Diş hekimleri: Evlere götürdüğümüz ilaç neye göre yazılıyor bilmiyoruz
Ankara’da diş hekimleri, temaslı hastalar için sahaya sürüldü. Ankara Diş Hekimleri Odası Başkanı: Arkadaşlarımız apartman boşluğunda, kapı aralarında sürüntü alıyor. Testlerin güvenirliği tartışmalı.
Burcu Yıldırım
Ankara
Ankara Diş Hekimleri Odası Başkanı Serhat Özsoy, filyasyon ekiplerinin ilaç götürmesindeki sorunlara dikkat çekerek, “Şu anda ilaç neye göre yazılıyor tam olarak bizler de bilemiyoruz. İlacı götüren bizim meslektaşlarımız ancak ilacın altında reçetede kimin imzası var belli değil. Arkadaşlarımız apartman boşluğunda, kapı aralarında sürüntü alıyorlar. Bu şekilde yapılan testlerin güvenilirliği tartışmalıdır” dedi.
Sahada çalışan hekim sayısının az olması nedeniyle evde hasta takibine başlandığına dikkat çeken Özsoy, “İlaç verilmesi yönünde talimat geldiğinden itibaren arkadaşlarımız belli bir onam formu imzalatarak ilaçları teslim ediyor. Bundan sonra iki ve beşinci günlerde uzman hekimlerin hastaları takip edeceği bilgileri var ama aynı zamanda bir karmaşa da hakim. Kim, neyi, nasıl yapacağını çok bilmiyor. Her gün sistem değişiyor ve bir koordinasyon eksikliği sorunu var” diyerek halk sağlığı uzmanlarının işin içine dahil olması gerektiğini belirtti.
Verilen ilaçların ise Sağlık Bakanlığı’nın düzenlediği algoritmaya göre belirlendiğini ifade eden Özsoy, “Şu anda ilaç neye göre yazılıyor tam olarak bizler de bilemiyoruz. Tek bildiğimiz HSYS sistemine ilaç verilmesi ile ilgili bilgi düştüğü. İlacı götüren bizim meslektaşlarımız ancak ilacın altında reçetede kimin imzası var belli değil. Meslektaşlarımız yoksa bu noktada taşıyıcı olarak mı görülüyor” diye sordu.
Olası bir komplikasyonda yaşanacak sorunla birlikte yasal açıklığın da başladığını belirten Özsoy, “Her bir ilaç veya her bir temas, hastaya veya onun vücut genel bütünlüğünü bozan olarak değerlendirilebilir. Şu anda sorumluluk sanki Sağlık Bakanlığı’nda gibi görünüyor. İki gün sonra sistem değişir mi bilmiyoruz. Bakanlığın yayınladığı algoritmada da belirtildiği gibi bu ilaçlar mutlaka doktor ve hastane kontrolünde verilmeli. Ancak meslektaşlarımıza verilen bilgiler 18-65 yaş arası ve herhangi bir şikayeti olmadığını beyan eden ve başka bir hastalığı olmayan kişilere verileceği yönünde” diye konuştu.
"KAPI ARASINDA APARTMAN BOŞLUĞUNDA YAPILAN TESTLERİN GÜVENİLİRLİĞİ TARTIŞMALI"
Filyasyon ekiplerinin karantina dönemlerinde hastalığı önlemek adına olumlu katkıları olduğunu ancak ekonomik ve politik yaklaşımlarla beraber yaşanan hızlı açılımların toplumu tehdit ettiğini belirten Özsoy, “Şu anda arkadaşlarımızın yapmış olduğu; temaslı ve pozitif olanların evde kalmasını sağlamak, ilaç vermek. Bu noktada salgınla baş etmede hep maske, el hijyeni, sosyal mesafe önlemleri öneriliyor ama bunlar yeterli değil. Vaka sayıları giderek artıyor. Arkadaşlarımız apartman boşluğunda, kapı aralarında sürüntü alıyorlar. Bu testler hastalığın olup olmadığını belirlemek için önemlidir ve güvenilir ortamlarda yapılması gerekir. Bu şekilde yapılan testlerin güvenilirliği tartışmalıdır. İnsanlara da ‘test yapılıyor’ diye yalancı bir güven hissi verir. Şartlar değerlendirilerek bu işlemler yeniden kurgulanmalı” şeklinde konuştu.
50 HEKİMLİK HASTANEDE 8-9 HEKİM KALDI
Artan vaka sayılarıyla beraber filyasyona çekilen ekip nedeniyle hastanelerdeki iş yükünün de arttığını dile Getiren Özsoy, “Bazı hastanelerimizde 8-9 hekim kaldı. Halbuki orası 50 hekimlik bir sistem üzerine kurulmuş. Sistemin mutlaka acil olarak revize edilmesi lazım. Ayrıca bu yoğun tempoda çalışan meslektaşlarımız ekonomik olarak da geriye gitti. Performans ücreti diye belirlenen ücretler ikini ayın arından bir daha verilmedi. Nefes almayan tulumlarla arkadaşlarımız çok zor şartlarda çalışıyor. Emeklerinin karşılığının mutlaka verilmesi gerekiyor ”diye belirtti. Ankara’da filyasyon ekiplerine yaklaşık 250 hekim ve 600 kadar yardımcı personelin de takviye edildiğini söyleyen Özsoy, “Bu sayılar ile iş yükünün azalabileceğini düşünebilir ama artan hasta sayıları ile birlikte azalmadığını görüyoruz” dedi.
