Hacettepe Üniversitesi öğrencileri: Bizleri riske atmayacak önlemler alınmalı
YÖK genelgesini konuştuğumuz Hacettepe Üniversitesi öğrencileri, kendilerini riske atmayacak önlemler alınmasını isterken alınacak kararlara öğrencilerin de dahil edilmesi gerektiğini belirtti.
Fotoğraf: Evrensel
Melodi TAŞ
Ankara
YÖK, ‘Küresel Salgında Yeni Normalleşme Süreci’ genelgesinde uygulamalı derslerden, sınavlara kadar nasıl yapılacağı tarif edilirken tıp, diş hekimliği, eczacılık gibi uygulamalı derslerin yoğunlukta olduğu bölümlerde eğitimlerin yüz yüze yapılacağı açıklandı. YÖK genelgesini Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Kampüsü öğrencileri ile konuştuk. Öğrencileri riske atmayacak önlemler alınmasını isteyen öğrenciler alınacak kararlara öğrencilerin de dahil edilmesi gerektiğini ifade etti.
"NORMAL DÜZENE DÖNERKEN SAĞLIĞIMIZI NASIL MUHAFAZA EDECEĞİZ"
Salgın koşullarından dolayı nasıl sınıf atladığını bile anlamadığını söyleyen Diş Hekimliği Fakültesi İkinci Sınıf Öğrencisi Mert Efe Sakabaş, “Şimdi kendimize sormamız gereken sağlık çalışanlarının gecelerini gündüzlerine katıp hayatları pahasına korumaya çalıştıkları sağlığımızı, normal düzene dönerken bizler nasıl muhafaza edeceğiz” diye konuştu.
Eğitimin yüz yüze olmasını sonuna kadar desteklediğini belirten Sakabaş, “Uzaktan eğitim verimi oldukça düşürüyor. Özellikle pratik olarak aldığımız derslerde bilgilerin yarım kalması söz konusu. Bu da biz sağlık alnındaki öğrencileri iş hayatımızda yarım bırakabilir. İşi insan hayatına dayalı olan bizler ve eminim ki hastalarımız da bunu istemeyecektir” dedi.Uygulamalı dersleri girişte maske, vücut sıcaklığı kontrolü ve dezenfektan kullandırma uygulamasının yerine getirilmesini öneren Sakabaş, “Dönem laboratuvar derslerimizin de yüz yüze olmasını aynı şekilde destekliyorum. Çünkü laboratuvarda kişi sayısı sınıfın yarısına indiği için mesafe daha kolay korunabilir” diye konuştu.
"ÜNİVERSİTE YÖNETİMİNE BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR"
Bütün bunların yanında üniversite yönetimine büyük sorumluluk düştüğünü ifade eden Sakabaş, “Virüsün yayılmasına engelleyici ortamlar sağlamak okulumuzun sorumluluğunda. Önlem alınacak yerlerin başında yemekhane, spor salonu, kafeterya ve lavabolar gibi bulaşma riskinin yüksek olduğu mekanlar geliyor. Bu mekanlarda düzenli dezenfekte işlemleri ve görevli kişilerin maskeden ziyade siperlik ve benzeri koruma materyallerini kullanmaları gerekmektedir. Özellikle kalabalık oluşacak yerlerin kapasitesinin yarısı ile çalışması gerekir” dedi
"ÖĞRENCİLERİ RİSKE ATMAYACAK DÜZEN OLUŞTURULMALI"
Tıp Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi ise üniversitelerin yeni dönemde açılmasıyla birlikte birçok problemin de beraberinde geleceğini ifade ederek şunları söyledi: “Özellikle tıp fakültelerinin bulunduğu kampüsler büyük bir risk altında olacak çünkü bu kampüslerde öğrenciler kadar hastalar da bulunuyor. Teorik derslerin kalabalık amfilerde uzun süre boyunca işlenmesi bulaşı yüksek oranda artıracaktır. Bu yüzden online olarak derslere devam etmek çok daha iyi bir çözüm ama ne yazık ki her üniversite online ders sistemini sağlayamıyor. Yemekhane ve yurt ortamları da yüksek risk oluşturacaktır. Pratik dersler küçük gruplar oluşturularak geniş alanlarda işlenebilir ancak bu öğrencilerin çoğunun yurtta kalacağı düşünülünce her türlü büyük risk altında oluyoruz. İntörnler için daha da zor bir süreç oluştu. Hastalarla birebir temasta bulunacaklar bu yüzden her türlü koruyucu ekipmana sahip olmaları gerekiyor. Benim beklentim bilim kurulunun verileri göz önüne alınarak her açıdan düşünülmüş bir karar alınması ve öğrencileri riske atmadan yeni bir eğitim düzeninin oluşturulması.’
"SIHHIYE KAMPÜSÜNDE RİSK DAHA DA ARTACAK"
Camsız amfilerde 150 kişi ile ortak derslerin yapılmasının riskli olacağını belirten eczacılık üçüncü sınıf öğrencisi de, “Dersler, sınıf mevcudu bölünerek ve fiziksel şartlar iyileştirilerek verilmeli. Sıhhiye Kampüsünde olmamızdan kaynaklı risk daha da artıyor. Alınacak önlemler de o denli artmalı. Okulun açılıp açılmayacağı belirsizliğini korurken bu konuda üniversite yönetiminin değil öğrencilerin karar mercii olması gerekiyor” diyerek online eğitimlerin yetersizliğinden yüz yüze yapılmasını istedi.