27 Temmuz 2020 05:54

Diyarbakırlı yurttaşlar: Evimize ekmek götüremiyoruz

Derinleşen ekonomik kriz nedeniyle her geçen gün sıkıntılarının arttığına dikkat çeken Diyarbakırlı yurttaşlar, “Eve ekmek götüremiyoruz" diyerek tepki gösterdi.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Ekonomik kriz ile birlikte işsizliğin artmasının ve yoksullaşmanın kendini gösterdiği kentlerden biri de Diyarbakır. 

Yaklaşık 10 yıldır maddi açıdan önlerini göremediklerini ifade eden Salih Serengül (50), "İnsanlar mağdur ve bitik durumda” diyerek devam etti: "Nereye gideceğimiz ne yapacağımız belli değil. Eskiden insanlar cebindeki parayla bütün ihtiyaçlarını giderirken, eşine dostuna da yardım edebiliyordu. Şimdi ise insanlar evine ekmek götüremiyor. İŞKUR torpil ile işliyor. Nasıl iş bulacaklar? 3 üniversite öğrencisi çocuğum var, onlara bakıyorum eve bakıyorum. Borç ile nereye kadar gidecek bilmiyorum" 

İşsiz olduğunu ve eşinin asgari ücretle çalıştığını söyleyen Naide Duran (45), 3 çocuğu ile çok zorlandıklarını ve İŞKUR’a yaptığı başvurulardan da bir sonuç alamadıklarını paylaştı.

"İNSANLAR PERİŞAN HALDE"

İnşaat sektörünün durmasından kaynaklı hayvancılığa başladığını aktaran Mehdi Keskinkılınç (32), 4 çocuğunun olduğunu ve desteğe ihtiyacı olduğunu söyledi. Keskinkılıç, "Yardım için yazdırıyoruz kimse yardımcı olmuyor, gelip evinizi görmemiz lazım diyorlar. Ama koronadan sonra geleceğiz diyorlar. Gidip köyleri gezin evlere bakın insanlar perişan halde. Böyle giderse sonumuz gelecek. Elimizdekini de tükettikten sonra birbirimizi yiyeceğiz" ifadelerini kullandı.

"KRİZ VAR, LİBYA’DA NE İŞİMİZ VAR?"

İsmini söylemekten çekinen bir yurttaş da “Mutfağımız dolmuyor. Kız kardeşimin engelli maaşıyla geçiniyoruz. Borçlar evimizi yıktı. Ülke berbat bir halde. Virüs de belimizi kırdı. Devlet de bu hususta yardım yapmıyor, kim yapıyor diyorsa yalan söylüyor. Bizim ülkemizi kalkındırmadığımız halde Libya'da ne işimiz var? Suriye'de ne işimiz var? Duyduğum kadarıyla bu uçakların her birinin kalkışı 25-30 bin dolara mal oluyor. Bunun yerine burada aç susuz insanlar var kimse görmüyor" diye konuştu. 

"DEĞİŞİME İHTİYACIMIZ VAR"

Yaklaşık 2 yıldır işsiz olduğunu ve iş bulamadığını belirten Recep Çelik, hükümet yetkililerinin ekonomiye ilişkin yaptığı açıklamaları eleştirerek, “Ama bir şey görmedik. Maddi konuda çok sıkıntı çekiyoruz” dedi. Kentte daha önce inşaat sektöründe iş bulunabildiğini ancak pandemiyle birlikte bu durumun da ortadan kalktığına dikkat çeken Çelik, “Daha önce iş olmasa bile temel ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyorduk, ama şimdi onu da yapamıyoruz. Yaşam zorlaşmış. Bu zorluklardan kurtulmak istiyoruz. Bu sıkıntının giderilmesini istiyoruz. Gerçeklerin konuşulmasını istiyoruz. Artık yalandan bıktık. Bir değişime ihtiyacımız var" diye seslendi.

"BİR SENEDİR MEYVE ALAMAYANLAR VAR"

4 yıldır işsiz olduğunu belirten Yüksel Hasanoğlu (40), 4 çocuğundan 3’ünün okuduğunu dile getirerek “Geçim çok zor. İş yok, imkan çok kısıtlı. İş olduğu zaman da paramızı alamıyoruz, ödeme yapılmıyor. Şu anda borç batağındayız. Yetiştiremiyoruz. 4-5 defa İŞKUR'a gittim, olumsuz sonuçlandı. Eskiden 20 lirayla pazara gittiğimde poşetleri taşıyamıyordum, şu anda 100 lira ile 3 poşet alamıyorum. Zaten et alamıyoruz, etin yanından geçemiyoruz. Moralimiz sıfır. Asgari ücretle çalışan bile geçinemiyor. Bir senedir meyve alamayanlar var” sözleriyle içinde bulundukları durumu anlattı. 

"KEPENK KAPATIYORUZ"

Ekonomik krize ilişkin soruya, “Hem de ne kriz" diye cevap vererek başlayan Hakan Kızılay (45) adlı esnaf ise, "Böyle bir kriz olamaz. Bir çok gün siftah yapmadan dükkanı kapatıp gidiyorum" dedi. Salgın süreciyle durumlarının daha da kötüye gittiğine işaret eden Kızılay, “Korona döneminde 1 ay kapalıydım ve zararımı karşılayacak hiçbir destek almadım. Böyle giderse kepenk kapatmak zorunda kalacağım, benim gibi birçok esnaf arkadaş kapattı da. Aylık olarak gelir yok, zarara bakıyoruz. 4 çocuğum var, okul okuyorlar. Elde avuçta olan da bitti. Banka kredileriyle ayakta zar zor durmaya çalışıyoruz. Ev kira, dükkan kira, gidişat çok kötü. Kriz yok diyenlerin aklından şüphe ediyorum. Bu durumu görememek akıl karı değil. Ekonomi iyi de biz mi mahsustan kötü diyoruz!” şeklinde konuştu. 
 
Murat Cihangir de, inşaat sektörünün durmasından kaynaklı tarımla uğraştığını belirterek, "Buğdayı, gübreyi borçla alıyoruz mazotu da zar zor alıyoruz. Sabit bir gelir yok. Senin cebinde para olmadığı zaman senin için krizdir. Eskiden bir kilo şeker alabiliyorken şimdi 250 gram alabiliyoruz" diye belirtti. (Diyarbarkır/MA)

ÖNCEKİ HABER

Van Barosu Kadın Hakları Komisyonu Üyesi Ayan: Sözleşmeden çekilmek şiddeti katlar

SONRAKİ HABER

Kovid-19 testi negatif çıkan hasta pozitif vakaların arasına konuldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa