Koronavirüs salgınına tedbir yok, hak aramaya, sendikaya tedbir çok
JNR Mensucat Tekstil Sanayi ve Ticaret AŞ’de işçiler Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş Sendikasında örgütlenmeye çalışıyor. Bunu duyan patron ise işçileri istifa ettirmek için her yola başvuruyor.
![Koronavirüs salgınına tedbir yok, hak aramaya, sendikaya tedbir çok](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/166619.jpg)
Fotoğraf: Evrensel
Halil İMREK
Osmaniye
Kadirli Organize Sanayi Bölgesinde kurulu Sharabati Denim markası ile üretim yapan JNR Mensucat’ta su soğutucuları çalışma koşullarını en iyi şekilde ifade ediyor: İçi çamur, yosun bağlamış. Kendi suyunu fabrikaya getiren işçiler var. Pandemiye karşı önlem yok. İşçiler hakları için sendikaya üye olunca patron kendi önlemlerini devreye sokmuş. E-devlet şifreleri toplanıp zorla istifa ettirme; AKP, MHP ve eski milletvekillerini devreye sokma; kaymakam, jandarma, polis… İşçilerin baskı nedeniyle yaptığı suç duyurusuna ise 15 gün geçmesine rağmen yanıt yok. İşçiler “Altı üstü Anayasal hakkımız olan sendikaya üye olalım istiyoruz. Devreye sokmadıkları kalmadı yetmedi. Ankara’dan dahi aratıyorlar. Bizim sendika üyesi olmamızdan neden bu kadar korkuluyor?” diye soruyor.
EYLEM VE ETKİNLİK YASAK!
JNR Mensucat Tekstil Sanayi ve Ticaret AŞ’de işçiler Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş Sendikasında örgütlenmeye çalışıyor. Ancak sendikanın yaptığı üyeler patronun baskısı sonucu istifa ettiriliyor. Bu nedenle Öz İplik-İş Adana, Antep ve Malatya Şubeden örgütlenme uzmanları ve sendika yöneticileri ile Bossa işyeri temsilcileri bir gününü fabrika önünde geçirerek işçilerin sendikadan zorla istifa ettirilmelerini teşhir etmek istedi. Öz İplik-İş görevlilerinin fabrika önüne gelmesi ile birlikte sivil polis ve jandarma ekipleri de fabrika önüne geldi. Anında fabrikaya has karar alınmış gibi jandarma tarafından Osmaniye il sınırları içerisinde her türlü eylem ve etkinliğin yasak olduğu söylendi.
Öz İplik-İş Örgütlenme Uzmanı Sedat Çetin ile görüşen jandarma ekipleri, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamında, kapalı ve açık yerlerde yapılacak toplantı, meydan, sokak, yol ve park gibi umuma açık alanlarda her türlü gösteri yürüyüşleri ile basın açıklamaları, stant açılması, gösteriler vb etkinliklerin Kovid-19 tedbirleri kapsamında yasaklandığını söyledi. Telefonda yasaklama yazısını gösteren jandarma komutanı, alınan kararı ise tebliğ etmedi. Ancak Osmaniye Valiliği sitesinde Osmaniye’de yasaklarla ilgili bir karar yer almıyor. Buna karşın jandarma ekipleri var olduğunu söylediği karara uyulmadığı taktirde Kabahatler Kanunu ve Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 282. maddesi gereğince idari para cezası kesileceğini ve işlem yapılacağını söyledi.
Bunun üzerine Öz İplik-İş görevlileri sendika önlüklerini çıkardı ve işçilere ses cihazı ile seslenmekten vazgeçti ancak vardiya çıkışları esnasında fabrika önünde beklediler.
İŞÇİ İÇİN HİÇBİR ÖNLEM YOK
İşçilerin sağlığını korumak için yasak kararının alındığı ileri sürülen fabrika önünde sendika görevlileri maske ve fiziki mesafe kuralına uyuyordu. Ancak işçilere maske dağıtılmamıştı, neredeyse hiçbir işçinin maskesi yoktu. Fiziksel mesafe ise hak getire. Pandemiden dolayı alınan bir tedbir yok. Servislere işçiler üst üste biniyor. Birbiriyle temas etmek zorunda kalıyor. 17-18 kişilik olan küçük servislere 25 kişinin bindiği görülüyor. Yani üretim için her şey serbest. Sendikanın engellendiği dakika fabrikada dokumanın yüklemesinde bir işçinin Kovid-19 testinin pozitif çıktığı bilgisi geldi. Sadece bir süreliğine dokumadaki sevkiyat durdurulmuş, ama üretime devam edilmiş.
İŞÇİLERİN E-DEVLET ŞİFRELERİ ALINIYOR
İşçilerin önemli bir kısmı köylerden özel arabaları ile işe geliyor. Fabrikanın önünde çok sayıda Renault-Toros dikkat çekiyor. Motosikletlerle işe gelenler de var. İşçilerin bir ayağı köyde olduğu için tam bir işçileşme yaşanmamış. Ayrıca Kadirli’de sanayinin çok gelişmemiş olması ve yoğun işsizlik işçilerin zor çalışma koşullarını uzun süre sineye çekmesine yol açmış. Ancak sıkıntı ve sorunlar sınıra dayanınca işçiler sendikaya üye olmaya başlamış. Öz İplik-İş 500’e yakın işçiyi üye yapmış, yetki almak için az bir sayı kalmış. Sendikalaşma başlayınca küçük de olsa bazı olumlu değişiklikler olmuş. Ama baskılar da artmış.
Fabrikanın İnsan Kaynakları, işçileri günlük 10’ar, 20’şer, 30’ar gruplar şeklinde odaya çağırıp e-devlet şifresini, TC kimlik numarasını alıp sendikadan istifa ettiriyormuş. Devreye siyasetçiler, AKP, MHP, eski milletvekilleri, kaymakam, jandarma, polis, patronun arattığı akrabalar da girmiş. Herkes işçileri sendika işinden vazgeçirmeye çalışıyormuş. Fabrikanın yaptığı baskı sonucu epey bir işçi istifa ettirilmiş. İşçiler yaşadıkları baskılara “Altı üstü bir sendikaya üye olalım istiyoruz. Kadirli ilçede de devreye sokmadıkları kalmadı yetmedi Ankara’dan dahi aratıyorlar. Bizim sendika üyesi olmamızdan neden bu kadar korkuluyor. Sendika Anayasal hakkımız değil mi?” diye tepki gösteriyor.
SUÇ DUYURUSUNA YANIT VERİLMEDİ
Sendika artan baskılar üzerine Cumhuriyet Savcılığına 4 fabrika yöneticisi hakkında “sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi”, “tehdit”, “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve kullanma” suçlarından şikayetçi oldu. Sendika işçilerin baskı ve tehditlerle istifa ettirildiklerinin kanıtlı olduğunu söylüyor. Ancak 15 gündür bir ilerleme yok, haklarında şikayette bulunulan dört fabrika müdürünün halen ifadesi alınmamış. Suç duyurusunun ardından işçiler yine fabrika müdürleri tarafından gruplar şeklinde çağrılıyormuş, bu sefer işçilerin kendi cep telefonundan e-devlete girip sendikadan istifa etmeleri isteniyormuş. İşçilere fabrikayı kapatırlarsa işsiz kalacakları söyleniyor veya işten atmakla tehdit ediliyor. Öz İplik-İş görevlileri fabrika önünde beklerken dahi işçiler odalara çağrılıp istifa ettiriliyordu.
İNSAN KAYNAKLARI MÜDÜRÜ: SENDİKAYA ÜYE OLMAK İŞÇİLERİN YASAL HAKKI
İşçilerin zorla sendikadan istifa ettirilmesine ilişkin telefonla görüştüğümüz JNR İnsan Kaynakları Müdürü Emin Soytürk şunları söyledi: “Kesinlikle bir baskı söz konusu değil. Biz kimseyi sendikadan istifa ettirmiyoruz. Sendika üyeliği anayasal bir hak. İşçi istediği gibi sendikaya üye olabilir. Bizim işçiyi çağırıp sendikadan istifa ettirdiğimiz iddiası doğru değil. Kimsenin e-devlet şifresini istemiş ve bilgisayarımdan girip sendikadan istifa ettirmiş değilim. Zaten bu iddialarla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunmuş sendika. Savcılık gerek duyarsa benim bilgisayarımı inceleyebilir. Ben 40 yıldır bu sektördeyim sendika konusunda hassasız. Müşterilerimiz de bu konuda hassas. Bizce sendika işçilere baskı yapıyor. Onların e-devlet şifresini alıp üye yapıyor. Bizim müdürler olarak baskı yapıp sendikadan istifa ettirdiğimiz sendikanın uydurduğu bir yalan.”
SEBİLİN İÇİNDE KURBAĞA DOLAŞIYOR!
JNR Mensucat Tekstil dört yıllık bir fabrika. Sahibi Suriyeli. Fabrikada 1100 işçi çalışıyor. Üç vardiya çalışan fabrikada iplik, boyahane, dokuma ve sevkiyat bölümü var. Fabrika Adana’da kurulu Bossa denim ayarında bir entegre tesis olarak kurulmuş. Kot kumaşı üretiyor. Fabrikada işçiler kötü koşullarda çalışıyor.
Fabrikada temiz su içme sıkıntısı var. İşçilerin anlattıklarına göre su içilen sebiller yosun bağlamış. İşçiler sebilin içinde kurbağa dolaşıyor diye aralarında espri yapıyor.
İşçilerden termoslarla fabrikaya su götürenler var. Fabrikada büyük su dolapları var ama arıtması yok. Su soğutucusu dolaplar normal musluk suyuna bağlı ama dolaplar uzun zamandan beri temizlenmediği için içleri yosunlaşmış, çamurlaşmış. Devir daim yapmadığında içinde su bekleye bekleye kokuyor.
Fabrikada yemekler de iyi değil. Bayat ekmek geliyormuş. Yeterince besleyici, doyurucu değilmiş yemekler. İşyerindeki sorunlardan dolayı daha önce işçiler yetkililerle görüşmüş. Hatta dilekçe yazılmış. İşçiler yemeklerin düzelmesini, su içilen soğutucu dolaplarının temizlenmesini istemiş ancak bir şey değişmemiş.
ÜCRET ASGARİ ÜCRET, ZAM YOK VE MESAİLERDE İSE KESİNTİ OLUYOR
Ücretler genel olarak asgari ücret. Ancak usta pozisyonunda olanlar asgari ücretin üzerinde alıyor. Ücretlerin düzenli ve zamanında yatırılıyor olması olumlu şekilde anlatılıyor.
Ancak 3 yılda işçilere 300 lira zam yapılmış değil. İşçiler bu durumu şöyle açıklıyor: “Üç yılda bize yapılan zam yüzde 7-8’i geçmez.” Bazı işçiler kalifiye elaman diye başka fabrikalardan transfer edilmiş, onlara da verilen zam sözleri tutulmamış.
İşçiler fazla mesailerin de eksik yatırıldığını söylüyor. Diyelim ki işçi o ay 40, 50 saat fazla mesaiye kaldı. Ama ay sonu bu yarısına kadar düşebiliyormuş. İşçi sebebini sorduğunda bordoya bakıp bir hesap yapıyorlarmış ama neredeyse işçi borçlu çıkıyormuş. Fabrikada devamsızlık primi veriliyormuş. Ama zorunlu izne gönderilen işçilerden bile devamsızlık primi kesiliyor.
JNR’in karşısında Şen Piliç Fabrikası var. Bu fabrikada da sendika yok. Ancak işçilere Kurban Bayramı parası olarak 1250 TL verilmiş. JNR ise 150 lira dağıtmış. İşçiler bu paranın da sendika isminin duyulmasının hayrına olduğunu söylüyor.
'SİZ İŞÇİLER BİR ARAYA GELİP ONLARA BİR DEPİK VURAMIYOR MUSUNUZ!'
Fabrikada çalışan ve sendikalaşma için faaliyet sürdüren Osman Göz, sendikalaşmanın başarılı olacağını düşünüyor. Sendikalaşma süreci ile ilgili sohbet ettiğimiz Osman Göz, süreci şöyle anlattı: “İşyerinde içme suyundan yemeğe, düşük ücretten mesailere kadar ciddi sıkıntılarımız vardı. Biz de sendikalaşmaya karar verdik. O zaman kim yanımızda kim karşımızda bunu da öğrenmiş olduk. Benim için eğitici bir süreç oldu. Mesela dayım aradı ‘Yeğenim sen yapma sendika işine girme’ dedi. Onu da yukarıdan birleri aramış. Siyasiler, eski-yeni AKP vekilleri devreye giriyor, sendikayı engellemek için, oysa birçok işçi oy verdi. Akrabalarımız arıyor. İşçilerin işe girmesi için referans olan, devreye girenler şimdi de sendikaya girmeyelim diye devreye giriyor. Herkes referans ile işe girdiği için, Kadirli de küçük yer, iş bulamayız kaygısı-korkusu öne çıkıyor. Bir de sendika çok bilinmiyor ve kötü anlatılıyor. Bizim patron Suriyeli ona söylenen sendika gelecek senin fabrikana ortak olacak. Bizim istediğimiz sadece işimizi yapmak, çalışmak üretmek ve karşılığını bir nebze de olsa almak. Eve götürdüğümüz ekmeğimizin yanına zeytin de peynirde koymak istiyoruz biz çok bir şey istemiyoruz. Benim bir akrabam köyden aradı. Sendika işinden dolayı fabrikanın kapanacağını söyledi. Ben de fabrika kapanmaz işçiler hakkını isteyince hep öyle diyorlar. Bu bakkal dükkanı değil ki kapansın dedim. ‘Sendika hakkında fazla bilgim yok ama iyi değil işçiler işinden olur, fabrika kapısına kilit vurur diye anlatılıyor’ dedi. Ben de o zaman sana sendikaya anlatayım dedim. Buyur kardeş dedi. Bir işçinin ayda maaşının üzerine 300-400 lira eklenmesi, cebine giren paranın artması iyi olmaz mı dedim. Kurban parası alsak, Ramazan Bayramı parası alsak, ikramiyemiz olsa, sosyal yardımlarımız olsa, erzak çekimiz verilse kötü mü olur? Bu işçi aldığı bu parayı çoluğuna çocuğuna yedirecek. Çevresindeki esnafta harcayacak herkes kazanacak dedim. Kendi memleketimiz insanın faydasına değil mi, Kadirli esnafı da kalkınmaz mı diye sordum. Bu sefer öyle bir şey olacaksa bu güzel olur dedi. Beni aramışsın Allah razı olsun sana saygısızlık da yapmıyorum ama biz hakkımızı istiyoruz. Sendikaya üye olduk diye bizi çağırıp e-devlet şifremizi alıp sendikadan istifa ettiriyorlar deyince bunu kim yapıyor dedi. Müdürlerimiz var onlar yapıyor. Bu sefer ‘Siz işçiler bir araya gelip onlara bir depik vuramıyor musunuz!’ dedi. Yani biz sabırla anlatırsak, eşimizi, akrabamızı, çocuğumuzu yanımıza alırsak bu iş olur.”
Evrensel'i Takip Et