CHP 37. Olağan Kurultayını topladı, Kemal Kılıçdaroğlu yeniden genel başkan seçildi
CHP’nin 37. Olağan Kurultayı, Bilkent Odeon’da pandemi koşullarına uygun olarak toplandı. Kılıçdaroğlu, yeniden genel başkan seçildiği kurultayda 13 maddelik bir beyanname açıkladı.
Fotoğraf: Sultan Özer / Evrensel
Birkan BULUT
Burcu YILDIRIM
Ankara
CHP’nin 37. Olağan Kurultayı, “Hedef iktidar” sloganıyla Bilkent Odeon Kültür Merkezi'nde pandemi sebebiyle seyircisiz toplandı. Kılıçdaroğlu, tek genel başkan adayı olduğu kurultayda yeniden genel başkan seçildi. Listede kayıtlı 1356 delegeden 1318’i oy kullandı, 67 oy geçersiz sayıldı. Kemal Kılıçdaroğlu, 1251 oyla 6. kez CHP genel başkanı seçildi.
"Önümüzdeki ilk seçimlerde dostlarımızla birlikte iktidar olacağız" diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cumhuriyetin birinci yüzyılının sonuna yaklaşılması vesilesiyle "İkinci Yüzyıla Çağrı" adıyla okuduğu beyanname oybirliğiyle kabul edildi. 13 maddelik metin, 1959 yılında Demokrat Parti iktidarında hazırlanan "İlk hedefler beyannamesi"ni hatırlattı. Yeni beyannamenin de ana omurgasını yeni Anayasa, tarafsız cumhurbaşkanı, bazı temel hak ve özgürlükler ile sosyal devlet oluşturdu.
CHP'nin mevcut genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkanlık için yeterli imzayı toplayabilen tek aday oldu. Aday adaylıklarını açıklayan Aytuğ Atıcı, İlhan Cihaner ve Tolga Yarman ise yeterli imzaya ulaşamadı. İlhan Cihaner, konuşmasında Kılıçdaroğlu yönetimine ve kurultayın toplanma yöntemine dair ağır eleştirilerde bulundu.
CHP 37. Olağan Kurultayı’nın yapıldığı Bilkent Odeon Kültür Merkezi’nde pandemi kurallarına uygun önlemler alındı. 1356 delegenin oy kullanacağı kurultaya oy verme işlemlerinde, yığılmaları önlemek için 44 sandık ve 132 kabin kuruldu. Görsel ve yazılı basın için ayrı alanlar oluşturulurken sinevizyon aracılığı ile kurultayın canlı izlenmesi sağlandı. Adaylığını açıklayan eski Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, Parti Meclisi Üyesi İlhan Cihaner ve Profesör Doktor Tolga Yarman için yan yana koltuklarda yer ayrıldı. Kurultay için özel olarak söz ve müziği Ali Altay’a ait olan “İktidarın Yolu Kılıçdaroğlu” şarkısı hazırlandı. Kurultay sloganı ise “hedef iktidar” oldu.
İLK DEFA SEYİRCİSİZ TOPLANDI
İlk defa seyircisiz olarak kurultayın toplandığı amfide, kurultay delegesi olmayan 9 il başkanı, 5 il belediye başkanı, önceki dönemlerde görev yapan 4 eski genel başkan ve şu ana kadar genel başkan adaylığını açıklayan 3 partilinin buluunduğu ayrı bir bölüm oluşturuldu. Yarı oranında dolu olan amfide, delegeler arasında fiziki mesafeye dikkat edildi. Amfinin yukarısında bulunan kısımda da gazeteciler kurultayı takip etti. CHP eski genel başkanları Murat Karayalçın, Hikmet Çetin ve Altan Öymen'in görüntülü mesajları gösterildi. Divan başkanlığına oy çoğunluğuyla seçilen Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu kurultayı yönetti. Konuşmasında İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmenin kadın cinayeterine göz yummak anlamına geldiğini belirten Çerçioğlu, sözleşmenin yanında olduklarını vurguladı.
