Savcı HDP’ye “sözde parti”; CHP’li belediye meclis üyelerine “sızma” dedi
Antep’te siyasetçilere dönük gözaltı operasyonu sonrası hazırlanan iddianamede HDP için “sözde parti” tabiri kullanıldı, faaliyetleri suç sayıldı. CHP'li iki meclis üyesi için de "sızma" denildi.
Arşiv | Fotoğraf: Orhan Kurul/Evrensel
Antep Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında 14 Kasım 2019 tarihinde birçok adrese eş zamanlı baskın düzenlenmiş ve aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yöneticilerinin de bulunduğu 57 Kürt siyasetçi gözaltına alınmıştı. Sonrasında, 35 kişi çıkarıldıkları mahkeme tarafından “Örgüt üyesi olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla tutuklanmıştı. 6 ay teknik ve fiziki takibe alınan siyasetçilere, bağlı oldukları partideki faaliyetleri sorulmuştu.
668 SAYFALIK İDDİANAME
Savcılık, 35’i tutuklu 61 kişi hakkında hazırladığı iddianameyi mahkemeye sundu. “Terör örgütü üyesi olmak”, “Terör örgütü propagandası yapmak”, “Patlayıcı madde bulundurma ve temin etme” ve “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanuna Muhalefet” iddialarıyla hazırlanan 668 sayfalık iddianame Antep 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İlk duruşma 23 Kasım’da görülecek.
‘KCK YAPILANMASI’ İDDİASI
İddianamede, Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), HDP Gençlik Meclisi, HDP Kadın Meclisi, Özgür Kadın Hareketi (TJA) gibi siyasi parti, kurum ve dernekler KCK’ye bağlı olarak yer aldı. Sanıklara, “Mali ve Ekonomik Alan Yapılanması”, “Kadın Alan Yapılanması”, “İl Koordinasyonu”, “Cezaevi Dış Koordinasyon Yapılanması” ve “Gençlik Yapılanması” gibi suçlamalar yöneltildi. Yine, zekat, fitre, zarf ve Newroz kartları çalışmaları da “KCK Mali Alan Yapılanması” faaliyetleri olarak gösterildi.
‘SÖZDE’ PARTİ: HDP
İddianamede, HDP’nin siyasi parti adı altında faaliyet yürüttüğü ve ismi dışında siyasi parti olacak emarenin bulunmadığı ileri sürüldü. İddianamede, “Yürütülen birçok KCK faaliyeti bu sözde partinin içinden yerine getirilmektedir” iddiasına yer verildi. Bu duruma kanıt olarak ise, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kınamak için HDP Şahinbey İlçe Örgütü binasında oturma eyleminin yapılması, HDP İl Eş Başkanı Müslüm Kılıç ve HDP Şahinbey İlçe Eş Başkanı Mehmet Özkan'ın DTK delegesi olması gösterildi. İddianamenin büyük bir kısmında, HDP’nin, KCK’nin faaliyetlerini siyasi parti adı altında yerine getirdiği iddiasına yer verilmesi ise dikkat çekti.
CHP’YE SIZMA
31 Mart 2019 yerel seçim sürecinde Antep’te CHP’nin listesinden Belediye Meclis üyesi olarak seçilen Hurşit Besle ve avukat Adnan Erol için de iddianamede, “CHP’ye sızma” nitelendirmesi yapılması dikkat çekti.
Yine, DTK delegesi olmak ve HDP İl Örgütü yöneticilerinin 26 Mayıs 2019 tarihli toplantısı da "örgüt üyeliğine” delil olarak kabul edildi. İddianamede, söz konusu toplantı hakkında da şu değerlendirme yapıldı: “Dikkat çekici olan bu toplantının ne kadar sade anlatılmış olmasıdır. Daha öncede bahsedildiği üzere 26 Nisan 2016 tarihli toplantıdan sonra 1 yıllık toplantı tutanakları yoktur. Hem de sonrasında düzenlenen tutanaklardan KCK yapısına ilişkin tüm faaliyetler çıkarılmış tam bir siyasi parti havası estirilmektedir.”
KARDEŞİYLE GÖRÜŞMESİ SUÇ!
HDP Şahinbey İlçe Eş Başkanı Mehmet Özkan’ın, Antep H Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan kardeşi Cuma Özkan’a para yatırması da “Cezaevi Dış Koordinasyonu” için delil olarak yer aldı. Bir hafta ara ile toplam 2 bin 400 TL’nin yatırılması için de “dikkat çekici” nitelendirilmesi yapıldı. Özkan’ın, kardeşini ziyaret etmesi esnasında diğer tutuklular ile görüşmesine ilişkin de şu iddialara yer verildi: “Burada yürüttükleri faaliyet cezaevi dış koordinasyon faaliyeti kapsamında ele alınmış ve silahlı terör örgütü üyeliği açısından delil olarak ele alınmıştır.”
TOĞRUL: KRİMİNALİZE ÇALIŞMASI
Hazırlanan iddianameyi değerlendiren HDP Antep Milletvekili Mahmut Toğrul, partisinin kriminalize edilmeye çalışıldığını ve çalışamaz hale getirmenin amaçlandığını söyledi. Toğrul, Antep’te bu duruma ilişkin “özel bir çabanın” olduğunu kaydetti. Tüm faaliyetlerinin “örgüt çalışması” olarak lanse edildiğine değinen Toğrul, bununla da insanların partiye gelmelerinin önünün kesilmeye çalışıldığını ifade etti.
AKP-MHP ittifakı dışındaki en önemli gücün partisi olduğunu ve partisinin 3’üncü yol olarak kabul gördüğünü vurgulayan Toğrul, “Bu ülkeye HDP’e olmadan Türkiye halklarına demokrasi gelmez” dedi. Toğrul, bu yönlü toplumun birçok kesimine yapılan çağrıların kriminalize edildiğini, dolayısıyla bu şekilde HDP’yi etkisizleştirme amacı güdüldüğünü ifade etti.
‘HUKUK YOK SAYILIYOR’
“Hukuk yok sayılıyor” diyen Toğrul, tüzüğü ve programı Yargıtay tarafından onaylanmış bir partinin yaptığı her çalışmanın illegal olarak gösterildiğini ifade etti. Toğrul, şu değerlendirmede bulundu: “Düşünün parti yöneticilerine ‘niye toplantı yaptınız’ deniliyor. Yine, ‘toplantıda ne konuştunuz’ deniliyor. ‘Siz toplantı yaptınız ve toplantıda bunu konuştunuz ve bu suçtur’ denilmiyor. Ellerinde bir suçlama yok. Kolluk gücü HDP üzerinde bir baskı aracına ve sopaya dönüştürülmüş durumda. Yargıda bu açıdan araçsallaştırılmıştır. Bu şekilde arkadaşlarımız tutuklanıyor. Tamamen bir hukuksuzluk var ortada. Burada bir partinin çalışmaları illegal gösterilerek linç edilmeye çalışılıyor.”
Toğrul, şöyle devam etti: “HDP’nin Türkiye’de demokrasi için belirleyici gücünü ne yaparlarsa yapsınlar engellemeyecekler. Onlar gün geçtikçe küçülüyorlar. Sıkıştıkça bize saldırıyorlar. Bu baskı ve zora rağmen HDP büyümeye ve Türkiye’de belirleyici olmaya devam edecek.” (MA)