Adli Tıp'ın "Hapishanede kalamazlar" dediği avukatların tahliye talebi reddedildi

Adli Tıp Kurumunun, “Hapishanede kalmaları uygun değildir” raporu vermesine rağmen tahliye edilmeyen ölüm orucundaki avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal hastaneye sevk edildi.

30 Temmuz 2020 07:40
Son Güncellenme Tarihi: 30 Temmuz 2020 20:00
Paylaş

İstanbul Adli Tıp Kurumu, ölüm orucundaki tutuklu avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal ile ilgili raporunu açıkladı. Kurum, her iki avukat için de “Hapishanede kalmaları uygun değildir” değerlendirmesinde bulundu.

Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu dün ve bugün çok sayıda tahliye dilekçesini mahkemeye sundu. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi ise Adli Tıp Kurumunun kararına rağmen avukatların tahliye talebini reddetti. 

Mahkemenin kararına tepi gösteren Timtik ve Ünsal’ın meslektaşları, kararla zorla müdahalenin önünün de açıldığına dikkat çekerek, "Zorla müdahale işkencedir, izin vermeyeceğiz" dedi.

Tahliye talebinin reddedilmesinden birkaç saat sonra da avukatlar hastaneye sevk edildi. Sevk sonrası açıklama yapan İstanbul Tabip Odası, "Meslektaşlarımıza hatırlatıyoruz: Tıp etiği hiçbir koşulda zorla müdahaleye izin vermez. Unutmayınız; aslolan hekimliktir" dedi. Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu da "İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi kararından dönmeli, Ebru ve Aytaç'ın yaşam hakkı için derhal tahliye kararı vermelidir" açıklamasında bulundu.

ATK RAPORUNA RAĞMEN TAHLİYE TALEPLERİ REDDEDİLDİ

Adil yargılama talebiyle ölüm orucunun 210’uncu gününde olan avukat Ebru Timtik ve ölüm orucunun 179'uncu gününde olan Aytaç Ünsal ile ilgili İstanbul Adli Tıp Kurumunun (ATK) verdiği “Hapishanede kalmaları uygun değildir” raporunun ardından İstanbul 37’nci Ağır Ceza Mahkemesine tahliye talebinde bulunuldu.

Mahkeme Timtik ve Ünsal'ın aldıkları cezayı, gerekçe göstererek "kaçma şüphesi" var dedi, iki avukatın tıbbi takip ve tedavilerinin cezaevi idaresi tarafından sağlanabileceğini iddia ederek talebini reddetti.

"TAHLİYE YETMEZ, ADİL YARGILANMA HAKKI TANINMALI"

Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde karar beklenirken Evrensel'e konuşan Savunmaya Özgürlük Koordinasyonundan Avukat Sinan Zincir ve Avukat Ayşegül Çağatay, tahliyesi yönünde bir karar vermesi gerektiğinin altını çizdi. Tahliye kararının da yeterli olmayacağını vurgulayan avukatlar, Yargıtaydaki dosyanın bozulması ve adil yargılanma hakkının tanınması gerektiğini belirtti.

"BU KARARI KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL"

Mahkemenin tahliye talebini reddetmesi üzerine Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu üyeleri tarafından adliye önünde yapılan basın açıklamasında "Zorla müdahale işkencesine izin vermeyeceğiz. Arkadaşlarımızın adil yargılanma hakkı talebi kabul edinceye kadar mücadelemiz devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Açıklamada ilk sözü alan Av. Çiğdem Akbulut, mahkemenin kararını kabul etmelerinin mümkün olmadığının altını çizerek şunları söyledi:

"Arkadaşlarınıza kendi seçecekleri bağımsız hekimler tarafından, bağımsız hastanelerde durumlarının kontrol altına alınmasını, bunun olabilmesi için de tahliye edilmelerini talep ettik. Mahkeme tarafından arkadaşlarımızın talebini dışında bir karar çıktı. Ebru ve Aytaç için tıbbi müdahale için hastaneye kaldırılması yönünde bir karar verildi. Bu kararı bizim kabul etmemiz mümkün değil, bu karar arkadaşlarımız da kabul etmeyecekler. Çünkü arkadaşlarımız bir tedavi talep etmiyorlar. Adil yargılanma talep ediyorlar."