BORÇ BATAĞINDA LALE DEVRİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yaptığı açılış konuşmasında, kurultayın Türkiye tarihinde en ağır buhranın yaşadığı dönemde toplandığını ifade etti. Bu buhranın ekonomi ve demokraside yaşanan bir buhran olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Adalet Yürüyüşü'nün ardından bir duvarı aştıklarını, şimdi ise bu duvarı yıkacaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin sorunlarını 5 başlıkta şöyle sıraladı:
• SARAY REJİMİ: Yasama, yargı ve medya bir kişinin vesayeti altındadır. Demokrasi sadece kağıt üzerinde kalan bir sözcük haline gelmiştir. Öyle bir noktadayız ki saray ne diyorsa yargı onu yapıyor, egemen güçler ne diyorsa saray da onu yapıyor. Örneğin saray talimat veriyor, Osman Kavala içeride kalacak. Örneğin Selahattin Demirtaş içeride kalacak. Mahkeme gereğini yapıyor. Cezaevlerinde onlarca gazeteci var. Böyle bir ortamda demokrasiden söz etmek mümkün değildir.
• EKONOMİ: Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığı tehlike altındadır. 79 yılda, 57 hükümet kuruldu, 714 milyar dolar harcadı ama AKP 18 yılda 2 trilyon 400 m18 yıldır Türkiye’yi bu duruma getirenleri sorgulamak zorundasınız. Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik bağımsızlığı tehlike altındadır. Diyeceksiniz ki nasıl tehlike altındadır? Şu rakamları her bir delege arkadaşımın ezberlemesini istiyorum. Fabrikaları sattılar, parayı ne yaptıklarını kimse bilmiyor. Topraklarımızı sattılar. 250 bin dolara istediğiniz yerden istediğiniz daireyi alabiliyorsunuz! Bunu özellikle bizi dinleyen bütün vatandaşlarıma ifade etmek istiyorum, elinizi vicdanınıza koyun.
• DIŞ POLİTİKA: Türkiye şu anda egemen güçlerin taleplerini yerine getiren bir devlet konumuna düşürülmüştür. Ekonomide bağımsızlığını, siyasette bağımsızlığını büyük ölçüde kaybetmiştir.
Süleyman Şah Türbesi bu ülkenin namusudur. Oradan bayrağı indirip kaçıranlara vatan hainleri denir. 28 Şubat 2020 ne oldu? Suriye’de 36 askerimiz şehit oldu. Sorumlusu kim? 36 askerimizin kanı yerde duruyor. Gazinin de hakkını biz savunuyoruz. Şehit yakınlarının da hakkını biz savunuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir devlet başkanı, başbakan ya da cumhurbaşkanı “Aldatıldım” dememiştir ve aldatılmamıştır. Ama ilk kez 18 yıllık iktidarında bir kişi, herkes tarafından aldatılmıştır.
• EĞİTİM: 21. yüzyılda hala yeterli derslik yok. Hâlâ birleşik sınıflar var. 2 trilyon 400 milyar dolar para harcadınız halen yeterli derslik yok. Bir devleti geriletmek için işgal etmenize gerek yok, eğitim sistemini bozarsınız. Eğitim politikalarını sürekli değiştirerek kendi çocuklarını denek olarak kullanan dünyadaki tek ülkeyiz.
• TOPLUMSAL BARIŞ: Toplumsal barışımız temelden dinamitlenmiştir. Oysa bu ülkede 83 milyon bayrağımızın altında huzur içinde yaşamalıyız. Kimsenin etnik kimliğini sorgulamak bizim haddimiz değildi. Bizim sorgulayacağımız şey vatandaşın karnı aç mı tok mu. Siyasal iktidar başta Kürt sorunu olmak üzere toplumsal ayrıştırmaya yaşatmakta ve politikalarını bunun üzerine inşa etmektedir.
CHP'NİN 1959 YILINDAKİ BEYANNAMESİNİN BENZERİ
Türkiye'nin sorunlarını halk ve millet ittifakıyla birlikte çözeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Önümüzdeki ilk seçimlerde dostlarımızla birlikte iktidar olacağız" dedi. Kılıçaroğlu, iktidara geldiklerinde yapacaklarına ilişkin hazırladıkları "2. Yüzyıla Çağrı Beyannamesi"ni okudu. Beyannamede yer alan vaatler, CHP'nin 1959'da gerçekleştirilen 14. Kurultayı'ndaki "İlk Hedefler Beyannamesi"ni hatırlattı. Söz konusu beyanname, Demokrat Parti iktidarının 9. yılında kaleme alınmış ve Türkiye'de CHP'nin iktidara gelmesi durumunda ilk yapılacakları sıralıyordu. Türkiye’de bazı anti-demokratik yasaların, yöntem ve uygulamaların kaldırılacağı belirtilen beyannamede, Anayasa değişikliği ve devlet başkanı tarafsızlığı da öne çıkan vurgular arasındaydı. Ancak Demokrat Parti iktidarı askeri bir darbe ile yıkılmıştı. Beyannamede yer alan bazı konular ise 1961 Anayasası'nda yer almıştı.
PARLAMENTER SİSTEM VURGUSU
Kılıçdaroğlu'nun okuduğu ve delegelerin oyuyla kabul edilen beyannamede 13 madde sıralandı. Öncelikle yeni Anayasa ile güçlendirilmiş demokratik parlamenter sisteme geçileceği belirtilen beyannamede, geniş bir mutabakatla yeni Anayasa yazılacağı kaydedildi. Beyannameye göre partili ve taraflı Cumhurbaşkanlığı sistemine son verilecek. Kuvvetler ayrılığı yeniden sağlanarak, yasaların hazırlanmasında sendika, oda ve sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınacak. Basın ve ifade özgürlüğü güvence altına alınacak.
Birinci ilke: Yasa tasarı ve teklifleri TBMM Komisyonları’nda görüşülürken ilgili meslek kuruluşları, STK görüşleri zorunlu olarak alınacak. Baro ile kanun çıkarıyorsan baroları çağıracaksın. Sendikalarla ilgili kanun çıkarıyorsan uzmanları çağıracaksın. Düşünceyi ifade, örgütlenme, basın özgürlüğü koşulsuz güven altına alınacaktır. Medya özgürlüğü evrensel ölçülerde güvence altına alınacaktır. Bir devlet hukukun üstünlüğünden ve adaletten vazgeçerse o devlet bir süre sonra organize suç örgütü haline dönüşebilir. Dönüşmemesinin temel nedeni zaten anayasalardır. Bir kişinin baskısıyla devlet yönetilemez.
KÜRT SORUNU VURGUSU VE "TERÖRLE MÜCADELE" İFADESİ
İkinci ilke: Türkiye’nin toplumsal barışı ve huzuru sağlanacaktır. Başta Kürt sorunu olmak üzere demokrasi temelinde, TBMM’nin öncülüğünde çözülecek. Kürt sorununu egemen güçlerin bir manivela olarak kullanmasına izin vermeyeceğiz. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi öncelikli bir devlet politikası haline getirilecektir. Tüm terör örgütleriyle mücadele ödün verilmeksizin sürdürülecektir. Yeraltı dünyasında hala suç örgütleri var. Bunlar güçlerini meclisteki bazı siyasi otoritelerden alıyorlar.
"RÜŞVETÇİDEN BÜYÜKELÇİ OLMAYACAK"
Üçüncü ilke: Liyakat sistemi hakim kılınacaktır. Devlet hizmetlerinin partizanca yapılmasına engel olunacaktır. İşi ehline vermek bir devlet politikası olacaktır. Güreşçiden banka yönetim kurulu üyesi olmayacak. Akademik hırsızdan rektör, rüşvetçiden büyükelçi olmayacak.
"CİNSİYET KOTASI GETİRİLECEK"
Dördüncü ilke: Seçim yasası değişecek. Milletin vekilini millet seçecek. Seçim barajı kaldırılacak. Milletin iradesinin meclise tam olarak yansıması sağlanacaktır. Seçim yasası değişikliği ile cinsiyet kotası getirilecek, kadınların parlamentoda temsili yasal güvence altına alınacaktır. CHP’li kadın milletvekilleri bu yasa teklifini hazırlayacak TBMM’ye verecektir. Parlamentoda kadınlar hak ettiği yeri alacaklardır.
Beşinci ilke: Siyasi ahlak yasası çıkarılacak. Siyaset kirlilikten arındırılacak. Vatandaşla siyasi arasındaki güven yeniden oluşturulacaktır. Para ile iş takipçisinden, yolsuzluk yapandan milletvekili mi olur? Kendisi Hac’da iken sahte pusula gönderip ben Meclis’teyim diyenden milletvekili mi olur?
KAMUDA İSRAF VURGUSU
Altıncı ilke: Kamu ihale kanunu yeniden düzenlenecek. Kamuda israf ve kayırmacılığı önlemek için ivedilikle değiştirilecektir. Kamu ihalelerinin şeffaf bir şekilde yapılması sağlanacaktır. İsrafı nasıl itibar olarak kabul ediyoruz? Devlette itibar israfı önlediğiniz sürece olur. Her kuruşun hesabını vermek her namuslu siyasetin onurlu görevidir. Halkın iktidarında bir hastane, bir havaalanı kaça yapıldıysa vatandaş bilecek. 83 milyon vatandaşıma sesleniyorum, bu kamu özel işbirliği ile sizin alın terinizi sömüren bütün yatırımları devletleştireceğiz. Bu bağlamda, Avrupa’nın en büyük entegre tesisi Tank Palet Fabrikası bir kuruş, bir dolar, bir avro ödenmeden Katar Ordusu’na peşkeş çekildi. Bizim subaylarımız şu anda Katar Ordusu’nun emri altında çalışıyor.
Yedinci ilke: Sayıştay gerçek işlevine kavuşturulacaktır. TBMM adına ödenen bütün vergilerin denetimini Sayıştay yapıyor, onların tüm raporları gizleniyor. Biz milletin önüne getireceğiz. Her kuruşun hesabını vereceğiz. Lütfedip devlete bağış yapıyorlar, o bağışı da vergiden düşüyorlar. Buna son vereceğiz. TBMM’de Kesin Hesap Komisyonu kuracağız. Kesin Hesap Komisyonu’nun başkanı iktidar partisinden değil, muhalefet partisinden olacak.
Sekizinci ilke: Güçlü bir stratejik planlama teşkilatı kurulacaktır. Üretim ve hakça paylaşım stratejik planlamanın ana hedefi olacaktır. Tarım stratejik sektör olarak görülecektir. Millet 50 yılını planlıyor, biz yarın ne olacağını bilmiyoruz. İşsizliği nasıl önleyeceğiz diye planlama örgütü çalışacak. Her toprağımızda fabrika olacak.
"YÖK KALDIRILACAK"
Dokuzuncu ilke: Eğitim sistemi yeniden yapılandırılacak. Tüm paydaşlarıyla birlikte yeniden planlanacaktır. Üniversitelerimizde her türlü düşünce özgürce tartışılabilecek, darbecilerin getirdiği YÖK kaldırılacaktır. Tüm organize sanayi bölgelerinde iş garantili yatılı teknoloji liseleri kurulacaktır. Gençlerimizin de işsiz kalmalarının önüne geçilecektir.
Onuncu ilke: Gelecek nesiller için ekosistem hakkı korunacaktır. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya teslim etmek için üzerimize düşen sorumluluğun bilincindeyiz. Bu hak anayasal güvence altına alınacaktır. Bizim de kuş görme, orman görme, deniz görme, güneşi görme hakkımız var. Gelecek kuşaklara bu hakkı devretmek görevimizdir.
On birinci ilke: Aile Destekleri Sigortası uygulamaya konacaktır. Bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecektir. Vatandaş devlet yardımlarını lütuf olarak değil hakkı olarak görecektir. Bu ülkede huzur istiyorsak hiçbir babanın çocuğuma pantolon alamadım diye intihar etmemesi lazım. 18 yıldır yapamadılar, Allah’ın izniyle 1 yılda yapacağız.
KAYYUM VURGUSU
On ikinci ilke: Yeni bir merkez-yerel dengesi kurulacaktır. Devletin tüm kapasitesi en verimli şekilde kullanılacaktır. Hizmetin vatandaşa daha etkin bir şekilde ulaşılması sağlanacaktır. Kayyım uygulamalarına son verilecek, seçimle gelenlerin ancak seçimle gitmeleri garanti altına alınacaktır.
"ORTA DOĞU'YA BARIŞI GETİRECEĞİZ"
On üçüncü ilke: Orta Doğu barış ve işbirliği teşkilatı kurulacaktır. Uluslararası hukuka önem veren bir dış politika izlenecektir. Atatürk buna “Yurtta barış dünyada barış” diyordu. Altındaki petrol üstte yaşayan vatandaşların kaderini değiştirdi, bedeli kanlar ödüyorlar. Silahları da egemen güçler veriyor. Komşuda yangın varsa sizde huzur olmaz. Biz Orta Doğu’ya huzuru, barışı getireceğiz. Orta Doğu’yu bir savaş alanı değil bir barış alanına dönüştüreceğiz.
CİHANER: SELFIE ÇEKİP ÇIKTILAR, BU CİDDİYETSİZLİKLE NASIL İKTİDARA YÜRÜYECEĞİZ?
Genel Başkan adaylığını açıklayan CHP PM Üyesi İlhan Cihaner ise Kılıçdaroğlu'na karşı sert eleştirilerde bulundu. Cihaner, Kılıçdaroğlu ve parti yöneticilerinin salondan ayrılmasını eleştirerek şöyle konuştu:
“Şuradaki ciddiyetsizlik bile her şeyi gösteriyor. Genel Başkan gitmeseydi parti yöneticileri gitmeseydi bu salondan hiç kimse gitmezdi. Buradan selfie çekerek gittiler. Sözde tüzüğümüze göre demokrasimizin geleceği tartışılacaktı. Buradan bir karar çıkacaktı biz de geleceğimizi kuracaktık. Neredeler? Bu ciddiyetsizlikle nasıl iktidara gideceğiz. Bu bir tiyatro! En küçük ilçede bile divan başkanlığı üyesi için en güçsüz adaya bilgi verirdi.
Örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı sizin iradenize tecavüz ederek seçtik diyor arkadaşlar. Kadın olması hiç bir şeyi değiştirmez. Biz tüzüğümüzde olan yüzde 33'lük kadın kotasını kullanmıyoruz. Şimdi kalkmışız gelecekte böyle yapacağız diyoruz. Ön seçimi kaldırdık. Neymiş halk seçecekmiş.
DOKUNULMAZLIK ELEŞTİRİSİ
Genellikle ben bağırarak konuşmam. Ben anlaşmadan yanayım. Burayı böyle görünce sinirlendim kusura bakmayın.
Ben bir kaç marjinal şey anlatayım. CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olarak bir siyasal islamcıyı Ekmelettin İhsanoğlu'nu aday göstermek mi marjinallik yoksa bu adaylığa karşı çıkmak mı marjinallik?
Biz karşı çıktık! İmza vermeyen 20 milletvekilden birisiyim.
Dokunulmazlık meselesi. Rejim değişiminde en önemli kavşaktı. Bizim vekillerimizi de vuracağı ortadaydı. Sizler karşıydınız, millet karşıydı, parti meclisi karşıydı robot 14 milletvekili dokunulmazlığa evet diyerek rejim değişikliğinin müsebbibi oldular.
Genel Başkan’a sorarsak Ekmeleddin İhsanoğlu ile ilgili kararında da dokunulmazlık kararında da pişman olmadığını söylüyor.
İL KONGRELERİNDE TEK ADAY DAYATILDI, BU NASIL DEMOKRASİ?
İl kongrelerinde tek aday dayatılmadı mı! Nasıl demokrasi oldu bu. Hiç mi utanmadılar? İstanbul Kongresi, İzmir Kongresi sizi utandırmadı mı? Böyle oluşan delege ile demokrasiyi mi kuracağız?
Savaş tezkerelerine evet dedik. Hiç bir savaş tezkeresine evet demedim ben. Sahte bir yerlilik ve millilik anlayışıyla Ortadoğu halklarının gözyaşlarına boğulmasına şimdi bu salonu terk edenler evet dediler. Kürt halkı bize ittifakta nasıl oy verecek.
Milli olacağız ya! En büyük derdimiz sahte sol arkadaşlar. Burada sahneye çıkan herkes Atatürk diyor Deniz Gezmiş diyor. Dün Atatürk'e lanet okundu.
“BABACAN VE DAVUTOĞLU MU YENİ İTTİFAK ORTAĞIMIZ?”
Genel başkanın saydığı maddeler içerisindeki, ekonomiyi 'Yeni oluşacak demokrasi ittifakıyla düzelteceğiz' dedi. Şu andaki ekonomiyi batıran Ali Babacan ile mi yapacağız bunu arkadaşlar? Bir başlık da dış politikaydı. Stratejik derinliğin sorumlusu kim? Davutoğlu, yeni ittifak ortağımız. Babacan, yeni ittifak ortağımız.
Genel başkan 13 madde saydı. Peki biz bunu nasıl gerçekleştireceğiz? AYM'ye giderek, tweet atarak, Meclis'te kapak yaparak. 18 yıldır hangi politikasına engel olabildik AKP'nin? Kadın cinayetlerine mi, tank palete mi, Kaz Dağları'na mı, Enis Berberoğlu'nun dokunulmazlığının kaldırılmasına mı, neyine engel olduk?
"ARKADAŞLARIMIZI AŞIYLA TEHDİT EDEN GENEL BAŞKAN YARDIMCILARI VAR"
Hepinizden imza alındı. 100'ün üzerinde imzayla son iki güne girdik. Ve birçok arkadaşımız bizim ofise gelirken yoldan çevrildi. Belediye başkanlarının, o arkadaşlarımızı aşıyla işiyle tehdit edildiğini gördük. O genel başkan yardımcılarını da biliyorum. Hepsinden hesap soracağız. Bir yoldaşını nasıl işiyle, aşıyla tehdit edersin sen? Bu alçaklıktır.
Şu an genel başkan 80 imzayla önerilecek. Sizin imzalarınız ne oldu arkadaşlar? Türkiye tarihinde ilk kez bir il kurultayda temsilsiz kalıyor. Niye Mardin'e temsilci yapılmadı? Özet olarak tek bir şeye ihtiyacımız var; cesaret, cesaret, cesaret. Burada da azıcık cesaret gösterirseniz gerçekten iktidarı elde edecek bir dinamizmi yakalayabiliriz. Aksi takdirde AYM kapılarında olmuş bitmiş işlerin mücadelesini veren merkez sağa oturmuş bir yapıya dönecektir. Bir köşe yazarı dedi ki, 'CHP PM'sine belirlenecek üyeler Ali Babacan ile uyumlu çalışmaya göre belirlenecek'. Onun için orada da çok çok dikkatli olun lütfen. Partiyi yağmacı bir çizgiye getirilmek isteniyor. Çıkışımız soldadır, sosyal demokrasidedir."
KURULTAYA ÖZEL RAP ŞARKI
Kurultayın yapılacağı merkezde kurultay için hazırlanan “Hak hukuk adalet mücadelemizde 83 milyon ile kucaklaşıp el ele iktidara yürüyoruz” ve rap şeklindeki “Altı Ok'un izinde yürüyoruz iktidara” şarkıları çalındı.
Alanda kurultay delegesi olmayan 9 il başkanı, 5 il belediye başkanı, önceki dönemlerde görev yapan 4 eski genel başkan ve genel başkan adaylığını açıklayan 3 partilinin bulunacağı ayrı bir bölüm oluşturuldu.
Kovid-19 önlemleri kapsamında kurultay alanına kısıtlı sayıda basın mensubu alınırken, diğer basın mensupları için merkez dışında özel bir alan oluşturuldu. Bu alanda canlı yayın yapılıyor.
İki gün sürecek olan kurultayda 1356 delege bulunuyor. Kurultayın ilk günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yapacağı konuşmanın manifesto niteliğinde olacağı ve ardından tüm delegelerin imzasına sunulacağı belirtiliyor.
Genel Başkan seçiminde son yerel seçimlerdeki başarı nedeniyle Kılıçdaroğlu’un gireceği en rahat kurultay oalcağı ifade ediliyor. Ancak Mersin eski Milletvekili Aytuğ Atıcı, PM üyesi İlhan Cihaner ve Tolga Yarman da aday adaylıklarını açıkladılar. Ancak genel başkan adaylığı için delegelerin yüzde 5’inin imzası gerekiyor. Tüzük değişikliği ile bu oran yüzde 20’den yüzde 5’e düşürülmüştü.
PM SEÇİMLERİNDE POPÜLER OLMAYANLAR TERCİH EDİLEBİLİR
Kılıçdaroğlu’nun önceki kurultaylardaki gibi anahtar bir liste hazırlayacağı ifade ediliyor. 52 PM üyesi için yaklaşık 70-80 kişilik bir anahtar liste, 8 üyeden oluşan Bilim Kültür ve Yönetim Platformu için de 12 kişiden oluşan bir anahtar liste hazırlanabileceği belitiliyor. Partiyi genel seçimlere götürecek kadrolar olması nedeniyle PM’nin belirlenmesinde son yerel seçimlerdeki başarıda etkili olan isimlerin dikkate alınacağı ifade ediliyor. Bu anlamda il başkanları ve belediye başkanlarıyla görüşen Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinde, popüler isimlerden çok toplumun farklı kesimlerine temas eden isimlerin olacağı dile getiriliyor. (HABER MERKEZİ)