09 Ağustos 2020 00:10

Singapur hükümeti hukuk devletini nasıl ifade özgürlüğünü kısıtlamak için kullanıyor?

Singapur tüm krizlere, bakanların ve üst düzey yetkililerin yetkisini genişleten bilginin yayılımının ve halk arasındaki dolaşımının kontrol edilmesini sağlayan yasalar geçirerek karşılık verdi.

Thum Ping Tjin | Fotoğraf: IPI

Paylaş

Thum Ping Tjin*
IPI üyesi, Tarihçi, New Naratif’in kurucusu

Her vatandaşın ifade özgürlüğü Singapur Anayasası’nda garanti altına alınır ancak anayasa meclise bu özgürlüğü, güvenlik, kamu düzeni, ahlaki ve diğer koşullarda kısıtlama hakkını da verir. Bu bağlamda -güvenlik ve kamu düzeni kavramlarını mümkün olan en geniş çerçevede ele alan ve karşılaştığı her bir özgün probleme cevabını uzmanca hazırlayan- Singapur’u 1959’dan beri yöneten Halkın Hareket Partisi (PAP) geçirdiği yasalarla ifade özgürlüğünü etkin biçimde perdelemeyi başardı. Peki ne kadar etkin? Singapur’un dünya basın özgürlüğü sıralamasını ele alalım: 158. Bu sıralama bizi Türkiye’nin 4 sıra altına, gazetecilerin saldırıldığı, kaçırıldığı veya kaybedildiği Meksika, Rusya ve Kongo gibi ülkelerin de alt sıralarına yerleştiriyor. Halbuki Singapur’da gazetecilerin fiziki tehlikesi hayli düşük. Asıl tehditler ise adli ve finansal. Ancak Singapur’un ifade özgürlüğü o kadar ağır kısıtlamalar altında ki, gazetecilerin karşılaştığı tüm tehditleri topladığınızda bile Singapur, hâlâ gazetecilerin gündüz vakti sokakta öldürüldüğü yerlerden daha aşağıda yer alıyor.

PAP, 1962’den başlayarak bir dizi meşru siyasi aktiviteyi, taciz (Örn. muhalif toplantıları gözetlemek ve basmak), dikkat dağıtma (Örn. muhalif aktivistlere dava ve yargılamalar), baskı (Örn. muhalif gösterileri yasaklama) ve orantısız güç (Muhalif liderleri yargılama olmaksızın tutuklama, ticari sendika ve diğer organizasyonları yasaklama) gibi yöntemlerle zaman içinde sindirdi.

Singapur fiilen bir tek parti devleti.  Seçimler ne özgür ne de adil. 1968 ile 1981 arasında PAP meclisteki tüm koltuklara sahipti. Son dönemde muhalefet ciddi bir kazanımla (93 koltuktan) 10 koltuğu kazandı. Fakat Singapur, Westminster denen sistemi kullanıyor. Bu sistemde meclisteki koltukların yarısını alan parti tüm kontrolü ele geçirir, koltukların en az üçte ikisine sahip bir parti ise anayasayı değiştirebilir. PAP bu gücü, “hukuk devleti” adı altında meşrulaştırarak yasa geçirmek ve anayasayı değiştirmek için umarsızca kullandı.  İfade özgürlüğünü hedef alan kanunlar, PAP’ın bilginin kamusal (ve artarak özel) alanlardaki yayılımında kurduğu tekelliği daha da sağlamlaştırdı. 

Bunun bir örneği mala verilen zarara karşı çıkan Vandalizm Yasası (1966), ancak yasanın çiğnenmesi için mala hiçbir zarar gelmesine gerek yok yalnızca bilginin kamuda yayılması yeterli.  Suçu işleyenler, üç yıla kadar hapis ve sopa cezasıyla karşı karşıya.  2017’de bir aktivist, siyasi sloganlar içeren iki kağıt parçasını geçici olarak metro hattı duvarına yapıştırdığı için ve maddi hiç bir zarar olmadığı halde bu yasayı çiğnemekten hüküm giydi.

