Merinos Halı patronu iş kazası geçiren işçiyi işten attı
Merinos Halı Fabrikasında halıyı kurtarmak isterken elini makineye kaptırıp yaralanan işçi Osman Uzun işten atıldı.
Fotoğraf: Mahmut Serem
Umut YEĞİN
Antep
Gaziantep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Merinos Halı Fabrikasında geçtiğimiz hafta halıyı kurtarmak isterken elini makineye kaptırıp yaralanarak hastaneye kaldırılan işçi Osman Uzun işten atıldı. Merinos’un “kendisini bilerek yaraladı” dediğini belirten Uzun, “Bilerek bir insan kendi canına kasteder mi?” diye soruyor.
"ŞİKAYETÇİ OLMASAYDIM ÇIKIŞ VERMEYECEKLERDİ"
29 kodu kullanılarak işine son verilen Uzun, “Düşünün 22’sinde iş kazası geçiriyorum. 23’ünde telefonuma mesaj geldi ve çıkışımı verdiler. Hem raporluyum da o gün. Karakol’da tutanaklarımız var. Ama aslında ben karakolda şikâyetçi oldum diye bunu yaptılar. Şikayetçi olmasaydım çıkışımı vermeyeceklerdi” diyor. Çalıştığı makineye acil stop düğmesinin dahi hastaneye gittiği sırada takıldığına dikkat çeken Uzun, “Karakolda şikâyetçi olduğum sırada bunun bir iş kazası olduğunu kanıtlanması için kamera kayıtlarının incelenmesi gerektiği talebinde bulundum. Kamera kayıtları mevcuttur dedim. Hatta karakolda ifademde çalıştığım makinede acil stop düğmesinin olmadığını söyledim. Zaten o görüntüleri silmediyse eğer birileri mevcuttur her şey” diye konuşuyor.
"ELİNİ BİLEREK MAKİNEYE SOKTUN" DEDİLER
Fabrikanın kendisine sözlü olarak “sen elini bilerek makineye soktun” dediğini söyleyen Uzun, “Ben buradan soruyorum Merinos’un üç bin çalışanı var. Üç bin işçiyi götürsünler o makinenin başına, trilyonları bahşetsinler, hangi canlı oraya elini bilerek koyabilirse ben davamdan vazgeçeceğim. Bilerek bir insan kendi canına kasteder mi? Bunu da soruyorum. Eder derlerse, kendilerinden, yöneticilerden biri gidip elini bilerek jiletle kessin, ufak bir kesinti yapsın ben de davamdan vazgeçeceğim” şeklinde konuşuyor. Fabrikayı defalarca aradığını ancak olumlu bir sonuç alamadığını söyleyen Uzun, “Bana ‘sen kimsin, merinos ile uğraşamazsın, gücün yetmez” dediler. Telefonlarımı engellediler, fabrikayı defalarca aramama rağmen bana dönüş sağlamadılar” diye konuşuyor.
“Ben normalde orada vasıflı kalite kontrolcü olarak işe girdim. Sekiz aydan beridir ben orada çalışıyorum ve sekiz aydır ben görev yerimin değiştirilip kalite kontrole vermelerini bekliyorum” diyen Uzun, makineden anlamadığını, defalarca ‘beni buradan alın, ben bundan anlamıyorum’ demesine rağmen makinede çalıştırılmaya devam ettirildiğini söylüyor.
"NASIL TEDAVİ OLACAĞIM?"
Bayram öncesi işten çıkarılmasının iki çocuğu ve eşini de olumsuz etkilediğini belirten Uzun, “Eşim ve çocuklarımın da psikolojisi bozuldu. 1000 lira ev kiram var. İşsizlik maaşı alamıyorum” diyor. 29 kodu ile işten çıkarılmasının iş bulması açısından da kendisini zorlayacağını belirten Uzun, “Devlet ve hukuk sistemi de ne yazık ki güçlüden yana. Aslında mağdur olan işçiden yana olmalı. Düşünün ben iş kazası geçirmişim, tazminatım verilmeden işten çıkarılmışım, doktor elimde kalıcı iz ve hareket ettirememe gibi kalıcı hasarların olabileceğini söylemiş. Ama benim şu an sağlık sigortam yok mesela. Sigorta bunu karşılamasa ve benim parmaklarım hep böyle kalsa, ben nasıl tedavi olacağım? Ben ne ile gideceğim hastaneye?” diye soruyor.
"FABRİKA ÖNÜNDE OTURACAĞIM"
Haklarını sonuna kadar arayacağını ve diğer işçilere de sessiz kalmamaları gerektiğini söyleyen Uzun, “Ben bayramdan sonra gidip fabrikanın önüne oturacağım. Haklarımı arayacağım ve sonuna kadar da mücadele edeceğim. Şimdiye kadar bir çok arkadaşım destek verdi. Ama tüm arkadaşlarıma şunu söylemek istiyorum, sessiz kalmayın. Hakkınızı arayın. Benim yanımda olmalarını da isterim ayrıca” diyerek destek beklediğini ifade ediyor.
Konuyla ilgili olarak ulaştığımız fabrika, yetkili kimse olmadığı için görüş veremeyeceklerini söyledi.