Birimiz tehlikedeysek hepimiz tehlikedeyiz
Bu sözleşme hayatımızdan gitmemeli.
Fotoğraf: Evrensel
Nazlıcan Asya DURAK
Ankara
Dünya çapında büyük bir öneme sahip olan, 2014 yılında yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi ve gündemimize gelen sözleşmeden çekilme kararı.
İstanbul Sözleşmesi; kadınlara, hayvanlara, her canlıya yapılan şiddetin karşısında duran, çocuk tecavüzlerine, tacizlerine dur diyen, LGBTİ+ bireylerinin haklarını koruyan her yönden oldukça önemli bir sözleşme. Peki ilk imzacılarından olan ülkemiz şu an neden geri çekilme kararıyla boğuşuyor?
ELİMİZDEKİ HAKKIN ALINMAMASI İÇİN
Vahşice katledilen, şiddet gören kadınlarımız giderek artarken bu sözleşmenin iptaliyle onların katillerini durduracak ne kalacak elimizde? Gencinden yaşlısına daha kaç kadınımız felaketlerle karşılaşacak? Kaç çocuk tacize, tecavüze uğrayacak, hayvandan bile etkilenen bu zihniyet nasıl cezalandırılacak? Onların katillerine, tecavüzcülerine nasıl hesap sorulacak?
Her türlü cinsiyetçi yaklaşıma karşı bu sözleşme iptal olmamalı. Çünkü birimiz tehlikedeysek hepimiz tehlikedeyiz demektir. Elimizden bu hakkın alınmamasına karşı hep birlikte olmalıyız.
TÜM ÇEVREMİZE ANLATMALIYIZ
Biz de Dikmenli gençler olarak geçtiğimiz günlerde bir forum yaptık. İyi bir katılım sayımız vardı ve birlikte “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” pankartı hazırladık. Hepimiz hayatımızda karşılaştığımız cinsiyet ayrımlarını, uğradığımız her türlü şiddeti konuştuk. İşte İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa bunların hepsine karşı. Bu sözleşme hayatımızdan gitmemeli. “Takım elbisemi giyerim, 2-3 yıl yatar çıkarım ne olacak sanki" düşüncesi yerleşecek. O zaman hiç durdurulamaz bir hal alacak cinayetler, şiddetler, taciz ve tecavüzler.
Biz hepimiz komşumuzu, arkadaşımızı, ailemizi, akrabamızı kısaca çevremizi bilinçlendirmekten başlamalıyız. İstanbul Sözleşmesi ellerimizden böyle alınamaz. Ataerkil bir toplum istemiyoruz. Bu yüzden hep beraber “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” sözlerini haykırıyoruz.