"ZORLA MÜDAHALE İŞKENCESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ"

Geçmişte ölüm orucunda olan ve daha sonra hayatını kaybeden Mustafa Koçak'a zorla müdahale edildiğini hatırlatan Akbulut, "Şimdi belki de Ebru ve Aytaç'ın da zorla müdahale işkencesine maruz kalabilecekleri bir karar oluşturuldu. Arkadaşlarımız bu tedaviyi kabul etmeyecekler. Biz mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Zorla müdahale işkencesine izin vermeyeceğiz. Arkadaşlarımızın adil yargılanma hakkı talebi kabul edinceye kadar mücadelemiz devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

"ÖLÜM FERMANLARI İMZALANMIŞTIR"

Avukat Sinan Zincir de açıklamasında mahkemenin ölüm kararının altına imza attığını söyledi. Mahkemenin Timtik ve Ünsal’ın aldıkları hapis cezalarını ve "kaçma şüphesini" gerekçe göstererek tahliye kararı vermediğini ifade eden Zincir, “Mahkeme kararı ile arkadaşlarımıza zorla müdahalenin önünü açmıştır. Arkadaşlarımızı öldürmelerine vermeyeceğiz. Direnişimize devam edeceğiz. ATK ‘ölüm sınırındalar cezaevinde kalamazlar’ diyor bir mahkeme bakanlıktan gelen talimata uyarak arkadaşlarımızı serbest bırakmıyor. Mahkeme talimatla arkadaşlarımızın ölüm fermanını imzalamıştır” dedi.

HASTANEYE ÇAĞRI

Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu, daha sonra Ebru Timtik ile Aytaç Ünsal'ın Bakırköy Sadi Konuk ve Halkalı Kanuni Sultan Süleyman hastanelerine götürüldüğünü açıkladı. Koordinasyon, tüm avukatları zorla müdahaleye karşı Sadi Konuk ve Kanuni Sultan Süleyman hastanelerine çağırdı.

İSTANBUL TABİP ODASI: TIP, ZORLA MÜDAHALEYE İZİN VERMEZ

İstanbul Tabip Odası tarafından yapılan açıklamada da Timtik ve Ünsal'ın Bakırköy Dr. Sadi Konuk Devlet Hastanesi ve Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldığı anımsatılarak "Meslektaşlarımıza hatırlatıyoruz: Tıp etiği hiçbir koşulda zorla müdahaleye izin vermez. Unutmayınız; aslolan hekimliktir" denildi.

SAVUNMAYA ÖZGÜRLÜK KOORDİNASYONU: DERHAL TAHLİYE KARARI VERİLMELİDİR

Hastaneye sevk sonrası yazılı bir açıklama yayımlayan Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu, "İki meslektaşımız hakkında bugün verilen 'tutukluluğun devamı ve hastaneye sevk kararı' hukuksuzluğu katmerleştiren, hem Ebru ve Aytaç için, hem de aileleri, meslektaşları için işkence niteliğindedir" dedi.

Yakın zamanda aynı taleplerle açlık grevindeyken talepleri karşılanmadığı için Mustafa Koçak ve Helin Bölek'in yaşamını yitirdiği, İbrahim Gökçek'in ise tahliyede aşırı geç kalındığı için hayatını kaybettiği hatırlatılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Bu yakın geçmiş bilinmekte iken, tahliye yerine hastaneye sevk kararı verilmesi; örtülü ölüme mahkumiyet kararıdır. Aynı mahiyette sağlık raporu olmasına rağmen İbrahim Gökçek tahliye edilmiş iken, meslektaşlarımızın tutukluluğunda ısrar edilmesinin anlamı, ölümleri için yeteri kadar beklemek değilse nedir?"

Zorla müdahalenin kalıcı sakatlanmaya ve ölümlere yol açabileceği uyarısı yapılan açıklamada "Dünya Tabipler Birliğinin Tokyo ve Malta Bildirgelerinde, tıbbi etik gereği açlık grevi ve ölüm orucu eylemcisinin iradesine aykırı zorla besleme ve zorla tedavi uygulanamayacağı, bunun işkence niteliğinde olduğu değerlendirilmiştir" denildi.

Açıklamanın devamı şöyle:

"Madımak katliamının, Beyazıt katliamının sanıkları, cinayet/uyuşturucu faili mafya liderleri, insanlık suçlusu IŞİD sanıkları serbest bırakılırken; on yıllardır sadece avukatlık yapan meslektaşlarımızın cezaevinde tutulmasındaki ısrar, hukuki değil siyasidir.

Tutuklu avukatların dosyası Yargıtay önündedir. Ölüm orucundaki avukat arkadaşlarımızın yaşam hakkı için sorumluluk altındadır. Yargıtay, bir an önce dosyayı incelemeli ve tahliye konusunda acil bir karar vermelidir. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi kararından dönmeli, Ebru ve Aytaç'ın yaşam hakkı için derhal tahliye kararı vermelidir.

Meslektaşlarımızı ve kamuoyunu, bu hukuksuz karara karşı ses vermeye, zorla müdahale işkencesine tavır almaya çağırıyoruz." (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Bayram öncesi esnaf iş yapamamaktan, vatandaş artan fiyatlardan şikayetçi

SONRAKİ HABER

ABD’nin İzlanda Büyükelçisinin görevden alınması için kampanya

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa