Bilirkişi Kirazlıyayla’da yapılmak istenen maden için ‘hukuka aykırı’ dedi
Bursa’da Kirazlıyayla’da Meyra Madencilik’in atık barajı projesine Çevre ve Şehircilik Bakanlığının verdiği ÇED raporunu inceleyen bilirkişi madenin hukuka aykırı olduğuna karar verdi.
Fotoğraf: Nezahat Akişli
Bursa’da Kirazlıyayla köylülerinin Meyra Madencilik’in atık barajı projesine karşı mücadele devam ederken bilirkişi şirket tarafından alınan ÇED raporunun teknik olarak yeterli olmadığı ve hukuka aykırı olduğunu belirledi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığından alınan ÇED Raporu hakkında, bilirkişi heyeti oy birliği ile madenin hukuka aykırı olduğuna ve ÇED Raporunun teknik olarak yeterli olmadığına karar verdi.
Kirazlıyayla Dernek Başkanı Nedim Kakaç, rapor sonucundan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Bilirkişi heyeti yaptığı incelemede Çevre ve Şehircilik Bakanlığının verdiği ÇED raporunun hukuksuz olduğunu, teknik yanlışlarla dolu olduğunu belirterek oy birliği ile ÇED raporunun uygunsuz olduğuna dair karar aldı. Bilirkişi heyetinin kararı mahkemeye sunuldu. Birkaç gün içinde mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı çıkacak. O güne kadar mutluluğumuzu içimizde yaşayalım lütfen. Malumunuz sütten ağzımız yandı yoğurdu üfleyerek yiyoruz. Ama yazılanların hepsi doğru. İnşallah çok güzel olacak” dedi.
CHP MİLLETVEKİLİ KAYIŞOĞLU: BİLİM, GERÇEĞİN IŞIĞINDA SOMUT BİR DURUMU NETLEŞTİRDİ
Yenişehir Kirazlıyayla’da kepçenin önüne geçen CHP Parti Meclisi Üyesi, Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, bilirkişi heyetinin oy birliğiyle verdiği kararı değerlendirdi.
Meyra Madencilik firmasının Yenişehir’in tabiat zengini eski köylerinden Kirazlıyayla’da yapmak istediği bakır çinko kurşun zenginleştirme tesisi ve atık barajının yapılmasını istemeyen Kirazlıyaylalıların, bilirkişi heyetinin oy birliğiyle ÇED raporuna ilişkin olumsuz kararı ile haklı mücadelelerinde mutlu sona ulaştıklarını belirten CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, “Bilim, gerçeğin ışığında somut bir durumu netleştirdi. İradesini milletine değil, bir Lübnanlı şirketin çıkarına bağlamış bütün yetkilileri soruyorum: Kirazlıyayla’daki bilirkişi raporu köylüler lehine geldi. Kuruyan Kamışlı Gölü’nün, kesilen ağaçların, dökülen betonların telafisi nasıl olacak? Bu doğa katliamının hesabını kim verecek” dedi.
Altaca Kayışoğlu, “Maden şirketinin faaliyete geçtiği ilk günden bu yana söylüyoruz. Doğadaki tahribat geri getirilmesi mümkün olmayan sonuçlar doğuruyor. Mahkeme kararları beklenmeden yapılacak her işin çevreye büyük zarar vereceğini söyledik. Maden şirketinin ÇED raporu alışı ve sonraki süreçlerin sağlıklı olmadığını, bu durumun mahkemeden döneceğini ifade ettik. Bilim insanlarının Kirazlıyayla’daki doğa katliamı karşısında insan aklının, bilimin söylediğinin dışında bir şey söyleyemeyeceğini dile getirdik. Bugün ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı. Kirazlıyaylılar’ın direnmekte ne kadar haklı olduğu bir kez daha anlaşıldı. Milletin öz evladı, askerimizi maden şirketinin taşeronu haline getiren Bursalı yöneticilere şimdi sormak lazım. Bu karardan sonra kim hesap verecek? Kim hukuka aykırı hareket ediyor? Gözaltına alınıp mahkeme kapılarında süründürülen insanların vebalini kim ödeyecek” diye konuştu.
“KİRAZLIYAYLALILARIN İTİRAZLARI HAKLI ÇIKTI”
Doğayı, çevreyi hakkı önemseyen herkesin Kirazlıyayla’da yaşananların akla ve bilime uygun olmadığını fark ettiğini ancak Bursa’yı yönetirken halkın yanında duramayan yöneticiler nedeniyle hem doğanın tahrip edildiğini hem de masum insanların aylarca uykusuz geceler günler geçirdiğini vurgulayan CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“Maden şirketi atık barajı inşaatını yapmaya başladığı ilk günlerde kepçenin önüne geçtiğimizde bizim niyetimiz hukukun üstünlüğüne olan inancımızın bizi haklı çıkaracağı gerçeğiydi. O günlerde açılmış olan davanın sonuçlanmasının beklenmesi gerektiğini, aksi takdirde yapılacak çalışmalarının telafisi olmayan sonuçlar doğuracağını söyledik. Koronavirüs salgınının pik yaptığı dönemlerde sokağa çıkma yasağı Kirazlıyaylalılar’a sert bir şekilde uygulanırken madenci şirkete adeta ‘buyur yap” denildiğini bunun çok büyük haksızlık olduğunu, bu uygulamaya derhal son verilmesi gerektiğini dile getirdik. Kolluk kuvvetiyle Kirazlıyayla’yı adeta yasak bölge ilan eden Yenişehir Kaymakamı ile gelişmeleri sadece seyreden Bursa Valisi’nin bu karar sonrası çıkıp özür dilemelerini beklemek, Kirazlıyaylalılar’ın hakkı olsa gerek. Karşılaştıkları olağanüstü baskılara boyun eğmeyen yüzyıllardır yaşadıkları ata topraklarına sonuna kadar sahip çıkan Yenişehir’in Kirazlıyayla mahallesinde yaşayan insanların verdiği mücadele bilime ve vicdana olan güvenin haklı olunan her davada sonuç vereceğini bir kez daha göstermiş oldu. Bu mücadeleyi kararlılıkla sürdüren Kirazlıyaylalılar’a doğamız ve çocuklarımız adına sonsuz teşekkürler.”
(Bursa/EVRENSEL)