TPD İzmir Şube Başkanı: Açıköğretime psikoloji uygulaması kabul edilemez
Smyrna’dan İzmir’e Kentin Gündemi programında son dönemde gündeme gelen psikoloji eğitiminin açıköğretimde açılmasını Türk Psikologlar Derneği İzmir Şubesi Başkanı Samet Baş ile konuştuk.
Smyrna’dan İzmir’e Kentin Gündemi programında son dönemde gündeme gelen psikoloji eğitiminin açıköğretimde açılmasını Türk Psikologlar Derneği İzmir Şubesi Başkanı Samet Baş ile konuştuk. Baş uygulamanın ‘kabul edilmez olduğunu’ söylerken bunun nedenlerini ve oluşacak sorunları da dile getirdi.
‘BU YANLIŞTAN GERİ DÖNÜLMESİNİ İSTİYORUZ’
Türk Psikologlar Derneği İzmir Şubesi Başkanı Samet Baş, açıköğretimde psikoloji lisans programı uygulamasının mümkün ve kabul edilebilir olmadığını söyleyerek sözlerine şöyle başladı: “ Yaklaşık 2 hafta önce İstanbul Üniversitesinde psikolojinin açıköğretime dahil edildiğini öğrendik. Bu kesinlikle kabul edilebilir bir durum değil. Psikoloji öğrencileri, meslektaşlar buna karşı mücadele ediyorlar ve bu daha çok sosyal medyada sürüyor. Biz de dernek olarak neler yapabiliriz diye araştırdık. Danıştay 8. Dairesine yürütmenin durdurulması ve iptaline yönelik davamızı açtık. 50’nin üzerinde psikoloji bölümünde bu konuda açıklama kaldı. Açıköğretim uygulamasının ya da bu eğitimin uzaktan verilmesinin kabul edilemez olduğunu söylediler. Herhangi bir siyasi düşünce ayrımına girmeden derdimizi anlatmak istiyoruz”
Bu uygulamaya karşı mücadele ederken uzun vadede kamu sağlığı açısından ne gibi sonuçlarının olacağını anlatmaya çalıştıklarını ifade eden Baş, “Yetkililerin dikkat almasını istiyoruz, bu yanlıştan geri dönülmesini istiyoruz” dedi.
‘HEM PSİKOLOGLAR HEM DE HİZMET SAĞLADIKLARI HERKES İÇİN RİSK’
Açıktan eğitim ile uzaktan eğitimin farklı şeyler olduğunun altını çizen Baş, “Psikoloji eğitimi içeriği, ders içeriği, psikologların yerine getirdikleri uygulamalar ne açık öğretime ne uzaktan verilmesine uygun bir alan değil. Usta çırak ilişkisi, deneyim söz konusu var, bazı dersler uygulamayı barındıran dersler. Psikologların temek çalışma alanı insandır. Bazen çok basit soruyu bile dakikalarca tartışıyoruz, ciddi ve hassas bir konu. Bizim de öğrendiğimiz karşılıklı bir süreç” diye konuştu. Böyle bir uygulamanın psikoloji alanındaki öğrenci ve psikolog rakamlarıyla ilgisinin olmadığını düşündüğünü belirten Baş, “Zaten İstanbul Üniversitesi tarafından herhangi bir açıklama yapılmadı. Şuan ülkede 50 binin üzerinde psikolog olduğunu düşünüyoruz. Ortalama 4 bin öğrenci mezun veriliyor. 102 kadar bölüm var. Daha fazla istihdam elbette isteriz ancak kadro açılmaması gibi bir durum var ya da özel sektördeki şartlar kalitesiz çalışmak zorunda bırakıyor. Pek parlak tablo yok” dedi. Psikologların, Sağlık Bakanlığı’ndan Adalet Bakanlığı’na, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda Milli Savunma Bakanlığı’na birçok alanda yer aldığını hatırlatan Baş, “Bunun yanında üniversitelerde sağlık birimlerinde, huzurevi, okullar bir çok kamu kuruluşunda ve özelde de ağırlıklı olarak uygulamalı çalışıyorlar. Açıköğretime karşı çıkmamızın en önemli gerekçelerinden biri bu. Halk sağlığı için ve psikologların hizmet sağladığı herkes için büyük bir risk” şeklinde ifade etti.
Pandemi döneminde derneğin oluşturduğu destek hattından da bahseden Baş son olarak şunları kaydetti: “Türk Psikologlar derneği toplumsal olarak 1999 Marmara Depreminde alana çıkıyor. Biz dernek olarak ne zaman ki toplumsal düzeyde bu denli bir felaket olduğunda hemen devreye girmeye çalışıyoruz. İhtiyacı olanlara psikolojik desteği ücretsiz olarak veriyoruz. Özellikle pandemi sürecinde de uzaktan destek ağı oluşturduk, bir şekilde. Gönüllü arkadaşlarımızın olduğu bir ağımız vardı ve iyi de geri dönüşler aldık” (EVRENSEL WEB TV)
