"Önlem alınmadan okulların açılması felaket olur"
Koronavirüs vaka sayıları artarken okulların açılması ile ilgili endişe de sürüyor. Okulların 31 Ağustos’a hazır olmadığını söyleyen eğitimciler “Bu koşullarda açılırsa vakalar artar” dedi.
Fotoğraflar: DHA
Koronavirüs pandemisinde vaka sayıları artarken okulların açılmasıyla ilgili endişe de sürüyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 15 Ağustos’ta özel okulların, 31 Ağustos’ta ise devlet okullarının açılacağını duyurmasına rağmen vaka artışları eğitimciler, sağlıkçılar ve velileri tedirgin ediyor. Eğitim Sen’in yaptığı ankete göre öğretmenlerin yüzde 96’sı okulların belirlenen tarihte açılması halinde kendi sağlığı ve ailesinin sağlığının tehdit altında olacağını düşünüyor. IPSOS Araştırma şirketi ise ebeveynlerin yüzde 64’ünün çocuklarını okula göndermek istediğini açıkladı.
Evrensel'e konuşan eğitimci, sağlıkçı, veli ve öğrenciler de önlem alınmadan okulların açılmasının yaratacağı tehlikeye dikkat çekti. Eğitim Sen Eğitim Sekreteri Özgür Bozdoğan, “Okullar bu koşullarda açılırsan vaka sayıları artar” diyerek kararın tekrar değerlendirilmesini istedi.
Veli-Der Başkanı İlknur Kaya Bahadır ise bu koşullarda okulların açılmasını doğru bulmadıklarını söyledi.
Bursa Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala da salgının kontrol altına alınamadığını belirterek “Bu koşullarda okulları açmak daha olumsuz sonuçlara yol açabilir” uyarısında bulundu.
Öğrenci, veli ve öğretmenler de sağlıkları için kaygılı olduklarını dile getirdi.
"BU KOŞULLARDA AÇILIRSA VAKALAR ARTAR"
MEB’in okulların açılmasına ilişkin bir hazırlığı olmadığını söyleyen Eğitim Sen Eğitim Sekreteri Özgür Bozdoğan, “Okullar bu koşullarda açılırsa vaka sayısı artar” dedi. Okullarda riske neden olabilecek koşulların ortadan kaldırılması gerektiğine vurgu yapan Bozdoğan “Vaka sayıları her geçen gün artıyor. Salgının kontrol altına alındığına dair bilimsel veriler olmadan eğitim öğretimin başlamaması gerekir” ifadelerini kullandı.
"OKULLAR 31 AĞUSTOS’A HAZIR DEĞİL"
Okulların ek personel, araç gereç ve bütçeleri açısından salgın döneminde eğitime başlamaya uygun olmadığını ifade eden Bozdoğan, “Okullar fiziksel mesafe açısından da çok riskli. Çocuklar için fiziksel mesafeyi korumak da mümkün gözükmüyor. Bakanlık tarafından okullardaki tuvalet sayısı, sınıf mevcutları ve yeterli derslik sayısının nasıl olacağıyla ilgili bir hazırlık yapılmadı. Bakanlığın ciddi bir çalışma yapması lazımdı. 31 Ağustos’a kadar tüm okulların bu anlamda eğitim öğretime hazır hale getirmesi gerekiyordu. Bu bakımdan, ‘31 Ağustos’ta yüz yüze eğitime başlayacağız’ denilmesi çok sıkıntılı” dedi. Toplu taşımayla okula gelen öğrencileri, 2 bin mevcutlu yeterli derslik sayısına sahip olmayan okulları hatırlatan Bozdoğan “Yine sınıflarda seyreltme uygulanmalı fakat sınıfların seyreltilmesi öğretmen gereksiniminin artması demek. Temizlik görevlisi, dezenfektasyonu yapacak görevli ve gerektiğinde sağlık müdahalesi yapacak sağlık görevlilerine ihtiyacımız var” diye konuştu.
"YETERLİ ÖNLEM ALINMADI"
Bir tarafta özel okul sahiplerinin çıkarlarının, öbür tarafta öğrencilerin, öğretmenlerin sağlığının söz konusu olduğuna dikkat çeken Bozdoğan, “Önlem paketinin, bütçe, personel, fiziki mekân ve halk sağlığı boyutu var. Bu açıdan MEB'in ve Sağlık Bakanlığı'nın şu ana kadar yayınlamış olduğu önlemlerin yeterli olmadığı açık. 31 Ağustos'ta okulların açılacağını varsaydığımızda şu an hiçbir hazırlığın olmadığı görülüyor” dedi.
PALA: OLUMSUZ SONUÇLARA YOL AÇABİLİR
Bursa Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala da kendilerine ulaşan bilgilerin salgının kontrol altında olmadığını gösterdiğini belirterek “Dolayısıyla bu koşullarda okulları açmak Türkiye’de hastalığın gidişatı açısından daha olumsuz sonuçlara yol açabilir. Ağustos ayı içerisinde okullar açılmamalıdır” uyarısında bulundu.
"OKULLAR KAPASİTELERİNİN ÜZERİNDE ÖĞRENCİYE SAHİP"
Vaka sayılarının hızla artıyor olmasının kaygısını yaşadıklarını anlatan Veli-Der Başkanı İlknur Kaya Bahadır, bu koşullarda okulların açılmasını doğru bulmadıklarını söyledi. Okulların fiziki durumlarının salgın öncesinde bile sorunlu olduğunu, okulların her türlü bakım ve temizlik işlerinin velilerden toplanan paralarla sağlandığını anımsatan Bahadır, “Bu durum değişmiş değil. MEB’in Sağlık Bakanlığı ile yürüttüğü, ‘okulda sağlık ve güvenliğin geliştirilmesi programı’ verilerine göre, okulların yarısından fazlası belirlenen kriterleri taşımıyor. Ayrıca pek çok okul kapasitesinin üzerinde öğrenciye sahip. Salgın öncesinde bile bakanlığın özellikle liselerde ikili eğitime geçme çalışmaları varken salgın döneminde ikili eğitimin yeterli olacağını düşünmek mümkün değil” dedi. Öte yandan okulların açılacak olmasının 18 milyon öğrenciyle birlikte yaklaşık 20 milyon insanı mobilize edeceğini aktaran Bahadır “Bunları da düşünmek gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
ÖĞRETMENLER TEDİRGİN: BİZİ RİSKE ATMAYIN
Eğitim Sen’in anketine göre öğretmenlerin yüzde 96’sı bu koşullarda okulların açılacak olmasının sağlıklarını tehdit edeceğini düşünüyor. Onlardan biri olan Hüseyin öğretmen, MEB’in okullarda salgına karşı hiçbir önlem almadığını söylüyor. Öğrenci, öğretmen ve velilerin sağlığını koruyacak önlemler alındıktan sonra eğitime başlanması gerektiğini ifade eden Hüseyin öğretmen “Aksi halde salgın daha da artacak ve telafisi mümkün olmayan sorunlarla karşı karşıya kalınacaktır” dedi.
Cemal öğretmen ise yüz yüze eğitimin şart olduğunu ama bu koşullarda böyle bir riski almanın çılgınlık olacağına dikkat çekerek “Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde sınıfların 40-50 kişi olması nedeniyle fiziki mesafe nasıl korunacak, okullar dezenfekte edilebilecek mi bilmiyoruz. Bildiğimiz geçmişte okullarda temizlik elemanı bile bulunamamasıydı” diyerek MEB’in sağlık ve eğitim sendikalarıyla karar vererek öğretmenleri ve öğrencileri riske atacak her şeyden kaçınmasını istedi.
"YA SAĞLIK YA EĞİTİM DAYATMASINI KABUL ETMİYORUM"
11. sınıf öğrencisi Elif, pandemi nedeniyle yapılan uzaktan eğitimin başarılı olmadığını okulların açılacak olmasının kendisi için daha iyi bir eğitim alacağı anlamına geldiğini söylüyor. Fakat salgın devam ettiği için endişeli olduğunu ifade eden Elif, “Sağlığımız mı yoksa eğitim mi ikilemi yaşıyoruz. Bulaş riskini ortadan kaldıracak tedbirler nasıl alınacak bilmiyorum. Geçen yıl okuduğum sınıf 42 kişilikti. Belirlenen fiziksel mesafe kurallarının sağlanması için bizim sınıfın 4’e bölünmesi gerekir. Ama okuldaki derslik sayısı yetersiz olduğu için mümkün değil. Sağlıklı bir eğitime devam etmek istiyorum. Ya sağlığın ya eğitimin dayatmasını kabul etmiyorum” diye konuştu.
"ÇOCUĞUMA BİR ŞEY OLMAYACAĞININ GARANTİSİNİ KİM VEREBİLİR?"
İki öğrenci velisi olan Songün Kaya da kaygılı. Çocuğu için çok endişelendiğini anlatan Kaya, “Ne yapacağımı bilmiyorum. Eğitiminden de geri kalsın istemiyorum. Fakat pandemi dönemindeyiz. Okullar hijyenik değil, sınıflar çok kalabalık. Çocuklar hafif atlatıyor diyorlar ama çocuğuma bir şey olmayacağının garantisi yok. Ayrıca bize de çocuğumdan bulaşmayacağının garantisi yok. Üstelik evde yaşlı babam var. Biz evden dışarı çıkmıyoruz, korkuyoruz. Çocuğumu nasıl okula göndereyim, ne yapmaya çalışıyorlar anlamıyorum. Eğitim sistemi zaten berbattı pandemiyle iyice çöktü” dedi.
Kızının lisede okuduğunu aktaran Munise Yıldırım ise korktuklarını ama bir yandan da çocuklarının geleceğinin söz konusu olduğunu söylüyor. Pandemi öncesi de sınıf mevcutlarının 40-50 kişi olduğuna dikkat çeken Yıldırım, “Burada fiziksel mesafe nasıl sağlanacak? Yeterli personel alındı mı? Sınıfları böldüler mi? Her okulda sağlık görevlisi var mı? Hiçbir önlem alınmadan okulların açılması felaket olur” diyerek MEB’in bilgilendirme yapmasını talep etti. (İstanbul/EVRENSEL)