Ümit Olgun ve Paryalar: Evrene güzel sesler yaymayı planlıyoruz

Ege KARACAN

Ümit Olgun ve Paryalar grubu geçtiğimiz haftalarda Hayat isimli şarkılarını dijital platformlarda yayımladı. Grup yeni şarkılarını pandemi sürecinde canla başla mücadele eden Cemil Taşçıoğlu ve sağlık emekçilerine ithaf etti. Yeni şarkılarını Evrensel'e anlatan grup üyeleri “Bu dönemin olumsuz etkilerini yan yana, dayanışma içinde durarak ve kolektif bir ruhla üreterek atlatabileceğimize inanıyoruz.” diyor

Ümit Olgun ve Paryalar grubuyla başlayalım. Müzikal yolculuğunuz nasıl başladı. Grubun hikayesini dinleyebilir miyiz?
Uzun yıllar boyunca farklı projelerde, zaman zaman da bir arada sahne alan müzisyenlerdik. 2017 yılı başlarında Ümit Olgun ve Paryalar adıyla kanat çırpma kararı aldık. Gurubumuz vokalde Ümit Olgun, davulda Yaşar Kadir Baş, elektro gitarda Buğra Karaçay ve bas gitarda Serkan Göl’ün olduğu dört kişiden oluşuyor. Müteşekkil müzik kutusu dediğimiz, nümayişi çalgı çengi olan grubumuzun daha önce yayınlanmış “Sen Giderken (2018),Dü (2018) ve Sana Dair (2019) adında üç single’ı bulunuyor.

"Hayat” isimli şarkınızı geçtiğimiz haftalarda yayımladınız. Pandemi sürecini anlatıyorsunuz şarkınızda… Şarkının ortaya çıkışını sizden dinleyelim?
Öğrencilerin okullarından, çocukların parklarından, çalışanların işyerlerinden ayrı düştükleri, evlerimizin pencerelerinden hayata bir seyirci gibi baktığımız günlerdeki zamana tanıklığımızın bizim gözümüzden önce söze sonra da şarkıya dönüşmesinin kısa anlatımı, kısa hikayesidir Hayat! Şarkının her aşaması (sözleri, müziği, kaydı ve hatta klibi) “Hayat Eve Sığar” mottosundan hareketle evlerimizde online bir çalışmayla yapıldı. Ezgi Aktan’ın eşlik ettiği, sözleri Ceyhun Demir’e, müziği Ümit Olgun’a, düzenlemesi Çağatay Kadı’ya, mixi Efe Demiryoğuran’a, masteringi Evren Arkman’a ait olan şarkının tüm kayıtları karantina sürecinde yapıldı. Single olarak yayınladığımız şarkı 17 temmuz da tüm dijital müzik platformlarında, klibi ise YouTube’ta yayınlandı.

Şarkıyı Cemil Taşçıoğluna ve sağlık emekçilerine ithaf etmenizin nedenlerini açıklar mısınız?
Müzisyenler ve bilim insanları zamanın hammaddesini paylaşırlar. Müzik bir duyarlılığın dışa vurumuysa, bilim yaşamsal ihtiyaçların karşılanmasıdır, ikisi de insana dairdirler, ikisi de  bir hayal etme ve inşa etme sürecinden geçerler. İnşa demek büyük anıtlar yapmak değildir sadece... Bir doktor hastasının sağlığını, yaşama umutla bakmasını, bir müzisyen de eserinin dinleyicisinde içgörü geliştirmesini inşa edebilir. Bundan dolayı hastasının acısını dindiren doktorla, koşan ruhu soluklandıran müzisyen aynı insani değerleri temsil ederler. Bunu karantinada olduğumuz dönem içinde daha da iyi anladık. Hayatı eve sığdırmaya çalıştığımız ama sığdıramadığımız o karamsar günlerde tüm insanlığa sevgilerini kocaman yüreklerine sığdıran sağlık emekçilerinin insanüstü çabalarla, ailelerinden ayrı, uzun mesailerle salgına karşı yürüttükleri canhıraş mücadele o dönem umutsuzlukla sarmalanan yüreklerimize umut oldu. Prof.Dr.Cemil Taşçıoğlu’da sanatçı ve bilim insanının ortak vasıflarının nasıl devindiğine onu tanımayanlar olarak kovid salgını süresince tanık olduk, hakkında yazılanlar koca bir arşive dönüştü. Tavrı ve duruşuyla iyiliğe olan inancımız ebedileşti. Bu ülkenin insanları olarak saygının ve sevginin nasıl kazanıldığını hep birlikte teyit etmiş olduk. Prof.Dr.Cemil Taşçıoğlu’nun şahsında binlerce sağlık emekçisinin özverili çabalarla yüreklerimizde yaktıkları umut için bir teşekkür, bir saygı duruşudur “Hayat”

Bundan sonraki çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Kısa süreli aralıklarla bu yıl sonuna kadar birkaç tekli yayınlayıp 2021’de bu teklileri albüme dönüştürmek gibi kısa vadeli bir hedefimiz var. Uzun vadeli hedeflerimiz de var fakat yaşadığımız mevcut koşullardan dolayı şimdilik kısa vadeli hedefler üzerinden devam edip evrene güzel sesler yaymayı planlıyoruz.

"BU SÜRECİ KOLEKTİF BİR RUHLA ATLATACAĞIZ"

Pandemi sürecinde müzisyenler olarak ne gibi sıkıntılar yaşadınız?
Sektörde yıllardır süregelen güvencesiz, sigortasız ve sosyal haklardan yoksun çalışma tarzına pandeminin getirdiği negatif etkiler eklenince değer üreten bireyler olan müzisyenlerin hakkettikleri değeri görmedikleri olgusu daha da görünür oldu. Ağır aksak yürüyen canlı performans alanlarının pandemi ile kapanması, festivallerin iptal edilmesi müzisyenlerin sıkıntılarının katmerlenmesine sebep oldu. Çünkü müzisyenlerin günlük işlere giden işçilerden bir farkları yoktur aslında ne kadar çok sahne alırlarsa ,ne kadar çok işe giderlerse o kadar kazanırlar. Müziğin icra edileceği alanlar bir bir kapanınca sosyal güvencelerden yoksun her insanın yaşadığı zorluklarla karşı karşıya kalınan bir dönemden geçildi. Bu gibi dönemler meslek birliklerinin önemini bir kere daha gözler önüne sermiş oldu. Müzisyenlerin hobilerini gerçekleştirmek için eğlendiren, dans ettiren insanlar olmadıklarının, geçimlerini bu yolla sağladıklarının ve aynı zamanda kültürel evrenimizin önemli yapı taşlarından olduklarının bilincine varılması onların değerini görünür kılacaktır. Bu dönemin olumsuz etkilerini yan yana, dayanışma içinde durarak ve kolektif bir ruhla üreterek atlatabileceğimize inanıyoruz.