12 Ağustos 2020 00:43

Arnica işçisi: Üretim arttıkça iş yükümüz de artıyor

"Yoğun tempo bizleri iş ve ev arasında sıkıştırılmış bir yaşama mahkum ediyor. Üretim arttıkça iş yükümüz de elbette artıyor."

Fotoğraf Arnica tanıtım filminden alınmıştır.

Paylaş

Arnica işçisi
İstanbul

Merhaba Evrensel okurları

Ben, uzun yıllar çeşitli sektörlerde çalışmış ve yine bu yıllar içerisinde Evrensel’i takip eden bir işçiyim. Şu an başta elektrik süpürgesi olmak üzere küçük ev aletleri üreten Arnica-Senur Elektronik’te çalışıyorum.

Arnica, yönetim kurulundan fabrika yöneticilerine, işçilere kadar hatırı sayılır kısmının kadın olduğu bir fabrika. Kadının üretimdeki yerinin bu gerçekliğine karşın, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizdeki kadın işçilerin ve Arnica’da çalışan yüzlerce kadın işçinin de hayat ve üretim içindeki sorunları ve ezilmişliği azalmıyor.

Arnica bir bölümü üç, bir bölümü iki vardiyalı çalışan, çoğunluğunu kadın işçilerin oluşturduğu bir fabrika. Yine çalışanların büyük bir kısmı uzun yıllardır buraya emek vermiş işçiler. Yoğun bir çalışma ortamı mevcut. Bu yoğun tempo bizleri iş ve ev arasında sıkıştırılmış bir yaşama mahkum ediyor. Üretim arttıkça iş yükümüz de elbette artıyor. Bu çalışılan bölüme göre kimi zaman fazladan bakacağımız birkaç makine kimi zaman (aslında çoğunlukla) zorunlu fazla mesai demek.

Yine can alıcı başka bir nokta ise yüzlerce kadının çalıştığı bir işyerinde kreş hizmetinin olmaması. Çalışan kadınlar için en önemli sorunlardan biri olan kreş, geçmişte birkaç kez talep edilmiş olsa da çeşitli nedenlerle reddedilmiş, görmezden gelinmiş. Maalesef bugün kadınlar hâlâ bu sorunla boğuşmak zorunda.

Şu an tüm ülkede olduğu gibi biz Arnica işçilerini ilgilendiren diğer bir konu da elbette kıdem tazminatları. Neredeyse yaşamının yarısını ve tüm işçilik hayatını burada çalışarak geçiren işçi arkadaşlarımız var. Bahsetmiş olduğum zorlu çalışma koşullarına rağmen emeklilik ve alacağımız kıdem tazminatı biz emeğiyle çalışanlar için önemli bir kazanım. Şimdi kapanmış gibi görünse de en ufak bir fırsatta tekrar karşımıza çıkarılacak olan bir yasa ile ona da göz dikmiş durumdalar. Ne var ki çoğu arkadaşım bu yasanın kabul edilemez olduğu konusunda hemfikir olsa da hükümetin bu konuda en küçük bir olanağı kaçırmayacağı gerçeğini görmezden geliyor. Birçoğumuz için büyük hak gasplarına neden olan, 1999 yılında kabul edilen emeklilik yasası nasıl ki deprem kaosunun ortasında sessiz sedasız geçirildiyse kıdem tazminatları için de böyle bir tehlike her zaman söz konusu. Bu nedenle “Nasıl olsa sendikalar ve işçi örgütleri buna karşı çıkar” diye düşünerek kendi bulunduğumuz yerde sessiz ve atıl kalmak tam da bu yasayı çıkarmak isteyenlerin işine gelecektir. Bu nedenledir ki tüm sorunların tek çözümü olan örgütlülük, başta da sendikal örgütlülük şimdi daha önemli ve kaçınılmaz olmuştur.

ÖNCEKİ HABER

Maltepe'de otomobiliyle bir köpeği öldüren Birsen Ocaklı hakkında dava açıldı

SONRAKİ HABER

DİSK’ten Zorlu Holding önünde açıklama: İşçilerin hayatı buzdolabından değerlidir! 

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa