İÜ SBF’li kadınlar: Bir arada olursak geri adım attırırız
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden kadınlar da İstanbul Sözleşmesi'nin hedefe alınmasına tepkili.
Fotoğraf: Evrensel
Başak BELHAN
İstanbul
Her gün yeni bir cinayet haberine uyandığımız, sokakta, okulda, iş yerlerinde tacizin arttığı bir dönemden geçiyoruz. Tam da böylesi bir dönemde hedefe alınan İstanbul Sözleşmesi kadınların öfkesini oldukça arttırdı.
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden kadınlar da sosyal medya hesapları açtı ve seslerini duyurmak için harekete geçti. WhatsApp grubundan kiminin tasarım yaptığı, kiminin hocalarla görüştüğü, kiminin açıklama yazısı yazdığı paylaşımlar yapıldı. Öğrenciler sözleşmenin maddelerini okuyup paylaştı, fakültedeki akademisyenlerle iletişime geçip onlardan da destek açıklamaları aldı. Süreci birlikte yürüten SBF’li kadınlarla değerlendirdik.
"KELEBEK ETKİSİ YARATMAMIZ YETER"
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi 1. Sınıf Öğrencisi Rana “Her şey çok güzel oldu. Keşke okul açılsaydı da okulda da başka şeyler yapabilseydik. İnsanlar işin içinde skandal veya ünlü olmayınca bir anda bir konuyla ilgilenmiyor tabii; ama olayın akışında biz iyi iş çıkartıyoruz. Her zaman destek olmaya hazırım. İnsanın en temel haklarını, kadın ve erkeğin toplumdaki eşitliğini korumak isteyen bir sözleşmenin uygulanmasını desteklemeye çalışıyoruz. Diğer çevrelerin düşünceleri ne olursa olsun hareketimizin arkasındayız. Pınar, Duygu gibi kız kardeşlerimiz öldürülmesin diye çabalıyoruz, belki her şeyi kökünden değiştiremeyebiliriz; ama kelebek etkisi bile yaratmamız yeter” dedi. İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için sonuna kadar mücadele edeceğini vurgulayan Rana okul açık olmasa da sosyal medya üzerinden yan yana gelişi değerli bulduğunu söyledi.
"KADIN TOPLULUĞU EN ACİL İHTİYAÇ"
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler 2. Sınıf Öğrencisi Fatma ise: bir araya gelince seslerini duyurabileceklerini gördüğünü ifade ederek; “Bununla birlikte İstanbul Sözleşmesi hepimizi ilgilendiriyor. Bu şiddet sürecinin hepimiz bir parçasıyız. Bu yüzden birlikte karşı çıkmamızın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Başlarda hocalarımıza ya da bazı yazarlara ulaşabileceğimizi düşünmüyordum ancak her birimiz birilerine ulaşmaya çalıştık. Kadın-erkek hocalarımız bizlerle birlikte sözleşmeye dair destek açıklaması yayımladı. Sosyal medyadan yan yana geldiğimiz sürecin fiziksel olarak yan yana geldiğimiz bir şekilde de devam etmesini istiyorum. Bu bizlere İstanbul Üniversitesinde kadın çalışmaları topluluğunun eksikliğini hissettirdi. Bir kulübe ihtiyacımız var. Okul açıldığında kulüp olabilmemiz okulda yaşanan sorunlara dair de cevap verebilmemiz için çok önemli” dedi.
Zeynep de oluşumun kulüp olması gerektiğini belirtirken bunun aynı zamanda nasıl olacağına dair de şunları söyledi; “Bence okulda kadınların yan yana geleceği birliktelikler eksik. Bu anlamda ben fakülteler üzerinde açılan kulüpler ve hepsinin toplamda üniversite adına bir araya gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun yolu ise bizim sürekli bir arada olmamız, bu süreçte sosyal medyada paylaşım yapmamız, okul açıldığında daha fazla kadına ulaşmamızla mümkün olur. Ayrıca İstanbul Sözleşmesi’nin neden ortaya çıktığını düşününce üzülüyorum. Yaşadığımız eşitsizlikten kaynaklı oluşturulmuş bir sözleşme. Sırf bu eşitsizlikleri, şiddeti önleyebilmek adına bizleri güvence altına alan bir kanun. Gece sokakta yürüyemiyorum, birilerine güvenemiyorum artık. Erkeklere bu kadar iktidar verilmesi kadınları yaşamlarından ediyor. Biz bunları konuşurken bir kız kardeşimiz daha düştü denilerek şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Ancak kadınların tepkisi ile eski sevgilisi tutuklandı. Daha kaç cinayet olması bekleniyor?”