Mühendis, mimar, şehir plancısı kadınlar pandemi sürecinde neler yaşıyor?
Mühendis, mimar, şehir plancı kadınlar bir araya gelerek pandemi sürecinde neler yaşadıklarını konuştu. Önce kadınlar işinden oldu, çalışabilenlerin iş ve ev yükü arttı. Güvencesizlik büyüdü.
Fotoğraf: Pixabay
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Kadın Komisyonu üyesi kadınlar 16 Temmuz’da bir araya geldi, pandemi sürecinde yaşadıkları deneyimleri paylaştı. Mühendis, mimar, şehir plancı 30 kadının katıldığı buluşmada öne çıkan detaylar da "Mühendis, mimar, şehir plancı kadınların gözünden pandemi süreci: Neler yaşadık? Neler yaşıyoruz?" başlığı ile rapor haline getirildi.
Kadınların anlatımlarının aktarıldığı rapor, bu süreçte önce mühendis, mimar, şehir plancı kadınlar ile LGBTİ+’ların işsiz kaldığını gözler önüne seriyor. Çalışabilenlere ise ya güvencesiz koşullar ya da evde uzun saatler, ödenmeyen mesailer ve izinlerde bile çalışma düşüyor. Elektrik, internet, yemek gibi ücretler de ödenmiyor. Uzun çalışmaya, saatler süren fazla mesai karşısında zam talebi söz konusu olunca pandemi devreye giriyor. Kadınlar bu süreçte güvencesiz kaldıkları için de tüm bu koşullarla uzlaşmak zorunda kalıyor.
İşte mühendis, mimar, şehir plancı kadınların pandemi sürecinde yaşadıklarının bir bölümü:
İŞSİZLİK: ÖNCE KADINLAR İŞİNDEN OLUYOR
Pandemi ile birlikte ekonomik krizin daha da derinleştiği koşullarda kadınlara işsizlik düştü. Örneğin inşaat sektöründe iş arayan bir kadın kriz ile boğuşan bir sektörde sınırlı sayıda ilana başvuru yaptığını, yeni belirsizliklerin mevcut ilanları da boşa düşürdüğünü söylüyor. Finans sektöründe çalışan bir başka kadın ise emekli olduğu için pandemi ile birlikte işverenlerinin kendisine işten ayrılmayı dayattığını ve işten ayrılmak zorunda kaldığını anlatıyor. Kayıtlarında kısa çalışma ödeneğinden faydalanabilecek kadar sigorta primi olmayan yeni mezun mühendis, mimar, şehir plancıları da pandemi sürecinin başında alelacele işten çıkarılan bir diğer kesim.
"ÖNLEM YOK, RİSK ANALİZİ YOK, MESAİ VAR"
Halen çalışabilenler için ise şartlar pek parlak değil. Mühendis, mimar, şehir plancı kadınlar fiziksel mesafe ve gerekli önlemlerin sağlanmadığı risk analizlerinin gerçekleşmediği, gerçekleşse bile gerekliliklerinin uygulanmadığı şantiyelerde, fabrikalarda, laboratuvarlarda, ofislerde veya hastanelerde hız kesmeden çalıştıklarına dikkat çekerek, salgının en kritik aşamasında ortaya çıkan sokağa çıkma yasaklarında dahi özel izin ile işe çağrıldıklarını anlatıyor.
Kadınlar işten çıkarmaların yasaklanmasından hemen önce "pandemi süreci kriz kapıda, o yüzden şirkette küçülmeye gidiyoruz" denilerek LGBTİ+ meslektaşlarından da işten çıkarılanlar olduğunu aktarıyor.
EVDEN ÇALIŞANLAR: MESAİ SAATLERİ DE İŞ YÜKÜ DE ARTTI AMA ÜCRETLER DÜŞTÜ
Peki bu süreçte evden çalışanlar, onlar neler yaşadı, yaşıyor? Mesai saatlerinin belirsizleştiğine dikkat çeken kadınlar, işverenlerin “zaten evdesin…” ile başlayan ilave iş talepleri ile bedelsiz, bitmek bilmeyen fazla mesailerin arttığı bir dönem yaşadıklarına dikkat çekiyor.
Kadınlar, “Kısa çalışma ödeneğine başvuru sırasında belirtilen resmi saatler değil işverenin keyfiyetiyle çalışıyoruz.” diyor, haftalık izinlerin ve resmi tatillerin de "zaten evdesin" denilerek gasbedildiğine dikkat çekiyor. Yıllık izinlerinin zorunlu olarak kullandırıldığına dikkat çeken kadınlar, “Yıllık izinde gösterildiğimiz dönemde ise pek çoğumuz evden çalışmaya devam ediyoruz. Üstelik işverenlerin sorumluluğunda olan elektrik, internet, ısıtma-soğutma giderleri üzerimize yıkılarak" diye belirtiyor.
Yemek kartlarının ellerinden alınmış ve ücretleri ödenmemiş olduğu için de yemek maliyetinin üzerlerine yıkıldığını söyleyen kadınlar, “Tam zamanlı çalışmamıza rağmen, eksik maaş alıyoruz, sigortalarımız eksik yatıyor” diyor.
Kadınlar bu süreçte, zam dönemleri es geçildiğini, işverenlerin pandemiyi zam yapmamanın gerekçesi olarak gösterdiğine dikkat çekiyor. Bitmeyen uzun online toplantılar da tüm bu sürecin cabası.
"TEMİZLİK, YEMEK, ÇOCUK BAKIMI DA KADINA KALDI"
Pandemi sürecinde artan ev içi hijyen ihtiyacı toplum genelinde olduğu gibi mühendis, mimar, şehir plancısı kadınlar açısından da kadına yıkıldı. Temizlikle ilgili bütün işlerin kadına kaldığına vurgu yapıyor mühendis, mimar, şehir plancı kadınlar.
Evde çalşıma ve iş yükü artan bir kadının anlatımı durumu özetler nitelikte: "Her iki partner de işe gidiyoruz, ev temizliği için hizmet alıyoruz, çocuğu kreşe gönderiyoruz, yemeği dışarıdan söylüyoruz. Standart bir zamanda her şey bu durumlarda çok eşit görünüyor. Ancak pandemi ile tüm bu hizmet alımlarının durması, evden çalışma, kreşin kapanması, çocuğun evden derslere katılması gibi işler gün yüzüne çıktığında aslında o kadar da eşit olmadığımızı işler yeniden kadına yüklenince fark ettik. Bu koşullar devam ederse çocuğu gönderecek kreş de yokken erkeğin maaşı daha yüksek olduğu için işten ayrılmayı düşünmeye başladım. Yani aslında o işe de gidiyorum, ailem de eşitlikçi, sosyal hayata da katılıyorum tadındaki modern kadın masalı pandemi ile yıkıldı. Gerçekler su yüzüne çıktı."
Raporda kadınların iş yükü şöyle ifade edildi:
- “Evde kal” çağrısına uyabilen kesimin ev içi emek ile mesaisinin birbirine girdiği, evde olunan zamanlarda aile bireylerinin ihtiyaçlarını da karşılamak kadının yükümlülüğü oldu.
- Kovid-19 pozitif çıkan ya da şüphelenilen ya da bu süreçte hasta olup hastanelere gitmeyen/gidemeyen ev ahalisinin bakımı da kadınlardaydı.
- Çocukların online eğitim sürecinde çoğu zaman annelerin aktif katılımının istenmesi ilave bir iş yükü oluşturdu.
- Kovid-19 süreci özellikle ev içerisinde kadın emeği sömürüsünü yoğunlaştırdı. Heteroseksüel aile yapılarında iş yükü kadınların omzuna yüklendi. Pandemi sürecinde artan ev içi hijyen ihtiyacı toplum genelinde olduğu gibi mühendis, mimar, şehir plancısı kadınlar açısından da kadına yıkıldı. Daha öncesinde evine temizlik hizmeti alanların alamadığı, alabildiği durumlarda da tüm organizasyonu (evde nerelerin temizlenmesi gerektiği, gerekli malzemelerin nerede olduğu, ek hizmet istenip istenmeyeceği vs. gibi detaylar), erkek partner evde olsa dahi, kadına kaldı.
- Dışarıdan yemek söylenebilirken, pandemi sebebiyle evde üretimin arttığı bir dönem oldu.
"KADIN DAYANIŞMASI İYİLEŞTİRİR"
İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmak istenmesinden kadın haklarına dönük pek çok saldırıyı da konuşan mühendis, mimar, şehir plancı kadınlar bu süreçte yalnızlaştıklarını, kaygılar ve yaşanan hak gasplarına karşı bireysel mücadelenin zorluğunu yaşadıklarını söyleyerek ekliyor: “Yalnızlaşmanın bir getirici olarak her türlü hak gaspına açık olduk, korunma refleksi de ağırlıklı olarak işveren ve yöneticilerle uzlaşma olarak deneyimliyoruz.”
Ancak kadınlar bu süreçte de kadın dayanışmasının önemine, birbirine desteğin bu süreçte iyileştirici olduğuna vurgu yapıyor. (İstanbul/EVRENSEL)