02 Ağustos 2020 23:25

Alev Toros: Bir canlıyı öldürmek kabahat değil suçtur

Ankara'da bir köpeğin tecavüze uğraması ve ölümüyle yeniden gündeme gelen Hayvan Hakları Yasası'nı Hacettepe Üniversitesi Hayvanları ve Doğayı Koruma Topluluğu eski başkanı Alev Toros ile konuştuk.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Melodi TAŞ
Ankara

Son zamanlarda artarak devam eden hayvan cinayetleri gündemde oldukça yer tuttu. Geçtiğimiz günlerde Ankara Küçükesat’ta Volkan Uzun’un komşusunun köpeğine tecavüz olayı ile yeniden şahit olduk. Yaşanan bu süreci Hacettepe Üniversitesi Hayvanları ve Doğayı Koruma Topluluğu eski başkanı Alev Toros ile konuştuk. Toros, hayvanların yaşam haklarını korumaya dönük yasa çıkarılmadığı sürece yapılan şiddetin devam edeceğini belirterek, “Bir canlıyı öldürmek veya ona herhangi bir zarar vermek kabahat değil suçtur. Mevcut yasaya göre bu suçu işleyen insanlar cüzi miktarda bir para cezasıyla serbest kalmaktadır ve bu da caydırıcı olmadığı gibi adeta teşvik eder niteliktedir” dedi.

"KAN DONDURUCU BİR MANZARAYDI"

Apartman sakinlerinin köpeğin çığlıkları üzerine gece yarısı olayı polise bildirmesiyle açığa çıkan tecavüz olayının sosyal medyada paylaşılmasıyla duyulduğunu ifade eden Alev Toros, “İçeride karşılaşılan manzara kan dondurucu cinsten. Volkan Uzun’un köpeğe tecavüz ettikten sonra köpeği ve kendini yıkadığı anlaşılıyor. Yavru köpek Arya nekropsi için fakülteye götürülüyor, ilk etapta anüste parçalanma, boğazında tahribat ve kaburgalarda kırık olduğu belirleniyor” dedi.  

Olay duyulduktan hemen sonra birkaç dernek, üniversite topluluğu vb. örgütler ile bireysel hayvan hakkı savunucuları olarak karakol amirliği önünde toplandıklarını ifade eden Toros, “Köpeğin asıl sahibinin şikayetçi olmak için şehir dışından gelmesini beklemeye başladık. Yaklaşık gece 1 sıralarına kadar devam eden bekleyişimiz sırasında Volkan Uzun’un serbest bırakıldığı, başka bir karakolda olduğu, adliyede olduğu gibi birçok farklı bilgi geldi. Tüm bu süreçte köpek sahibinin yakınları bireysel şikayette bulunduklarını söylediler ancak, bu tür vakalarda 5199 sayılı Hayvan Hakları Koruma Kanunu’na göre suçlu hakkında işlem yapılabilmesi için hayvanın asıl sahibinin ‘malına’ zarar gelmesi sebebiyle şikayetçi olması gerekiyor. Geç saatlerde köpek sahibinin geldiği ve şikayette bulunduğu, şahsın ise başka bir karakola götürüldüğü bilgisi geldi” diye süreci anlattı.  

Alev Toros

"5199 SAYILI KANUNA GÖRE BU CANLILAR HÂLÂ 'MAL' OLARAK GÖRÜLÜYOR"

Sonraki gün Volkan Uzun’un savcının itirazı üzerine tutuklandığını ve 9 ayrı suçtan aranan bir şahıs olduğunu hatırlatan Toros, “Arya ise işkenceyle öldürüldüğüyle kaldı” dedi. Tüm bu yaşanılanların önüne geçmek için hayvan haklarını korumaya dönük yasa çıkarılması gerektiğini söyleyen Toros, “Daha önce sayısız kere yaşanan hayvana şiddetin suçluları rahatça toplum içinde gezmeye devam ediyor. Bu sonuca izin veren en büyük yanlış ise 5199 sayılı kanuna göre bu canlıların hâlâ can değil ‘mal’ olarak görülmesidir. Tüm bu cinayetler biliniyor olmasına rağmen devam etmesinin sebebi yasa olmamasıdır. Yaşanan her vahşette önümüze yasanın yetersizliği hususu engel olarak çıkıyor ve hayvanlar rahatça katledilmeye devam ediyor” diye konuştu.

"HALİHAZIRDAKİ YASA ADETA SUÇA TEŞVİK EDER NİTELİKTE"

Yasanın düzenlenmesiyle beraber sadece hayvanlara değil insanlara karşı yapılan şiddetin de önüne geçilebileceğini ifade eden Toros, “Zira, insanlara karşı canice davranışlar sergileyen kişilerin öncesinde hayvanlara eziyet ettiği bilinen bir gerçektir. Bir canlıyı öldürmek veya ona herhangi bir zarar vermek kabahat değil suçtur. Mevcut yasaya göre bu suçu işleyen insanlar cüzi miktarda bir para cezasıyla serbest kalmaktadır ve bu da caydırıcı olmadığı gibi adeta teşvik eder niteliktedir. İnsan veya hayvan, herhangi bir canlıya zarar veren ve verebilecek potansiyelde insanlar toplum içinde yer almamalıdır, hapis cezası almalıdır” dedi.

"HAYVANLAR ‘SAHİPSİZ’ OLARAK GÖRÜLÜYOR"

Bunun yanında hayvan haklarının da sadece sokaktaki kedi, köpeklerle sınırlı olmadığını söyleyen Toros, “Avcılık, hayvan dövüşleri, hayvana tecavüz, fok balığı avcılığı, yunus parkları, hayvanat bahçeleri gibi birçok hayvan istismarı başlığını kapsıyor. Gerek ülkemizde gerekse dünya genelinde hayvan istismarı her anlamda karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde bu durum ağırlıklı olarak sokak hayvanları üzerinden ilerlemektedir çünkü ‘sahipsiz’ görülmektedirler” diye ekledi. 

"BU GİDİŞATA ARTIK TAHAMMÜLÜMÜZ KALMAMIŞTIR"

Hayvanların yaşam hakkını koruyacak tek şeyin yasa olduğuna dikkat çeken Toros, “İnsanların bu gidişata artık tahammülü kalmamıştır. Birçok örgüt tarafından onlarca kez önerilen, sunulan maddeler yasaya eklenmediği taktirde cani ruhlu, şiddete ve öldürmeye meyilli insanlar can almaya devam edecek ve bunun vicdani sorumluluğu hepimize çok ağır gelecektir. Bu tür insanlık dışı olayların çok sık yaşanmaya başladığı şu günlerde, daha fazla can dostumuzun ölmemesi, acı ve eziyet çekmemesi için ilgili kurumları göreve çağırıyor ve hayvanların mal değil can sayıldığı hayvan hakları yasasının bir an önce oluşturulmasını canı gönülden talep ediyoruz. Bunun için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu.

Toros, Hacettepe’de HAYDOK olarak 2010 yılından beri hiçbir ayrım yapmadan her türlü şiddet olayının karşısında ve takipçileri olduklarını söyleyerek, “Hayvanların sesi olmaya devam edeceğiz’’ dedi.   

ÖNCEKİ HABER

Dardanel işçileri: Virüslüsü sağlıklısı aynı kampa kapatıldık

SONRAKİ HABER

Şengal Katliamı’nın yıl dönümü| HDP Milletvekili Uca: Katliama karşı tüm dünya sessiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa