22 Temmuz 2020 12:45

"İnternet sansür kaldırmaz ama mücadele etmeliyiz"

Evrensel Bilgi Teknolojileri Yazarı İsmail Gökhan Bayram, Milletvekilleri Garo Paylan ve Alpay Antmen sosyal medyada kısıtlamayı gündeme getiren yasa teklifini değerlendirdi.


Fotoğraf: Unsplash

Paylaş

AKP ve MHP’nin sosyal medyada kısıtlamayı gündeme getiren yasa teklifi yarın Meclis Adalet Komisyonu’na geliyor. Teklifi değerlendiren Evrensel Bilgi Teknolojileri Yazarı İsmail Gökhan Bayram, internetin sansürü kaldıracak bir yapısı olmadığını ama asıl olarak sansüre karşı mücadele etmek gerektiğini vurguladı. Muhalefet partileri de uygulamaya karşı. HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, asıl amacın nihayetinde sosyal medyayı kapatmak olduğunu belirtirken, CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen “AKP bu yasa teklifiyle vatandaşın sesini kesmek istiyor” dedi.

AKP ve MHP tarafından hazırlanan 9 maddelik yasa teklifine göre sosyal ağ sağlayıcılara Türkiye’de temsilci bulundurma, kullanıcı verilerini paylaşma, yasada bulunan gerekçelerle yapılan başvurularda içerik erişim engelleme yerine içerik çıkarma ve 6 ayda bir rapor verme gibi birçok yükümlülük getiriliyor. Bu yükümlülükleri yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcılar, teklifin yasalaşması durumunda 10 milyona varan para cezasından reklam yasağı ve internet trafiği bant genişliğinin daraltılmasına kadar birçok cezayı alabilecek.

"İKTİDARIN BİR KONTROL DERDİ VAR"

Evrensel'in Bilgi Teknolojileri Yazarı İsmail Gökhan Bayram, içerikten çıkarma konusundaki düzenlemenin pratikte nasıl uygulanacağının tartışma konusu olduğunu söyledi. “https” sitelerde tek bir içeriğe erişim engelleme uygulanamadığı için bu yasal düzenleme ile içerik çıkartmayı istediklerini belirten Bayram, “Ya siteyi tümden engelleyecekler ya da içerik çıkartma isteyecekler. Sosyal medya açısından da tüm sosyal ağ yerine tekil içerikten kurtulmayı tercih ediyorlar. Ancak bunu mahkeme veya BTK kararının ardından sosyal ağ sağlayıcı yerine getiriyor. Bu talepleri en yüksek oranda karşılayan bildiğim kadarıyla Facebook, en az karşılayan ise Twitter. Burada iktidarın bir kontrol derdi var. İçerik çıkartma için karşı tarafın muhatap olması gerekiyor. Türkiye’ye temsilci atamayan bir sosyal ağ sağlayıcı kendisine göre değerlendirecektir. Bütün bu denklem temsilci bulundurma ile kuruluyor. Ancak o ülkede temsilci yoksa ve para cezasını ödemeyecekse tahsil edecek bir şey yok. Reklam yasağının da ne kadar uygulanabileceği tartışmalı. Reklam vermek isteyenler yabancı bir aracı şirket üzerinde reklam verme ve benzeri yollara başvurabilir." 

İnternet trafiği bant genişliğinin daraltılması yaptırımının da BTK başkanına bırakıldığına dikkat çeken Bayram, "Yükümlülük yerine getirilmezse yeniden daraltma cezaları verilecek. Bu daraltma bant genişliğinin yüzde 90’ına kadar çıkabiliyor” diye konuştu.

UNUTULMA HAKKI VE ANONİMLİK

Sosyal medyayı kısıtlayıcı teklifte unutulma ve anonimlik hakkı da tartışma konusu. Unutulma hakkının AB’nin de kabul ettiği bir hak olduğunu belirten Bayram, bunun arama motorlarında sonuçların çıkarılmasını içerdiğini söyledi. Ancak burada unutulma hakkı ile haber değeri arasında önemli bir ayrımın olduğuna dikkat çeken Bayram, “Neyin unutulma hakkı olduğu konusu mahkemelerin siyasetten daha az etkilendiği, BTK gibi siyasi kurumların müdahale etmediği yerlerde olabilir. Burada haber alma ve verme hakkının korunması gerekiyor. Son yıllarda erişim engeli kararlarına bakıldığında böyle işlemeyeceği görmek çok güç değil” dedi.

Anonimlik hakkı tartışmasını ise Bayram şöyle değerlendirdi: “Bu konu da sosyal ağ sağlayıcının Türkiye’de temsilci bulundurup bulundurmamasıyla alakalı bir husus. Örneğin; bir sosyal ağ sağlayıcı 100 başvurudan 3’ünde IP ve benzeri bilgileri veriyorsa, temsilcilik açınca bu sayı artacak. Çünkü verileri vermemenin yasal cezaları olacak. İçerik çıkartma açısından bu sansüre dönüşecek. Anonim hesapların tespit edilmesi açısından ise AKP’nin trol hesaplarının kontrol edilmeyeceğini biliyoruz. Anonimlik hakkını hakaret ve küfürlü paylaşımlarla kötüye kullananlar da var ama birçok kişi ailesi, çevresi, işyeri ve devletten gelecek baskı nedeniyle anonim hesaplar kullanıyor. Bu düzenleme anonimlik hakkına da büyük ölçüde bir saldırı olacaktır.” 

"NASIL MÜCADELE EDECEĞİMİZİ KONUŞMAMIZ LAZIM"

Sosyal medyaya getirilecek kısıtlamanın işe yarayıp yaramayacağı ve alternatif çözümler de konuşuluyor. Bayram burada iki noktaya dikkat çekti. Öncelikle internetin yapısının sansür kaldıran bir yapı olmadığını belirten Bayram, “Orayı kapatsanız buradan geçiyor. Sansür yöntemleri gelişiyor ama buna karşılık olarak sansürü aşma yöntemleri de gelişiyor. Tablo böyleyken şu da bir gerçek; engellenen sitelere erişim sayısı düşüyor. Burada o siteye ne kadar ulaşmak istendiğinden teknik beceriye kadar pek çok faktör etkili. Ancak toptan bir engelleme mümkün değil. İkinci olarak ise asıl olarak buna karşı nasıl mücadele edeceğimizi konuşmamız lazım. Gazetelerin, televizyonların ve internet yayıncılığına sansür uygulanıyor. Bu sansür çabasıyla mücadele etmek gerekiyor” dedi. 

SOSYAL MEDYA ŞİRKETLERİ KÂRINA GÖRE KARAR VERECEK

Peki sosyal medya kuruluşların tutumu ne olacak? Bayram, bu noktada sosyal ağ sağlayıcı şirketlerin kâr hesabı yaparak karar vereceğini vurguladı. Söz konusu şirketlerin Türkiye’de temsilci bulundurarak yükümlülükleri kabul etmesi noktasında ekonomik ve politik açılardan bir kâr-zarar hesabı yapacağını belirten Bayram, “Sonuçta hepsi kendi kârlarının peşinden koşan şirketler. Ancak bazı servisler bakımından engelleme oldukça düşük olasılık. Örneğin; Google servisleri dünyanın her yerinde şirketler açısından vazgeçilmez bir noktada. Bu bakımdan böyle alanlarda yapılacak engellemeler, dönüp yasal düzenlemeyi çıkaranları da vurabilir” dedi.

ALMANYA VE FRANSA MODELİ Mİ?

İktidarın düzenlemeyi Almanya örneği ile savunmasını da değerlendiren Bayram, “Almanya ve Fransa gibi ülkelerdeki modellerde engellemenin bir kısmı sosyal ağ sağlayıcı şirketlere bırakılıyor. Türkiye’de de yapılacak bireysel başvurulara sosyal medya şirketlerinin 48 saatte yanıt verilmesi isteniyor. Bir içeriğin çıkarılması açısından yetkiyi şirketlere verdiğinizde hakimlik, savcılık ve infazcılık görevlerini de özel sektöre havale etmiş oluyorsunuz. Nefret suçları gibi bazı kategorilerdeki çeşitli vakalarda uzmanlar bile her zaman ortaklaşamıyorken özel şirketlerin yetkin ve adil bir şekilde karar verebileceği varsayılıyor. Böyle bir düzenleme özel şirketleri de ifade özgürlüğü tartışmasına dahil edecektir” dedi. 

PAYLAN: SOSYAL MEDYA TEHDİT ALTINDA

Muhalefet partileri de tasarıya tepki gösteriyor. HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, özellikle bu yasanın hangi amaçla çıkarıldığına bakmak gerektiğini söyledi. Amacın nefret suçlarını önleme, kişilik haklarını koruma olsaydı destek vereceklerini söyleyen Paylan, yasanın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın birkaç hafta önce sosyal medyayı kapatma açıklamalarının ardından geldiğine dikkat çekti. 

Paylan, asıl amacın nihayetinde sosyal medyayı kapatmak olduğunu anlattı. Türkiye’deki demokrasi kriterlerine dikkat çeken Paylan, “Erdoğan hakkında bir sosyal medyada bir eleştiri yapıldığında bunun kaldırılması istenecek ve sosyal ağ sağlayıcıları kaldırılamayacağını söyleyecekler. Bunun üzerine kademeli olarak bu kuruluşlara erişim kapatılacak. Bu nedenle sosyal medya çok ciddi bir tehdit altında. LGBTİ+ bir karakterin dizide oynaması Netflix’in kapatılması veya İstanbul Sözleşmesi’nin savunulması bir hesabın kapatılmasının sebebi olabilir” dedi.

ANTMEN: AKP VATANDAŞIN SESİNİ KESMEK İSTİYOR

CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, sosyal medya düzenlemesini Rusya, İran ve Çin’e benzetti. Bu teklifin AKP’nin muhalif hiçbir sese tahammül edemeyeceğinin göstergesi olduğunu belirten Antmen, “AKP bu yasa teklifiyle vatandaşın sesini kesmek istiyor. Bugüne kadar yaptıkları ve yapacakları hukuksuzluklardan vatandaşın haberi olsun, eleştirsin istemiyorlar. Yazılı ve görsel basının büyük oranda ellerinde tutuyorlar. Sosyal medya da vatandaşın kendini ifade edebildiği en büyük mecra olduğu için şimdi buraya gözlerini diktiler. Çin, Rusya ve İran da benzer şeyler istedi ama sosyal medya sağlayıcıları bunu yapmadı. Tek adam rejimini bu şekilde sürdürmeye çalışıyorlar. Önce çoklu baro ardından sosyal medya kısıtlaması... AKP artık denizin bittiğini görüyor. Halkın tepesinde daha fazla ne kadar kalacağının hesabını yapıyor” dedi. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Kuzeniyle zorla evlendirilmek istenen 17 yaşındaki genç intihar girişiminde bulundu

SONRAKİ HABER

Yunanistan ile Doğu Akdeniz’de ipler yine gerildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa