10 Ağustos 2020 06:17
/
Güncelleme: 05:58

Görünen köy kılavuz istemez

Ya da Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi. Yeni normalimiz deyimini hatırlayacaksınız. Sağlık bakanı ve hükümet, haziran başında kısmen azalan Covid-19 vakalarına bakarak, bu deyimi kullanmışlardı. Artık, alınacak tedbirlerle hayatımız farklı olacaktı. Ancak bunun sadece lafta olduğunu, günlük yaşamda yöneticilerin de, halkımızın da bunu uygulamadığını, her an bulaşın ve vaka sayılarının arttığını yaşayarak gördük.Bu yaz tatilimize, bir de kurban bayramı eklenince, yöneticiler de, halkımız da koronavirüsün de tatile çıktığını düşündüler. Nisan-Haziran döneminde alınan tedbirler ne yazık ki unutuldu. Ne sosyal mesafe, ne maske, ne de hijyenik tedbirler; hiç biri hayatımızda kalmadı. Ramazan bayramında uygulanan sokağa çıkma yasağı, bu bayram turizme kurban edildi. Yöneticilerin rahatlığı, bu konuda zaten sıkılmış olan halkımızı tedbirsizliğe itti. Türk Tabipleri Birliği ve bilim insanlarının tüm uyarılarını, hükümet her zaman yaptığı gibi görmemezlikten geldi. Sağlık bakanının sosyal medya üzerinden gönderdiği cılız uyarılar, maalesef hiç etkili olamadı. Olması da beklenmezdi zaten. Acaba Sağlık Bakanı, attığı twitlerin Urfa’nın, Malatya’nın, Konya’nın hangi köyünde ya da hangi mezrasında okunduğunu düşünüyor? Her konuda kullandıkları cami imamlarını, bu konuda kullansalardı; inanın bakanın twitlerinden daha çok insana ulaşırlardı. Zaten amaç bu değildi. O nedenle laf olsun diye, yapıyormuş gibi davranıldı.

Büyük şehirlerdeki restaurantlar, cafeler, alışveriş merkezlerinde, sahillerde, plajlarımızda, Anadolu’nun her yerinde de bayram ziyaretlerimizde virüs unutuldu. 18 yıldır AKP ve tek adam rejiminin yaptıklarını bile unutan halkımız, 15 Mart’tan bu yana 5800 den fazla kişinin bu virüs nedeniyle hayatını kaybettiğini unuttu. Deprem ya da sel gibi doğal afetlerdeki yıkımı bizzat gören ya da hisseden toplum, nedense göremediği, hissedemediği bu virüsü yok sayıyor. Salgının şiddetinin tüm dünyada nasıl arttığını görüyoruz. Şu an için koruyucu bir aşı veya ilaç geliştirilememiş durumda. Bireysel korunma hala çok önemli. Bizi koruyacak olan, sadece kendi çabamız olacak. Salgın hala tüm hızıyla sürüyor. Siyasi ve ekonomik nedenlerle bu salgını halkın dikkatinden kaçırmaya çalışan siyasi iktidar, halkın sağlığı ile oynuyor. Bilim insanlarını, meslek odaları ve sağlık iş kolundaki sendikaları yok sayan hükümet, ısrarla Türkiye’nin salgındaki sağlık hizmeti ve vaka sayılarını sanki iyiymiş gibi, halka yutturmaya çalışıyor.

Haziran başından beri, “yeni normal’in” olması gereken şekilde olmadığı uyarısı sürekli yapılsa da, bakanlık ya da hükümet bunları dikkate alacağına, tersine bu sesleri susturmaya çalışıyor. Bursa’da halk sağlığı öğretim üyesi Prof. Dr. Kayahan Pala arkadaşımız hakkında açılan dava bunun bir örneği. Haftalardır süren insanların sağlığını, bayrama ve tatile kurban etmeyin uyarıları maalesef ki karşılığını bulamadı. Hükümet, popülist politikalara devam ederek salgının Eylül’de beklenen artışını öne çekti.

Toplum, sağlıklı oldukça daha nice yaz tatili ve bayram geçirecek. Bu bayramı, bu yaz tatilini, salgınla mücadele için evimizde geçirebilirdik. Hükümetin ve kişilerin, bu aymazlığı acaba kaç kişinin yaşamına mal oldu, olacak? Gerçek verilere hiç bir zaman ulaşamadığımız için, bu sorunun da gerçek cevabını öğrenemeyeceğiz. Bilim insanları ve Türk Tabipleri Birliği ısrarla salgındaki olası yükselişi haftalar öncesi gösterdi. Görünen köyü nedense bir tek hükümet göremiyor. Ekranlarda buldukları “tamam” (temizlik-maske-mesafe) reklamını yapan yöneticiler, önce bunu halka anlatmalı ve halkı ikna etmeli. Eğer şu an plajlar, restaurantlar, düğünler yani toplum “tamam” demiyorsa; hükümet halkı ikna etme konusunda etkisiz olduğunu tekrar düşünmeli. Ama düşünmeyeceğine emin olabilirsiniz, çünkü yandaş havuz medyası ile halkımız ne salgının, ne de ekonomik yangının farkında. Eğer farkında olsalardı, Ayasofya’yı ibadete açtıkları gün bir araya gelen 300 bin kişinin salgına katkısını da düşünürlerdi. Sorumsuz yöneticiler ve sorumsuz bireyler yüzünden, salgında tekrar oluşan artışı aklımızdan çıkarmayalım. Kişisel tedbirlerin önemini çevremize tekrar tekrar anlatalım.Unutmayalım ki, virüs tatile çıkmıyor.

Sağlıkla kalın.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Padişah yetkisi

Padişah yetkisi

Devlet Denetleme Kuruluna verilen sınırsız kayyım yetkisiyle Cumhurbaşkanı, bir talimat vererek kamu kuruluşlarından belediyelere, sendikalardan meslek odalarına ve barolara kadar tüm kurumların yönetimlerini, yargı kararına gerek olmadan görevden alabilecek. Prof. Dr. Metin Günday “Bu bir kayyım yetkisi. Anayasa’ya aykırı” dedi.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Kara Harp Okulu mezuniyet törenindeki kılıçlı yemin nedeniyle 5 teğmen ordudan ihraç edildi.

Evrensel'i Takip Et