CHP 37’nci Kurultayı | Millet İttifakı gölgesinde beyanname

Sultan Özer, CHP'nin 37’nci olağan kurultayına dair gözlemlerini ve tartışmaları yazdı.

GÜNCELLENDİ

Fotoğraf: AA

ANASAYFA

POLİTİKA

Paylaş

Sultan ÖZER

CHP’nin 37’nci Olağan Kurultayı, kendi deyimleri ile “iktidar kurultayı”, pandemi gölgesinde Bilkent Odeon Gösteri Merkezi’nde toplandı. Bugüne kadar oldukça katılımcı, büyük konserlere ev sahipliği yapan salon bu kez siyasetçileri, CHP’lileri ağırladı.

Bu kurultayın diğerlerinden birçok yönden farkı vardı; pandemi koşulları nedeniyle seyircisiz, yüzlerde maske, her köşe başında dezenfektan olan bir kongre...

CHP Kurultayı denilince akla hemen havada uçuşan sandalyeler, polis-jandarma barikatları gölgesinde toplanan kurultaylar gelirken bu kurultay oldukça sakin ve mümkün olduğunca pandemi tedbirlerine uygun yapıldı. Salonda, CHP’nin eski başkanlarından Murat Karayalçın ve Altan Öymen önde, ortalarında Kılıçdaroğlu ve eşi Selvi Kılıçdaroğlu birer koltuk ara ile oturdular.

TOPLUMSAL BARIŞ AMA NASIL?

Kılıçdaroğlu, duvar diye nitelendirdiği engelleri 31 Mart seçimlerinde “dostlarıyla” birlikte aştıklarını söylerken bu “dostları” millet ittifakıyla sınırlaması dikkat çekiciydi. Oysa 31 Mart’ta o “duvarı” yıkan güç, millet ittifakı ile sınırlı olmayıp yüreği demokrasiden, aydınlıktan yana olan ve bu ittifak içinde yer almayan parlamento dışı partiler, siyasi gruplar ve toplumun büyük bir kesimiydi. Kılıçdaroğlu "2023 seçimlerinde o duvarı dostlarımızla, milletimizin feraseti ile parça parça yıkacağız” derken de 31 Mart ve İstanbul seçimlerinde birleşen güçlerin bütününe değinmekten kaçındı.

Beyannamede 5 temel sorun belirleyen Kılıçdaroğlu, çözümü de 13 maddede sıraladı. Ancak ülkenin en önemli sorunlarından Kürt sorununa “toplumsal barış” başlığı altında çok kısa değinmesini de millet ittifakının yansıması olarak yorumlamak gerekiyor. Çözüm bölümünde de “Toplumsal barışı kalıcı hale getireceklerini” belirten Kılıçdaroğlu, “Türkiye’de toplumsal barış sağlanacak, başta Kürt sorunu olmak üzere bütün sorunlarımız TBMM öncülüğünde çözülecek. Türkiye’nin bağımsız ve üniter yapısı güçlendirilecek. Kürt sorununun egemen güçlerin manivela aracı olarak kullanılmasına izin verilmeyecek” dedi. Kılıçdaroğlu'nun “Tüm terör örgütleri ve yer altı suç örgütleri ile mücadeleyi de kalıcı hale getiriceklerini” toplumsal barış başlığı altında söylemesi de dikkat çekiciydi.

5 başlıkta sıraladıkları sorunları CHP’liler ve dostlarıyla çözeceklerini de belirten Kılıçdaroğlu, dostları “millet ittifakı” ile sınırladı ne yazık ki.

DELEGELER BOŞ SALONA SESLENDİ

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından zaten sadece delegelerin olduğu salon adeta boşalırken, rapor üzerinde konuşmalarda da “Bu nasıl iktidar kurultayı” eleştirileri dikkat çekti. Kılıçdaroğlu siyasi parti yasasını değiştirip, cinsiyet kotası getirip yasallaştıracaklarını söylerken, başta İlhan Cihaner olmak üzere rapor üzerine konuşan kimi delegeler, CHP’deki kadın vekil sayısına da vurgu yaptılar.

CHP 37. kurultayında “iktidar kurultayı”, “parti içi iktidarı” da demokrasi şöleni vurgusu da “Hani nerede şölen?” eleştirileri ile karşılandı.

Başkan adayı İlhan Cihaner, Kılıçdaroğlu tarafından açıklanan "2. yüzyıla çağrı" beyannamesinin güzel olduğunu belirtti ancak kimlerle, nasıl hayata geçirileceğine dikkat çekti. Cihaner, “Türkiye ekonomisini batıran Babacan ile mi, dış politikasını bu hale getiren Davutoğlu ile mi Türkiye düze çıkarılacak” diye sorarken isim vermeden Divan Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun Afrin operasyonuna desteğini ve merminin üzerine ismini yazdırmasını sert bir dille eleştirdi, bu politika ile Deniz Gezmiş’in isminin anılmasının yanlışlığını dile getirdi. Cihaner, 18 yılda AKP’nin ülkeyi getirdiği duruma dikkat çekerken bu 18 yılda CHP’nin ne yaptığını sordu.

Parti yöneticisi ve delegelerin büyük kısmının dinlemediği delege konuşmalarında parti yönetimine yönelik eleştirilerin de öne çıkması dikkat çekti. İktidar kurultayında Kürtlerin, Alevilerin, CHP’nin tabanının sorunu olan cemevlerinin adı geçmedi.