00 0000 00:00

Bir düşünme platformu: Gazete Agora

Şu an sosyal medya üzerinden yayın yapan “Gazete Agora”yı, ortaya çıkış sürecini ve izleyeceği yolu ODTÜ Sosyoloji bölümü öğrencisi Anılcan Duymaz ile konuştuk.

Paylaş

3 Haziran itibarı ile yayın hayatına başlayan “Gazete Agora” çeşitli alanlardan bir grup gencin bir araya gelip ortak bir üretim gerçekleştirdiği bir platform. Bu platformda koronavirüsle mücadele kapsamında alınnan önlemlerden George Floyd protestolarına; Libya’daki gelişmelerden, çoklu baro düzenlemesine kadar pek çok konunun yer aldığı geniş bir yelpazede yazılar yayınlanıyor.

Agora Gazetesinden kısaca bahsedebilir miyiz?

Bizler düşünceye ve düşünmeye kıymet veren lisans öğrencileriyiz. Yaklaşık 1 ay önce, çalışmalarımız geliştirmek adına “Gazete Agora” ismiyle bir düşünce platformu oluştuk. Kısaca akademide gördüğümüz teorik eğitimi gündemdeki olaylarla bağdaştırarak içerikler üretmeye çalışıyoruz. Teoriğin yanı sıra pratiği hedefleyen bu anlayışımız hem akademik alanda sınırlı kalmamamız hem de pratiği takip edebilmemiz dolayısıyla bizi farklı kılıyor.

Pandemi döneminde işe başladınız, sizi buna iten olay nedir?

Birçok sosyal bilim öğrencisinin yapmak istediği şeydir bu yaptığımız. Aslına bakarsanız, pandemi süreci online platformlara karşı bir talep oluştu. Bu taleple birlikte, içerik üreticileri için değer gören bir alan ortaya çıktı. Belki de, siyasi nedenlerden ana akım medyaya olan talebin azlığı ile yeni ortaya çıkan online platformlar daha önemli hale geldi. Gazete Agora’nın kuruluşu bu sebeplerin bir ortak ürünü olarak algılanabilir.

ÇEŞİTLİLİĞİN ARTILARI

Farklı alanlardan insanların bir araya gelmesi Gazete Agora’yı nasıl etkiliyor?

Farklı alanlardan bir araya gelen insanların aynı konularda belirttiği düşünceler bizim düşünce alanımızı, yani ufkumuzu genişletiyor. Örnek vermek gerekirse, koronavirüsün toplumsal etkilerini incelemek bakımından, ekonomik, politik ve sosyolojik araştırmalar yaparak çeşitli görüşler üretebiliyoruz. Bunun yanı sıra, şu an gündemde olan Ayasofya konusunda hem hukuki hem de tarihi bir perspektif sunabiliyoruz. Bu açıdan çeşitlilik, şüphe yok ki bizleri daha geniş bir bakış açısı ile düşünmeye sevk ediyor.

Eğitim öğretim döneminde lisans öğrencileri için bir zorluk çıkacağı öngörülebilir. Bu durumu nasıl aşmayı planlıyorsunuz?

Lisans öğrencileri yalnız akademik çalışma yapmakla sorumlu değiller. Ayrıca öğrenim yalnızca derslerle sınırlı değil hayat boyu devam eden bir süreç. Öğrenmeyi öğretmek amacına sahip olan üniversitelerin mantığına uygun bir sistemimiz mevcut ama her iki durumun da farklı dönemlerde yoğunlaştığı bir gerçek. Bizim buna yönelik yapabileceğimiz şey ise iş bölümünü arttırıp denetimi arttırmak ile eşit ve adil bir görev paylaşımı yapmaktır. Bu sayede, yol arkadaşlarımız bu oluşumun bir parçası olarak hissettiği durumda herkes desteğini açıkça arttıracaktır.

İlerleyen döneme dair planlarınız neler?

Şu anda düşünce yazısı ve çeviri olmak üzere iki çeşit içerik yayınlıyoruz. İlerleyen süreçte, içeriklerimiz bunlarla sınırlı kalmayacak. Yazılı mecraların yanı sıra, görselliği de önemseyen ürünler üretmek birkaç ay içerisinde öne çıkacak. Dahası, genişleyen ekibimiz ile içerik kalitemiz başta olmak üzere, içerik ve alan çeşitliliğini arttırmayı hedefliyoruz. Youtube gibi alanları kullanarak daha geniş kitlelere ulaşmayı palnlıyoruz. Belki de gündeme dair konuları incelemek adına konuklarımız ile podcast yayınlar yapmak bu hedefe ulaşmayı kolaylaştıracaktır. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Parçalara bölünmüş eğitim sistemi

SONRAKİ HABER

“Hayvan hakları yasası çıkartılmalıdır”

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa