SES: Ankara'da toplam vaka sayısı 50 bin, 200’e yakın hasta yoğun bakımda
Sağlık Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi, başkentte vaka sayısının yaklaşık 50 bin olduğunu ve hastanelerde tedavi gören 3 bin 500 hastanın yaklaşık 200'ünün yoğun bakımda bulunduğunu açıkladı.
Fotoğraf: SES
Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi, başkentte Kovid-19 vakalarındaki artışa ilişkin hazırladığı raporda, tanı konulan kişi sayısının yaklaşık 50 bin olduğunu duyurdu. Hastanelerde yaklaşık 3 bin 500 kişinin tedavi gördüğü belirtilen raporda, yoğun bakımdakilerin sayısının 200'e yaklaştığı aktarıldı.
SES Ankara Şubesi’nin hazrladığı raporda, Sağlık Bakanlığı verilerine göre 9 Ağustos 2020 tarihi itibarıyla Türkiye’de toplam vaka sayısının 241 bin, can kaybı ise 5 bin 884 olduğuna dikkat çekildi.
Son zamanlarda hasta sayısında oransal artışın en fazla olduğu illerden birinin Ankara olduğu belirtilen raporda, “Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, salgınla ilgili görüşlerin Sağlık Bakanlığının verileri üzerinden açıklanmasının yanlış olduğunu ve toplumu yanılttığını, bu veriler üzerinden politika belirlenmesinin doğru sonuç doğurmayacağını biliyoruz. Mayıs ayından itibaren Sağlık Bakanlığı salgının seyrinin böyle gitmemesi gerektiğini ifade etmektedir. Birçok ülke ikinci dalgadan bahsederken ülkemizde vaka sayısının halen binli sayılarda seyretmesi, birinci dalganın atlatılamadığının göstergesidir” denildi.
"EVE GÖNDERİLENLER, DURUMU AĞIRLAŞIP HASTANEYE DÖNÜYOR"
Ankara’daki yoğun bakım doluluk oranının pandemi sürecinde yüzde 75’lerin üzerinde seyrettiği hatırlatılan raporda, “Bazı hastanelerde yoğun bakım ve normal servislerde boş yer bulunamamaktadır. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesi, Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları EAH, Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları EAH dışında tüm hastanelerde Kovid-19 tanısı ile yatan hastalar bulunmaktadır. İlimiz hastanelerinde tedavi altında 3 bin 500’e yakın pozitif tanılı ve şüpheli hasta bulunmakta ve yatan hastaların 200’e yakını yoğun bakım hastasıdır” denildi.
Artan vaka sayılarına bağlı olarak hastanelerde yer kalmadığı ve bu durumun hastanelerde yatması gereken hastaların bekletilmesine sebep olduğuna dikkat çekilen açıklamada, hastaların bulguları hafifse ilaçla tedavi için evlerine gönderildiği ama zamanla tablosu ağırlaşan hastaların tekrar hastaneye müracaat etse de müdahalede geç kalınarak hayatını kaybettiği ifade edildi.
"KOVİD İÇİN KULLANILACAK YATAKLARDA BOŞ YER KALMADI"
Aile hekimleri tarafından takip edilen hastaların 3'te 2'sinin pozitif tanılı hasta olduğu belirtilen raporda, bu durumun toplam pozitif vaka sayısının yaklaşık 50 bin civarında olduğuna işaret ettiği ifade edildi.
Testlerle ortaya konan vaka sayısı ile semptom göstermeyen hasta oranı düşünüldüğünde salgın boyutunun ortaya çıktığını belirtilen raporda, “yoğun bakım doluluk oranı” ifadelerinin bazen yanlış anlaşılmalara sebep olduğuna dikkat çekiledi.
Raporda, “Bizim genel olarak ifademiz tüm yatakların dolu olduğu değildir. Pandemi nedeniyle fiili olarak kullanılabilir yataklarda ve Kovid-19 tanısı alan hastaların yatırılacağı klinik yataklarda boş yer kalmadığıdır” denildi.
Normalleşme süreci ile birlikte hastaların yoğunluklu olarak hastanelere yönlendirildiği ifade edilen raporda, Ankara’da üniversite hastaneleri dahil kamu hastanelerindeki yaklaşık 16 bin 500 yatağın ve 1600 civarı yetişkin yoğun bakım yatağının dolduğu vurgulandı.
Raporda, Kovid-19 dışı hastaların, kamu hastanelerinde yer bulamaması nedeniyle özel hastanelere gitmek zorunda bırakıldığın aktarıldı. ve “Şehrin birçok noktasında hizmet veren hastaneler olsaydı sağlık hizmetleri daha doğru ve ertelenmeye ihtiyaç duyulmadan kontrollü bir şekilde sürdürülebilecekti” denildi.
"PİYASACI VE POPÜLİST SAĞLIK POLİTİKALARININ SONUCU"
Pandemi süresinde sağlık hizmetlerini durma noktasına getiren durumun, sağlığın piyasallaştırılması ve iktidarın kendini yeniden yaratma amacıyla uyguladığı popülist sağlık politikalarının sonucu olduğu belirtildi.
Raporda, şu ifadelere yer verildi:
“Sağlık alanında atılan yanlış adımlar, sağlık hizmetlerinin zarar görmesine neden olurken sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin yaşamlarını doğrudan tehdit etmektedir. Sorumluluğun sadece halka yüklenip, koruyucu ve önleyici tedbirleri yerinde ve doğru alamamak iktidarın en büyük başarısızlığıdır. Her geçen gün iyileşen ve taburcu olan hastalardan daha fazlası sağlık kurumlarına başvurmaktadır.” (Ankara/EVRENSEL)