Bir diğer örnek; Gazete ve Basılı Yayın Yasası (1974). Singapur’da hiçbir gazete, yönetim paydaşlarını atama ve yönetim paylarının transferlerini kontrol yetkisine de sahip bakanın izni olmadan yayımlanamaz. Bu yasa, Singapur’daki tüm basılı ve yayın medyasının, etkin biçimde hükümet tarafından kontrol edilen iki şirketin elinde toplanmasına sebep oldu. Ana akım medyanın ileri gelenleri, PAP hükümetinin işlerine nasıl karıştığını ve birinin açıkça ifade ettiğine göre nasıl “propaganda yayımladıklarını” anlattı.

Kamu Düzeni Yasası (2009), “siyasi aktiviteyi” o kadar geniş tanımlıyor ki (Örn. “kamu toplantıları” için bir veya daha fazla kişiden oluşur şeklinde); alması çok zor olan polis izni olmadan gerçekleştirilen tüm siyasi aktiviteleri yasa dışı ilan ediyor. İdam cezası karşıtı slogan taşıyan tişört giyen veya siyasi bir sloganla sosyal medyada paylaşmak için kendi resmini çeken kişiler bu yasa kapsamında soruşturmaya tabi tutuldular.

İnternet dönemine gelindiğinde ise, websiteler yayımladıkları bilgiyi ve finansmanlarını hedef alan yasal düzenlemeler ağına takıldılar. Yine bu yasaların çoğu sözüm ona koruyucu sebeplerle getirildi: Çevrimiçi Zorbalığa Karşı Koruma Yasası (2014) siber zorbalığı önlemek için getirildi ancak en önce Savunma Bakanlığı tarafından küçük bir haber blogunu yayımladığı gerçek haberlerle Bakanlığı taciz ettiği suçlamasıyla kullanıldı.

Son olarak, yine aslen “sahte haberlerle” mücadele etmek için çıkan Çevrimiçi Sahtecilik ve Manipülasyondan Koruma Yasası (2019), bir bakanın, yaptığı açıklamayı haberleştiren yazıyı yanlış ilan etmesine izin vererek, yayımlayan medya kurumuna “Düzeltme Kararı” çıkarılmasına ve uyulmadığı takdirde sorumluları üç yıla kadar hapis cezası veya 500 bin Singapur doları veya 365 bin dolarra kadar çıkan para cezalarıyla yüzleşmesine sebep oldu.  Bu yasa, PAP rejimini eleştiren kişilere ve muhaliflere karşı pek çok kez kullanıldı, buna 2020 genel seçimlerinde yalnız beş günde 17 kez kullanılması bir örnek.

Özetle, PAP hükümeti şimdiye kadarki tüm (gerçek ve hayali) krizlere, bakanların ve üst düzey yetkililerin yetkisini genişleten ve bilginin yayılımını ve halk arasındaki dolaşımını kontrol eden sağlayan yasalar geçirerek karşılık verdi.

*Thum Ping Tjin (“PJ”), Malay tarihçisi ve Güneydoğu Asya’da Demokrasi, İnsan Hakları, İfade Özgürlüğü Savunucusu. New Naratif’in Kurucusu ve Yazı İşleri Müdürü, Oxford Üniversitesi Hertford College’da Misafir Araştırmacı. İngiliz Milletler Topluluğu (Commonwealth) Akademisyeni, ve İngiliz Kanalı’nı yüzmüş tek Singapurlu Olimpik atlet. Tarih çalışmaları Güneydoğu Asya’da kolonileşmenin mirası üzerinde yoğunlaşmakta. “Singapur’un Tarihi” adlı Podcast Serisinin Yaratıcısı (iTunes’da). Singapur PAP hükümeti tarafından pek çok kez saldırı, karalama kampanyalarının hedefi oldu ancak boyun eğmeden çalışmalarını sürdürmektedir.

ÖNCEKİ HABER

Lübnan Başbakanı Hassan Diyab: Erken seçim yasa tasarısını gündeme getireceğim

SONRAKİ HABER

Son 24 saatte 1172 kişi Kovid-19'a yakalandı, 16 kişi hayatını kaybetti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa