İranlı Yazar Rahmani: Rejim sosyal patlamalara karşı baskı ve saldırıları artırdı
Uzun yıllar İran Yazarlar Sendikası başkanlığı yapan ve artık İsveç’te yaşayan Bahram Rahmani, İran’daki salgın, işsizlik, kadın ve çocuklara yönelik şiddet ve idamlar hakkında Evrensel’e konuştu.
Bahram Rahmani | Fotoğraf: Evrensel
Murat KUSEYRİ
Stockholm
Uzun yıllar İran PEN Kulubü ve İran Yazarlar Sendikası’nın başkanlık görevini yürüten Yazar Bahram Rahmani, koronavirüsün yayılmasından sonra ülkede artan işsizlik, kadın ve çocuklara yönelik artan şiddet ve idamlar hakkında Evrensel’e açıklamalar yaptı.
Yazar Bahram Rahmani, İran rejimimnin koronavirüsün yaygınlaşmasından sonra ülkede gelişen ve sosyal patlamalara dönüşme potansiyeli olan eylemleri engelleyebilmek için önlem aldığını söyledi.
İran rejiminin koronavirüs salgınında gelinen durumu ABD emperyalizminin üzerine yıkmaya çalışarak sorumluluktan kurtulmak ve Kovid-19 fırsata çevirmek istediğini belirten Rahmani, hükümetin kamuoyuna açıkladığı koronavirüs vakaları ve ölümlerin gerçekleri yansıtmadığını söyledi.
İran hükümetinin bugüne kadar korıonavirüse yakalanan 500 bin kişiden 17 bininin yaşamını yitirdiğini açıkladığını hatırlatan Rahmani, “Hükümetin verdiği bu rakamlara İran parlamentosu bile inanmıyor. Ölenlerin sayısının hükümetin açıkladığı sayının altı katı olduğunu söylüyor. Ruhani de geçtiğimiz günlerde 25 milyon kişinin hastalandığını kabul etti” dedi.
Rahmani, 84 milyon nufüslu İran’ın 130 bin kişiyi tedavi edebilecek yatak sayısına sahip olduğunu belirttikten sonra koronavirüsün neden olduğu sonuçları şu ifadelerle dile getirdi:
“Hastaneler koronavirüse yakalananları tedavi edecek kapasitede olmadığı için durum çok kötü. Ülkede zaten çok fazla olan işsizlik koronavirüsten sonra daha da arttı. Bundan 3 ay önce bir dolar 15 bin tümendi. Bugün bir dolar 26 bin tümen oldu. İşçi, memur ve halkın geliri aynı. Gıdadan giysiye kadar halkın kullandığı tüm ürünlere zamlar yapıldı. 30 milyon kişi dini kurumlar tarafından verilen yardımlar sayesinde yaşamını sürdürebiliyor. Ama aynı zamanda 30 milyar dolar İran’ın dışına çıkarıldı ve bu para geri dönmedi. Ülkenin ekonomisi her geçen gün daha kötüye gidiyor.”
Ülkenin güneyinde Arapların yaşadıkları Huzistan bölgesinde hava sıcaklığının ortalama 50 derece olduğunu söyleyen Rahmani, oradaki Yedi Tepe şeker fabrikasında 5 bin kişinin çalıştığını ve ücretlerini alabilmek için 47 günden beri sokaklarda olduklarını söyledi.
Belediye çalışanları başta olmak üzere pek çok işçi ve öğretmenin grevde olduğunu ve geçinemeyen emeklilerin ücretlerinin artırılması talebiyle parlamento önünde gösteriler yaptıklarını hatırlattı.
BASKI, SALDIRI VE İDAMLAR ARTTI
Rahmani, hükümetin emekçilerin taleplerini karşılama yerine baskı, saldırıları ve idamları artırdığına şu cümlelerle dikkat çekti:
“Hükümet her gün onlarca işçi, emekçi ve kadın önderlerini, aydın ve gazetecileri cezaevlerine atıyor. İran’daki hapishanelerin kapasitesi 95 bin ama 250 bin kişi cezaevlerinde. Koronavirüsün yaygınlaşmasından sonra az sayıda mahkumu serbest bıraktılar. Bunların arasında çok az sayıda siyasi tutsak da var. Avukat Nasrin Sotoudeh ve kadın hakları aktivisti Nergiz Muhammedi koronavirüse yakalandıkları halde serbest bırakılmıyor. Geçen hafta içinde 5 kadın aktivistini daha tutukladılar. Genel olarak kadınlara baskı daha fazla arttı.”
Rahmani, kadınlara baskıların neden daha fazla arttığı sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Koronavirüsten dolayı kadın, erkek ve çocuklar evde bir arada uzun süre kalmak zorunda kalıyor. Kadın ve çocuklara yönelik şiddet arttı. Son 1 ay içinde yakınları tarafından 3 çocuk öldürüldü. Şiddet görüp de şikayette bulunan kadınları cezaevlerine atıyorlar. Ama daha da vahimi kadınlarda intiharlar çok arttı. Baskıya uğrayan kadınlar intihar ediyor. Bir taraftan koronavirüs ve diğer taraftan ekonomik sorunların ağırlaşması ve hükümetin kadın düşmanı tutumu kadınları çok olumsuz etkiliyor.”
ABD ambargosu ve pandemiden dolayı İran rejiminin en güç dönemlerinden birini yaşadığına dikkat çeken Rahmani, “Hükümet bu baskıların sosyal patlamalara neden olacağını çok iyi biliyor. Bundan dolayı polis, ordu, pastaran, besic ve Haşdi Şabi bunların tamamını halk hareketine karşı elinin altında tutuyor. Lübnan’dan Hizbullah’tan bir grubu da İran’a getirdiler. Bu grubu Arapların bölgelerine yerleştirdiler. Suriye’de Afganistanlı ve Pakistanlılardan oluşan iki büyük ordusu var. Bunlar Şii ve İran’ın paralı askerleri. Onlardan da bir grubu İran’a getirdiler. Bundan iki gün önce Taliban yanlıları bayraklarıyla Tahran’da bir parkta büyük bir gösteri gösteri yaptı. İlk defa Taliban İran’da gösteri yaptı. Tüm bunlar hükümetin halka geniş kapsamlı bir saldırıya hazırlandığını gösteriyor. Hükümet halka yönelik basıkları daha da artırdı. Her gün bir kaç kişiyi asıyor. Ayda ortalama 50 ila 60 kişi idam ediliyor” şeklinde konuştu.
Rahmani, hükümetin kendi açıkladığı rakamların 23 milyon civarında İranlının aylık gelirinin 100 doların altında olduğunu gösterdiğini hatırlattıktan sonra “Tüm bunlara rağmen kitle hareketinde son aylarda belirgin bir yükselme olmadı. Ama hükümete çok büyük öfke var ve bu her an sosyal patlamalara dönüşebilir” dedi.