28 Temmuz 2020 08:42
/
Güncelleme: 09:26

Kadınların isyanı sürüyor: İstanbul Sözleşmesi yaşatır

Bergama ve Lüleburgaz'da kadın cinayetlerine karşı eylemler yapıldı. Eylemlerde İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkma vurguları yapıldı.

Kadınların isyanı sürüyor: İstanbul Sözleşmesi yaşatır

Fotoğraf: Oben Ulu

Kadın cinayetlerine ve hükümetin İstanbul Sözleşmesinden çekilmeyi tartışmaya açmasına karşı kadınların isyanı büyüyor.

Bergama Demokrasi Platformu, Bergama Endüstri Meslek Lisesi önünden Cumhuriyet Meydanı’na yürüyüş yaparak kadın cinayetlerini protesto etmek istedi. Ancak yürüyüş İzmir Valiliği tarafından yasaklandı. Bunun üzerine kitle basın açıklamasını yürüyüşün başlayacağı Endüstri Meslek Lisesi önünde okudu.

‘AYASOFYA’DA İŞLEMEYEN HIFFISIHHA KURALLARI NEDEN KADINLARIN PROTESTOSUNDA VAR’

Yürüyüşün yasaklanmasını eleştiren Bergama Demokrasi Platformu üyesi Alev Çakır, “Bugün kadın cinayetlerine karşı isyanımızı buradan Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüyerek göstermeyi planlamıştık. Ancak Bergama Kaymakamlığı hıfzıssıhha kurallarını gerekçe göstererek iki saat önce yürüyüş yapmamızı yasakladı. Bu kararlar hayatın birçok kısmında uygulanmazken, iktidarın faaliyetlerinde hiç lafı edilmezken, Ayasofya’da 350 bin kişi namaz kılınca bile bahsi geçmezken, neden biz kadın cinayetlerini protesto ettiğimizde gündeme geliyor?​” dedi.

‘ŞİDDETİ ÖNLEMENİN YOLU ÖNLEYİCİ POLİTİKALARI HAYATA GEÇİRMEKTİR’

Kadın cinayetleri ve İstanbul Sözleşmesi ile ilgili basın açıklamasını okuyan Eğitim Sen Bergama Temsilcisi Şirin Ural “Bugün biz yasta değil isyandayız. İktidar kadınların yaşam hakkına kasteden yasal düzenlemelerde ısrar ettikçe kadınlar her gün daha vahşi yöntemlerle katlediliyor. Her gün sosyal medyada kaybolan bir kadının haberi daha yüreğimize o bildik ateşi düşürüyor. Cezasızlık politikasından ve iktidarın kadın düşmanlığından cesaret alan failler her gün en az üç kadını katletmeye devam ediyorlar. İsimler değişse de hikâyeler hiç değişmiyor. Siyasal iktidarın bugünlerde çekilmeyi tartıştığı İstanbul Sözleşmesi’nin gereklikleri uygulanmış olsaydı Pınar ve Pınar gibi kaybettiğimiz binlerce kız kardeşimiz bugün hayatta olacaktı. Şiddeti önlemenin en önemli yolu önleyici politikaları hayata  geçirmektir” dedi.

CHP Kadın Kolları Başkanı Figen Günal ise “Biz, kadınlar, yasal haklarımızdan vazgeçmeyi asla kabul etmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden geri dönülmemelidir. Caydırıcı cezalar uygulamaya konulmalıdır” diye konuştu.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Bergama Şubesi adına Gülay Bahadır da, “Kadınların yaşam hakkı hiç kimsenin, hiç bir inancın ya da ideolojinin tekelinde değildir. Bugüne kadar değişik platformlarda sürekli anlatmaya çalıştığımız, görünür kılmaya çalıştığımız; gizli tutulan, söylenmeyen ya da normalleştiren aile içi ve toplumsal şiddet özellikle AKP iktidarı, diyanet fetvaları, uygulanmayan yasalar ile daha da beslenerek her gün yeni bir kadın cinayeti işlenmesine yol açıyor” dedi. (İzmir/EVRENSEL)


LÜLEBURGAZ’DA SÖZLEŞME EYLEMİ: VAZGEÇMİYORUZ

Lüleburgaz Kadın Platformu ise yaptığı açıklamayla İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceklerini belirtti. İlçe merkezinde yapılan eylemde açıklamayı okuyan Yeşim Yılmaz, “Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden imzasını çekmesini isteyenler, biz kadınların soluğunu kesmeye çalışan ve ülkeyi karanlığa sürüklemek isteyenlerdir” dedi.

İstanbul Sözleşmesi’nin psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil kadına yönelik her türlü şiddetle mücadeleyi kapsadığını dile getiren Yılmaz, “İstanbul Sözleşmesi biz kadınlar için neden önemlidir? Çünkü; kadına yönelik şiddetin temelinde cinsiyet eşitsizliği yatmaktadır. Sözleşme, cinsiyetçi tutum ve davranışları değiştirmeyi hedefleyen çalışmalar yapar ve bu yolla şiddeti önlemeyi hedefler. Danışma merkezi, sığınak, cinsel şiddet kriz merkezi gibi destek mekanizmalarını kurarak şiddet riski altındaki kadınları koruma altına alır. Şiddete uğrayan kadın, herhangi bir nedenle şikayetten vazgeçse bile sözleşme, faillere gerekli cezaların verilmesini sağlar. Sözleşme kadına, kadın olduğu için ayrımcılık yapmaz, kadın, erkek, çocuk, engelli, LGBT+ bütün bireyleri ev içi şiddetten korur” dedi.

İstanbul Sözleşmesi’nin hedef haline getirmenin, sözleşmeden vazgeçmenin kadın cinayetlerini teşvik anlamına geldiğini belirten Yılmaz, “Son yıllarda yaşadığımız doğa katliamları, çocuk ve kadın tacizleri, kadın cinayetleri aynı zihniyetin desteği ve koruması altında gerçekleşmiştir ve biz kadınlar karşımızdaki karanlığın farkındayız. Ama korkmuyoruz, korkmayacağız, susmayacağız” dedi. (Lüleburgaz/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et