05 Ağustos 2020 08:49

Sınırlarımızı zorlayan yaşama sınırlarımızı zorlayan bir nefes

Saatlerce çalıştıktan sonra bir yanı ile günümüz bitmiş oluyor. Diğer bir yanıyla da iş yorgunluğu sebebi ile kolumuzu kaldıramayacak halde oluyoruz.

Fotoğraf: Freepik

Paylaş

Çağatay HOŞAFÇI

Ömer Faruk ÖZTÜRK

Abidinpaşa Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi

Meslek lisesi kazanarak lise sıralarına geldik. Okulun ilk yılı itibari ile önceki yaşantımıza oranla artan birçok zorluk ve bir yandan da bir alışma süreci geçirdik. Tabii ki bu süreç sınıf numaraları arttıkça katlanarak devam etti. İkimiz de ortaokul sıralarından itibaren ortalıkçılık vb ya da akrabalarımızın işlerinde çalışır bir durumdaydık. Daha çok iş öğrenmek üzerine geçen bu yıllar hayatımızın gidişatını fazla etkileyecek bir durumda değildi. Birçok meslek liseli öğrenci gibi biz de erken yaşta iş sahibi olma, meslek öğrenme vb. düşünceler içerisinde bu okullardan birine yollandık. “Erken yoldan iş bulsun” umudu genellikle meslek liseli öğrencilerin ailelerinde bulunur. Ancak bu durum bir yandan da meslek liselerine gönderilen öğrencilerin -yoksul ailelerin birer üyesi oldukları- ailelerinin ekonomik durumlarına katkı yapmak amacıyla gönderildiğini gösteriyor. Liseye başlar başlamaz ders materyalleri, kantin fiyatları, ulaşım gibi ihtiyaçları karşılamada zorluklar yaşayarak başladık. Sonrasında seçtiğimiz bölüm dersleri arttı, günümüzün çoğunluğu okulun atölyelerinde geçmeye başladı. Artan geçim sıkıntısı da eklenince staj senesine gelmeden birçoğumuz bulduğu işlerde çalışmaya başladı.

NEFES ALANIMIZ: PARKOUR

Bölüm dersleri eklenince okul saatleri 17.00’a kadar uzadı. Kimimiz ise bu saatlerden sonra ya da hafta sonları bulabildiğimiz işlerde çalışır olduk. Yaz tatillerinde okulumuzdaki öğrencilerin %80’inin çalıştığını söyleyebiliriz. Özetle iş koşulları, dersler ve parasızlık hayatımızı derinden etkiliyorken bizler de bunlar karşısında bir nebze de olsa kendimizi yenileyecek ve motive edecek bir araç olarak parkur sporunu öğrenmeye başladık. Kendi çabalarımız ile videolarını izlediğimiz, Ankara’nın parklarında antrenmanlarını yaptığımız bu spor hayatta kalma ve çevik olma ilkesi ile 1980’li yıllarda yapılmaya başlanıyor. Disiplin kurallarının yanı sıra kendi farkındalıklarını da katarak hareketleri tamamlamak üzerine kurulu olan parkur* daha az kurallı bir spor olması açısından bizleri etkiledi. Diğer bir yandan rap dinleme kültürü yaygın olan meslek liseliler için belirli hiphop figürleri içeriyor. Bu da bizleri etkileyen diğer bir konu. Ama bu spora yönelmemizdeki en önemli sebeplerimizden biri de şu: yapılan gösteriler önüne çıkan zorluklar karşısında güçlü olmayı gösteriyor. Bizler için de saydığımız zorluklar karşısında bir arada bir şeyler başarabileceğimizin temsili haline geldi.

SPOR: YAŞADIĞIMIZ SORUNLARIN UNUTMANIN BİR ARACI

Parkur sporunda kendimizi geliştirdikçe önümüze çıkan engeller aslında bugünkü meslek liseli öğrencilerden ne beklendiğini gösteriyor. Birçok alandan sporu yapmaya istekli olan okulumuz öğrencileri için 6 yıldan fazladır spor salonumuz kullanılmıyor. Defalarca açılması için talepte bulunsak da idare bir kez bile bize olumlu yanıt vermedi. Kimi hocalarımız ise “Spor yapıp ne yapacaksınız? Bak size meslek öğretiyoruz. Bununla ilgilenin” dedi. Parkur sporunu yapan bizler ise “serseri” tabiri ile anılmaya başladık. Meslek liselilerinde bulunan birçok arkadaşımız gibi bizler de okullarımızı bitirdikten sonra ilgili olduğumuz alanlarda kendimizi geliştiremeyeceğimizi biliyoruz. Lise okurken dahi çalışmak zorunda kaldığımız işler nedeni ile bu spora vakit ayıramadığımız çokça zaman oluyor. Bunları düşündüğümüzde de geleceğimizin daha da yoğun iş saatleri ile geçeceği belli. Bu nedenle aslında kendimize bir gelecek yaratmak için değil de yaşadığımız sorunları unutabilmenin aracı olarak görüyoruz. 

Yüksek derecede kabiliyet ve yorucu hareketler isteyen bu spor için bugün de yapamayacağız dediğimiz çok gün oldu. Bölüm derslerinin yoğunluklu olduğu günler de hem derslerin yorgunluğu hem de yemek gibi ihtiyaçlarımızı karşılamak için evin yolunda düştüğümüz günler çok oldu. Ama bu spordan en çok uzak kaldığımız dönemler işe girdiğimiz zamanlarda oluyor. Saatlerce çalıştıktan sonra bir yanı ile günümüz bitmiş oluyor. Diğer bir yanıyla da iş yorgunluğu sebebi ile kolumuzu kaldıramayacak halde oluyoruz. Anlayacağınız bir yandan liseli çağlardan itibaren çalışmak zorunda kalan, son yılında staj yapan meslek liseli gençler açısından akşam mahallelerimizde “kola çekirdek” dışında yapabilecek pek bir şey kalmıyor. Spor, sanat, müzik gibi aktivitelere ilgili olan meslek liseli öğrencilerin birçoğu hem maddi kaynaklardan kaynaklı hem de içlerinde bulundukları eğitim sisteminden kaynaklı bu tür alanlardan uzaklaşmak zorunda kalıyorlar. Kendi okulumuzda spor salonunun kullanılmaması gibi birçok örneği meslek liseliler yaşıyor. Bu tür örneklerin yanı sıra çalışma koşulları sosyal etkinliklerden uzak kalmamıza sebep oluyor. Bizler gibi birçok arkadaşımız içerisinde bulundukları yaz tatilini çalışarak geçiriyorlar. Yoğun çalışma saatleri ve geçim sıkıntısı bu tür aktiviteleri bizlere çok uzak kılıyor.

 

*Parkur sporu: Ekstrem sporlardan biri olan parkurda amaç, insan vücudunun yeteneklerini en verimli şekilde kullanarak engelleri aşmak ve bir yerden diğerine geçmektir.

ÖNCEKİ HABER

Norveç’te toplu sözleşme süreci başladı, patronlar sıfır zam dayatıyor

SONRAKİ HABER

Ahlak; kimin kiminle nerede ne yaptiği değil, kimin kime ne yaptığıdır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa