"Ölüm orucundaki tutuklu avukatlar Timtik ve Ünsal’a zorla tedavi dayatılıyor"
Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu, ölüm orucunda olan avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal'a saat başı sağlık çalışanlarının "Bu bizim görevimiz" diyerek tedavi dayatmasında bulunduklarını söyledi.
Fotoğraf: MA
Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu, ölüm orucundaki avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal'ın durumuna dikkat çekmek amacıyla Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı. “Adalet sağlansın Ebru ve Aytaç yaşasın” pankartı açan hukukçular, Timtik ve Ünsal’ın fotoğraflarının olduğu “Savunmaya özgürlük” dövizlerini taşıdı.
Açıklamada Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Sekreteri Çiğdem Akbulut konuştu. Timtik ile Ünsal’ın adil yargılama talebiyle ölüm orucunda olduğunu belirten Akbulut, Adli Tıp Kurumu’un (ATK) verdiği “cezaevinde kalamaz” raporuna ve sonraki süreçte yaşananlara değindi. Timtik ve Ünsal’ın tedavi amaçlı hastanede olduğunu ifade eden Akbulut, arkadaşlarının tedaviyi kabul etmediğini, adil yargılama taleplerinin olduğunu vurguladı.
Arkadaşlarının 11 gündür pandemi hastanelerinde tutulduğunu dile getiren Akbulut, “Hem enfeksiyon hem de Kovid-19 riski altında boşuna tutulmaktalar. Bu hastanelerde bulunmaları sağlıkları için uygun değildir. Cezaevlerinden daha kötü şartlarda tutulmaktalar. Hem maddi hem de manevi olarak daha kötü durumdalar. Cezaevlerinde yararlanabilecekleri gazete, kitap, mektup okuma ve aileleriyle görüşme, sohbet haklarından yararlanmıyorlar. Havalandırmaya çıkamıyorlar. Küçücük bir odada tutuluyor. Avukatları olan bizler istediğimiz zaman görüşemiyoruz” dedi.
TEDAVİ DAYATMASI
Timtik ve Ünsal’ın hastanede yaşadıklarına değinen Akbulut, “Sürekli ışık ve gürültüye maruz kalıyorlar. Güvenlik gerekçesiyle kapıda bekleyen jandarma ve gardiyanların tacizi altında rahatsız edilmektedirler. Uyku uyuyamıyorlar. Saat başı sağlık çalışanları ‘bu bizim görevimiz’ diyerek tedavi dayatmasında bulunuyorlar” diye ifade etti.
Yargıtay’dan dosyalarının incelenmesini isteyen Akbulut, “Adli tatile bakılmaksızın bir an önce dosyanın incelenmeye almasını istiyoruz. Bu dosyanın bozulmasını istiyoruz” talebinde bulundu.
AYM’YE BAŞVURU
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Ankara Şubesi üyesi avukatlar da ölüm orucundaki tutuklu avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) “tedbir” talebi ile başvuru yaptı.
Yaptıkları başvuru hakkında Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan ÇHD Ankara Şube Başkanı Avukat Murat Yılmaz, “Ölüm orucunda olan avukat arkadaşlarımız hakkında Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından ‘cezaevinde kalmaz’ raporu verilmesine rağmen İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi talebi kabul etmedi. Yargıtay’a yapılan başvuruda hala bir gelişme yok. Avukat arkadaşlarımız şuan pandemi hastanesi olan bir hastanede tedavi altında ve bu da yaşamsal riskleri arttırıyor” dedi. Yılmaz, Timtik ve Ünsal’ın yaşamlarının risk altında olması dolayısıyla AYM’ye “tedbir” talebiyle başvuruda bulunduklarını ifade etti.
AVUKATLAR İÇİN BAKANLIĞA MEKTUP
Van Barosu ve Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), ölüm orucundaki avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal'ın "adil yargılama" taleplerinin karşılanması için Adalet Bakanlığı'na mektup gönderdi. Avukatlar, sonrasında Van Barosu Avukat Tahir Elçi Konferans Salonu'nda açıklama yaptı. Açıklamaya çok sayıda avukat katıldı.
"KRİTİK" UYARI
Van Baro Başkan Yardımcısı Hamza Çiftçi, Yargıtay’ın dosyayı incelemesini isteyerek, “adaleti tesis et” çağrısı yaptı. Meslektaşlarının durumunun kritik aşamaya geldiğine dikkat çeken Çiftçi, "Meslektaşlarımız adil yargılanma istedikleri için bedenleri her geçen gün eriyor, vahim bir sonuç oluşmadan meslektaşlarımızın adil yargılanma haklarının tesisi için gerekli incelemeleri yapmaları hususunda Adalet Bakanlığı’na bir kez daha çağrı yapıyoruz" diye seslendi.
MEKTUP
Gönderilen mektupta, Adli Tıp Kurumu’nun “hapishanede kalmaları uygun değil” raporu anımsatılarak, “Meslektaşlarımızın hastanelere kaldırılarak zorla müdahale tehdidi altında bekletildiğini öğrenmiş bulunmaktayız. Açlık grevi veya ölüm orucuna katılan kişinin bilincinin açık olduğu durumlarda, kişinin sözlü ve yazılı beyanına aykırı bir müdahalede bulunulamayacağı, hukuken tartışılamayacak açıklıkta olup hayati tehlikenin varlığı öne sürülerek, hükümlülerin kendi istemi dışında, zorla beslenmesi ya da tedavi edilmesi ‘insanlık dışı veya onur kırıcı nitelikte muamele’ anlamına gelecektir. İşkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muameleye tabi olmama hakkı mutlak bir haktır ve hiçbir koşulda ihlal edilemez” denildi.
Bakanlığa “adil yargılama hakları tesis edilmeli” çağrısı yapılan mektupta, şu ifadelere yer verildi:
“Meslektaşlarımızın adil yargılanma talebi bu ülkede yaşayan 84 milyon vatandaşın talebidir. Zira ülkemizde adil yargılanma olmadığı yargıya duyulan güven oranı ile de sabittir. Bakanlığınızın avukatların yargılandığı dosyada, ölüm orucunda kritik eşiği geçmiş avukatların sağlıklarına ilişkin vahim bir sonuç oluşmadan, var olan apaçık onlarca hukuksuzluğun karşısında sessiz kalmaması gerekmektedir.” (MA)