Ölmek için doğduk biz bu yaşama, öldürülmek için değil…
Oysa, insanca ve güzelce ölmek için doğduk biz bu yaşama, cesedimizin tanınmayacak bir şekilde yok edilmesi için değil… Cesedimizin Van Gölü’nde yitip gitmesi için de değil…
![Ölmek için doğduk biz bu yaşama, öldürülmek için değil…](https://www.evrensel.net/upload/dosya/144530.jpg)
Fotoğraf: Özgür Kocaeli Gazetesi
İLGİLİ HABERLER
![5 gündür haber alınamayan Pınar Gültekin'in öldürüldüğü ortaya çıktı](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/165959.jpg)
5 gündür haber alınamayan Pınar Gültekin'in öldürüldüğü ortaya çıktı
![Van Gölü'nde batan mülteci teknesinde 60 kişinin cansız bedenine ulaşıldı](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/165843.jpg)
Van Gölü'nde batan mülteci teknesinde 60 kişinin cansız bedenine ulaşıldı
![Politik tutsaklık, tecrit ve onur…](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/165534.jpg)
Politik tutsaklık, tecrit ve onur…
Utanmak için ne kadar çok neden var bu ülkede…
Bu acının bu şiddetin bu faşizmin bu çıldırmış şarlatanlığın, yalakacılığın, yalancılığın tarafı, destekçisi, nedeni olmadığımız halde utanmak…
Neden utanıyoruz, neden hep suçsuzlar utanır bir ülkede?
Sokaklara fırlatılmış izmaritlere bakarken,
Ortalığı götüren çöp yığınlarının arasında ayaklarımı görmekte zorlanırken,
Kentleri kanlı diş homurtularıyla kaplayan bu gürültünün ortasında yapayalnız kalan yorulmuş kendimle her gün daha çok şaşkın karşılaşırken,
Yeşilin durmadan azaldığı bir kentte asfalt ve beton yığınlarının altında küçülürken, terlerken, tekmelenirken…
…
Ne çok utanmak için neden var bir ülkede…
Elimi bir kadının hizasına kaldırmadığım, soğuk bir silahın kabzasını dahi tutmadığım, keskin bir bıçağın kemiğini avuçlayıp kimseye saplamadığım halde bu utanmak duygusu neden?
Çocuğa, hayvana, bitkiye, cümle alem canlıya, cansıza, suya, gökyüzüne, yıldızlara, rüzgara bile en incelikli dokunuşlarla gözlerimizi yaşam için iliştirirken çok güçlü bir öfkeyle neden utanıyorum…
Vuran, kıran, kirleten, ayıran, bölen, acıtan, inciten, ağlatan, bugünü, geleceği, özgürlüğü karartan, aydınlıkla, mutlulukla, paylaşımlarla, huzur denen dinginliğin avlusunda herkes onurla yaşayabilecekken ben neden kendimden nefret ediyorum…
Aklını yitirmiş bir kadavranın çılgınlığıyla susan, pusan, küsen, kaçan, geri çekilen bu ahlaksız nefesimin her yudumu genzimi neden kavurup duruyor.
Ben neden kendimden utanıyorum?
…
Gencecik bir yaşam Pınar’ı aklımda…
Utancımın en büyük nedeni.
Ölümün bile bir yüzü vardır. Ama Pınar’ın ölümünün bir yüzü de yok. Öyle bir vahşet kurgulayın ki geriye bir yüzünüz dahi kalmasın. Ölümün imlasında karanlık düşlerle kafamın içinde kurgular yapıyorum. Boğmak, benzin, varil, çakmak…
İnsan kendi nefesine haram bir nef’s olabilir mi?
Bu cinnetin gücü nereden geliyor?
O çakmağı çakan elin annesi, babası, gelenekleri, hukukları, inançları, yasaları, güvenlik güçleri, müdürleri, başkanları, başbakanları, devletleri ve dünyası…
Nasıl böyle bir vahşete cesaret edebilir bir insan…
Nasıl bir şiddetin ürünüdür bu?
Bu cinayetin arkasındaki azmettiren…
Durmadan cinayet süsleyen bir ülkenin, dünyanın zihinsel çürümüşlüğü…
İnançlar, yasalar, duygular ve hukuk…
Mazlum ve mağdur acımasızca gırtlağından sıkılırken neredeler?
Neredesiniz?
Neredeyiz?
…
Oysa, insanca ve güzelce ölmek için doğduk biz bu yaşama, cesedimizin tanınmayacak bir şekilde yok edilmesi için değil… Cesedimizin Van Gölü’nde yitip gitmesi için de değil…
Dünyanın bütün ülkelerinde acımasızca yaşamdan çekilen soytarılığın çarkına destek olmak için de…
Hiçbir katkımızın olmadığı bu cinnet durumundan neden utanıyorum sevgili dostlar…
Ne çok utanmak için gerekçelerimiz var dünyada…
Suçlunun, sorumluların, bu sonucu doğuranların, böyle bir yaşama çimento olanların coğrafyasında asıl utanması, sürüklenmesi, susturulması gereken utanmazların ülkelerinde…
Ben her gün daha çok utanıyorum, ağrıyorum, acıyorum, kahroluyorum…
Evrensel'i Takip Et