29 Temmuz 2020 00:24

Batman Barosu Kadın Hakları Başkanı: Yasa uygulanıyorsa kadınlar niye katlediliyor?

Kadına yönelik cinsel saldırıları ve cinayetleri değerlendiren Batman Barosu Kadın Hakları Merkez Başkanı Neşe Erpolat: Yasalar uygulanıyorsa bu ülkede kadınlar niçin katlediliyor?

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Paylaş

Fırat TOPAL
Diyarbakır

Batman’da uzman çavuş M.O.’nun cinsel saldırıda bulunduğu 18 yaşındaki İ.E’nin intihar girişimin ardından kaldırıldığı hastanede tedavisi bir haftayı aşkındır devam ediyor. Yaşananların ardından Diyarbakır ve Ağrı’da iki kadın katledildi. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerine dair konuşan Batman Barosu Kadın Hakları Merkez Başkanı Neşe Erpolat, değerlendirmelerde bulundu. 

"ŞİDDET, TAHAKKÜM ARACI OLARAK KULLANILIYOR"

Erpolat, kadına yönelik şiddetin ülkede giderek artış gösterdiğine dikkat çekerek yaşanan kadın cinayetlerine karşı önlemlerin alınması gerektiğini ve hukuki yaptırımların uygulanması gerektiğini söyledi. Erpolat, “Kadına şiddet ve cinayetin sosyolojik, psikolojik, ekonomik gerekçeleri elbette var  Hukuki önlemler alınabilir ama asıl sorun zihinsel değişime ihtiyaç var. Aksi halde cinayeti şiddeti konuşmaya devam ederiz. Bu ülkede erkek arkadaşı ile konuştu diye öldürülen, tecavüze uğradı diye Batman Çayı’nda öldürülen, kızının kemiklerini sağlam kemik bırakmayarak döven, bu ülkede eline halat verip “kendini öldüreceksin” ya da “biz seni öldüreceğiz” diyen aileler var. Hâlâ intihar gibi gözüken dosyalar var. Bu ülkede güldü, sokakta gezdi diye dövülen, öldürülen, asılan kadınlar var. “Bunu durdurmak istiyorum” diyen ve yaşadıklarını adli sisteme taşımalarından dolayı kadına şiddet haberlerini sık duyuyoruz tabii. İçeride biat etmesini isteyen bir eş var, biat etmeyen kadına şiddet uygulayarak susturacağını sanan bir zihniyet var. Şiddeti bir tahakküm aracı olarak kullanıyor. Mesela, “beni bırakırsan seni aileni öldürürüm” gibi sözlerle tahakküm altına alınmaya çalışılıyor kadınlar” dedi.

"ŞİDDETİ BASİT BİR AİLE MESELESİ GÖRÜYORLAR"

Kadına yönelik şiddette yasaların uygulanmasında sıkıntıların olduğunu ifade eden Erpolat, “Yasa zengini bir ülkeyiz. Gerçekten de son yıllarda kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri eğitimli, eğitimsiz, genç, yaşlı ,evli, bekar demeden sistematik bir şekilde artmaktadır. İstanbul sözleşmesi, kadına karşı her türlü ayırımcılığın tasfiyesinin önlenmesi sözleşmesi (CEDAW) gibi uluslararası sözleşmeler ve iç hukukumuzdaki ailenin korunması ve kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin 6284 sayılı kanun medeni kanun, ceza kanunu gibi kanunlar yürürlükte olsa bile uzun yıllar verilen mücadeleler neticesinde medeni kanun, seçme ve seçilme hakkı, ceza kanunu, miras hakkı, soyadı gibi kadın hakları konusunda yasalar önünde arzu edilen yere geldiği söylenebilir. Ancak, uygulamada kadının çaresizliği halen devam etmektedir. Bu ülkede her gün kadınlar öldürülüyor. Bu konuda ciddi mücadele gösteriliyor. Demek ki, bu ülkede bir şeyler ters gidiyor. Eğer gelenekten gelen toplumsal cinsiyet eşitsizliği yoksa, yasalar tam anlamı ile uygulanıyorsa, eksiklik yoksa bu ülkede niçin kadınlar katlediliyor? Mesela, İstanbul Sözleşmesi’nde kadına şiddette arabuluculuk ve uzlaştırma uygulanamaz diyor. Ama ceza muhakemesi kanunu 253 madde arabuluculuk uzlaştırma kurumunu tatbik ediyor. Bu bir çelişkidir. Kolluk, şiddeti uygulayan eş “ben şikayetçi değilim” diyor. kolluk “tamam mesele kapandı” diyor. Halbuki TCK 86/3 göre bu şikayetten bağımsız bir suçtur. Ressen koğuşturulması gereken bir suçtur. Demek ki uygulayıcılar bunu basit bir aile meselesi olarak görüyor. İyi hal haksız tahrik indirimi ile cezalar 10 yıla kadar düşüyor. Şartlı salıverme 7 yıl 1 yıl denetimli serbestlik 6 yıl oluyor. Yani hunharca bir cinayet işlenmiş 6 yıl cezaevinde kalıyor” dedi. 

"ŞİDDETİN İVME KAZANARAK DEVAM ETMESİNE YOL AÇACAKTIR"

Kadına yönelik şiddetin durmadan artış gösterdiği bununla birlikte uygulanan cezasızlık politikaları İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına yönelik gündemin aksine sözleşmenin uygulanmasının önemine değinerek İstanbul Sözleşmesinin kaldırılması söylemlerine tepki gösteren Erpolat, “İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı yasanın kaldırılmasından söz etmek yerine, kadınların yaşam güvencelerinin sağlanması ve sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesi konusunda çalışmalar yapmak gerekmektedir. Aksi yönde yapılan tüm açıklamalar ve sözleşmenin kaldırılabileceğine ilişkin söylentiler dahi kadın cinayetlerine engel olmak konusunda bugüne kadar verilen bütün mücadelelerin boşa gitmesi sonucunu doğurabilecektir. Tüm bu sorunlar ve bunun dışında daha birçok sorun çözülmeden İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasından veya durdurulmasından söz etmek, kadınlara çocuklara karşı şiddet ve insan hakları ihlallerinin ivme kazanarak devam etmesine yol açacaktır” dedi. 

"EKSİKSİZ BİR ŞEKİLDE UYGULANMALI"

Erpolat, kadına yönelik şiddetin önüne geçilmesi noktasında İstanbul Sözleşmesi’nin eksiksiz uygulanmasının yanı sıra kadına yönelik şiddetin insanlık suçu olarak kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Erpolat, “Okul müfredatlarına toplumsal cinsiyet eşitliği dersi konulması gerekir. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı yasa eksiksiz bir şekilde uygulanması için gerekli önlemlerin alınması gerekir. Kadın cinayeti davalarında “haksız tahrik” ve “mahkemede iyi hal” indirimlerinin gelişi güzel bir şekilde uygulanmasının önüne geçilmelidir. Yargı,yürütme,yasama erklerinde kadın temsiliyet kotasını %50 ye çıkartılmalıdır. Kadının toplumsal hayatta rolünü güçlendirmelidir. Yine kadına yönelik sistematik şiddetin, işkencenin bir başka şekli olduğu ve bunun insanlığa karşı işlenen suçlardan olduğu kabul edilmelidir” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Hak gasbına uğrayan milli sporcu, Kurban Bayramı'na parasız giriyor

SONRAKİ HABER

600 hektarlık alanın kül olduğu Lice'de yangın yeniden başladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa