere Türkiye’de bir temsilcilik açmalarını önermeye çalıştı. Bu şekilde hem vergilendirme hem de yaptırımları arttırıp denetleme imkânı sağlanacaktı. Bu öneri şirketlerce kabul edilmedi ama ısrar sürmekte. Bu gerçekleştiği takdirde şirketler temsilcilik açmayı kabul etmezlerse Türkiye’deki kullanıcılarını kaybedip mali zarara girebilirler. Bunu zamanında reddedip Türkiye’den çekilen Paypall örneğini unutmamak gerekir. Her şey meclise gelecek kanun tasarısıyla ve sonrasında bu tekellerin hamleleriyle belli olacaktır. Fakat tekellerin, iktidarın belirlediği çerçeveden para kazanmaya devam etmesi iki taraf açısından da kazan-kazan durumu doğuracaksa da gençler açısından bu durum gerçekleşmeyecek.

Sosyal medya düzenlemesi, yaşamakta olduğumuz kısıtlamalar silsilesinin hanesine bir artı daha getirecektir. Düzenleme tekil, sosyal medyaya özgü değildir; şu zamana kadar belirli bir imkân tanıyan birçok aracın işlevsizleştirilmesi ve ifade özgürlüğüne saldırı çabasından biridir. Bir araç gittikçe yerine aynı ihtiyacı karşılayan başka araçların da icat edildiğini biliyoruz. Fakat var olan bir aracın yitirilmesine izin vermemenin gençler için bir artı olduğu inkâr edilmemeli. Bu aracı kurtarmak, yalnız bu araca getirilecek düzenlemeye karşı koymaktan değil, bu aracı ve diğerlerini de etkileyen başka kaybedilmişleri de kurtarmaktan, bir araya gelip çok yönlü ve ısrarlı bir itirazdan geçmektedir.

*https://www.evrensel.net/haber/408393/erdogandan-dislike-ofkesi-sosyal-medyanin-kaldirilmasini-kontrolunu-istiyoruz

**https://www.evrensel.net/yazi/70294/internetimedokunma-v2

*** Skandal, Facebook kullanıcılarının bilgilerinin Trump’ın seçim çalışması doğrultusunda kullanılması, kişilerin tercihlerine göre Trump reklamlarının çıkartılması gibi şeylerle gerçekleşti.

ÖNCEKİ HABER

Hani sosyal mesafe vardı?

SONRAKİ HABER

Meslek liselinin gelecek kaygısı derinleşiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa