25 Temmuz 2020 08:59

Osman Kavala hâlâ tutuklu | Ayşe Buğra: Bu süreç bizim için bir işkence haline geldi

Osman Kavala, İki tahliye bir beraat kararına rağmen tutuklu. Tutukluluğunun bininci günü öncesi eşi Ayşe Buğra'dan açıklama: Bu süreç bizim için bir işkence haline geldi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Osman Kavala’nın tutukluluğunun bininci günü öncesi açıklama yapan Kavala'nın avukatları ve eşi Ayşe Buğra yaşanan süreci anlattı. Kavala’nın eşi Ayşe Buğra, “Osman Kavala'nın 90 yaşını geçmiş annesi oğlunu bir daha görüp görmeyeceğini düşünüyor. Bu süreç bizim için bir işkence haline geldi” dedi. Kavala hakkında 2017 tarihli tek bir dosya olduğuna dikkat çeken avukatları ise, 2 tahliye ve bir beraat kararına rağmen Kavala’nın hala hapiste olmasının “Hukuki değil siyasi” olduğuna dikkat çekti. 

18 Ekim 2017’de gözaltına alınan ve 14 günlük bir gözaltı süresinin ardından 1 Kasım 2017’de tutuklanan Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala o tarihten bu yana iki tahliye, bir beraat kararına rağmen halen tutuklu. İki kez tahliye edilip, bir kez de beraat edilen Kavala 5 aydır henüz iddianamesi hazırlanmamış, bir dosyadan tutuklu olarak Silivri Cezaevi’nde bulunuyor. 

Osman Kavala’nın tutukluluğunun bininci günü öncesi avukatları Avukat Prof. Dr. Köksal Bayraktar, Avukat Deniz Tolga Aytöre ve Avukat İlkan Koyuncu ile Kavala’nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra’nın katılımıyla online bir basın toplantısı düzenlendi.

BİR OLMAZSA DİĞER SUÇLAMA, O DA OLMAZSA ÖBÜRÜ…

Toplantıda konuşan Avukat Köksal Bayraktar “Kavala 1 Kasım 2017’de tutuklandı. Bu tarihte Osman Kavala için iki itham vardır: ‘Anayasal düzeni zorla ortadan kaldırmak’, ‘Türkiye Cumnhuriyeti’ni zorla ortadan kaldırmak veya görevini yerine getirmesini engellemek’. Süreç devam ederken ‘Anayasal düzeni zorla ortadan kaldırmak’ suçlaması geri çekildi yargı makamları tarafından. Yargılama ‘Türkiye Cumnhuriyeti’ni zorla ortadan kaldırmak veya görevini yerine getirmesini engellemek’ ithamına dayanılarak yapıldı. Bu yargılama 18 Şubat 2020’de yapılan duruşma ile beraat ve tahliye sonuçlandı. Bu karardan sonra Osman Bey’in artık evine gitmesi gerekirdi ama Osman Bey hakkında aynı gece yeni bir gözaltı kararı çıktı. Yeniden ‘Anayasal düzeni zorla ortadan kaldırmak’ ithamı geri dönüldü ve Osman Kavala yeniden tutuklanmıştır. Bu suçlama dosyanın başında ortaya çıkmış, yargı makamlarının kendisi tarafından ortandan kaldırılmıştı, bunu fark ettiklerinde bu kez ‘casusluk’ suçlaması ortaya çıktı. Yani özetle bu süreçte yargı organları o olmazsa öbürü, olmazsa diğeri seklinde suçlamalar ortaya atmıştır ve Osman Kavala hala tutukludur.”

AİHM SÜRECİ DEVAM EDİYOR

Bir soru üzerine AİHM sürecine ilişkin de bilgi veren Bayraktar, “Türkiye karara itiraz etti, AİHM de bu itirazı reddetti. Böylece AİHM kararı hukuken kesinleşmiş oldu. Biz de karar kesinleşmiş olmasına rağmen uygulanmıyor diye başvuruda bulunduk ve bu süreç devam ediyor. Eylül ayında delegeler komitesi konuyu ele alacak. Süreç yürüyor ama Osman Kavala hala tutuklu” dedi.  

AYNI DOSYAYA YENİ SUÇLAR EKLEYİP KAVALA’YI HASPİSTE TUTUYORLAR

Avukat İlkan Koyuncu da şunları söyledi: “Eşi benzeri olmayan, ‘kullanışlı’ bir dosya bu. Osman Bey 1000 gündür cezaevinde olduğu için bu süreçte suç işleme şansı yok. ‘Casusluk’ suçlaması cezaevinde olan bir insana isnat edilebiliyor. ‘Casusluk’ suçlaması yöneltilebilmesi için Osman Kavala’nın bilgi-belge temin etmesi gerekiyor. Osman Kavala hangi bilgi-belgeye ulaşmıştır, bunlar nedir, askeri amaçla mı siyasi amaçla mı kullanmıştır? Bunu hangi devlet yararına yapmıştır? Biz bu soruların cevabını bilmiyoruz, bence yargı makamları da bilmiyor.” Osman Kavala’nın süreç boyunca hiç savcı görmediğini söyleyen Koyuncu, “Hiçbir savcı merak etmemiştir, 2017’de emniyetin sormadığı hangi bilgi-belge 2020’de Kavala’ya suçlama olarak dönmüştür. Osman Bey’in somut bir suçlama delil yok, Osman Bey 3 senedir farklı suçlamalar yapılarak tutuklu bulunuyor. Osman Kavala hakkında tek bir soruşturma var, 2017 tarihli bu soruşturmanın içine başka suçlamalar eklenerek tutuklanıyor. Üstelik yeni bir delil de eklenmiyor. ‘Gezi olaylarını organize etmek’ diyorlar; beraat ediyor, o zaman aynı deliller bu kez ‘casusluk’ suçlamasının dayanağı oluyor. Kimse sormuyor, Osman Kavala 1000 gündür cezaevinden hiç çıkmadığına göre, bu 1000 günde herhangi bir casusluk faaliyetinde bulunamayacağına göre bu nasıl oluyor diye. Bunu anlamak, hukuken anlatmak mümkün değil” diye konuştu. 

"CASUSLUK SUÇLAMASINA DAİR İDDİANAME YOK, NE ZAMAN YAZILIR BELİRSİZ"

Avukat Tolga Deniz Aytöre de son dosyaya ilişkin bilgi verdi. ‘Casusluk’ suçlamasına ilişkin tutuklama gerekçelerinde iddiaların aynı olduğuna dikkat çeken Aytöre, “Burada bir iddianame henüz yok, ne zaman düzenleneceği konusunda da bir bilgi yok. Ama iddianamenin nasıl yazılacağı çok önemli” dedi. Sürecin hukuki değil siyasi olduğunun altını çizen Aytöre, “Bunu sadece biz söylemiyoruz. Gezi davası duruşması daha devam ederken, biz duruşmadayken ya da verilen beraat kararı sonrasında kimler, hangi siyasiler bu açıklamalar yaptıysa bu siyasi gücün olayı kişiselleştirdiği sonucuna ulaşabilirsiniz” dedi.

"1000 GÜNLÜK TUTUKLULUK BİZİM İÇİN İŞKENCEDİR"

Kavala’nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra konuştu. Kavala’nın 1000 günlük tutukluluk sürecinin ailesi için ‘işkence’ye dönüştüğünü söyleyen Buğra, “Beraat ettiği gün onu karşılamayı beklerken cezaevinden adliyeye götürüldü ve yeniden tutuklandı. Ben bütün bu yaşananları ne hukukla ne de akılla-mantıkla anlamlandıramıyorum. Yaşadıklarımız Türkiye’de gerçeklik kaygısının kaybolduğunu düşündürüyor. Gördüğümüz şey bunun yargıdaki yansımaları. Bu ortamda makul şüphe, kanıt gibi kavramlar anlamını kaybetti. ‘1000 gündür özgürlüğünden mahkum olan Osman Kavala ne yapmıştır da tutuklanmıştır’ sorusuna kimsenin verdiği somut bir yanıt yok. Eşim, 1000 günlük tutukluluğu süresince bazı medya organlarında asılsız, kişiliğe saldırı niteliğinde haber ve yorumlarla karşılaştı, hala da devam ediyor. Bunların gerçekle ilişkisi olmaması fazla önemsenmiyor ve bizim bunlarla yaptığımız hukuksal girişimler sonuçsuz kalıyor. Burada bizim hayatımızdan çalınan 1000 gün, telafi edilmez bir kayıp oluşturuyor. Eşimin 90 yaşını geçmiş bir annesi var ve artık oğlunu görüp görmeyeceğini düşünüyor. Bu 1000 günlük tutukluluk süreci bizim için işkencedir” diye konuştu. 

Pandemi sürecinde ilişkin de sorulan bir soruya da yanıt veren Buğra, “Osman Kavala zaten yarı tecrit koşullarında olduğu için epeyce korunaklı bir durumda sayılabilir. Ben uzun bir süre, yani kapanma başladığı zamandan itibaren, kendisini göremedim. İşte ondan sonra en son 19 Haziran’da gördüm, şimdi 28 Temmuz’da tekrar göreceğim. Bu zaten zor olan süreci epeyce zorlaştırdı bizim için” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

{{399525}}

{{397621}}

ÖNCEKİ HABER

H&M Finlandiya'da 50 işçiyi işten attı

SONRAKİ HABER

Düzce'de gıda zehirlenmesi: 116 kişi hastanelere başvurdu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa