İşçi mektubu: Hayatımızı korumak için birlik olmalıyız
Kayseri'den işçi mektubu: İşçiler virüsten daha çok parasızlık ve işsizlikten korkuyor. Virüsü atlatabiliriz fakat yoksulluğu kolay yenemeyiz” düşüncesi yaygın.
Fotoğraf: Evrensel
Metal işçisi
Kayseri
Merhaba Evrensel okurları. Ben 23 yaşında Kayseri OSB’de çalışan bir metal işçisiyim. İşçilik hayatıma 14 yaşında oto sanayide başladım. Bu zamana kadar pek çok farklı işyerinde çalıştım. Bir süre önce ise hayatım fabrika işçiliği ile kesişti. Sizlere genç bir işçi olarak ekonominin gidişatından ve salgının getirdiği çalışma koşullarından bahsetmek istiyorum.
Aslında hiçbir zaman işçilerin yaşam koşullarının rahat olduğu söylenemez. Fakat özellikle son süreçte temel tüketim maddelerinin, pazar fiyatlarının artması ciddi bir geçim sıkıntısı yaratıyor. Cebimize giren paranın önemli bir kısmı yaşamımızı idame ettirmek üzere gidiyor. Geriye kalan bölümü ise de borç, fatura ve yol ücreti ile zaten bitiyor. Yani kısacası aldığımız maaş sadece bizim yaşamamıza yetiyor. Daha fazlası, örneğin temel ihtiyaçlarımız arasında olan kıyafet vb. lükse kaçıyor diyebilirim. Hal böyleyken hükümet yetkilileri “Buzdolabı satışları arttı, ekonomimiz uçuyor, dolarla mı maaş alıyorlar?” söylemleri ile adeta aklımızla dalga geçiyorlar. Doların artması, altın fiyatlarının düzenli olarak artması, Türk lirasının değer kaybetmesi anlamına geliyor. Paramızın değer kaybetmesi demekse hepimizin bildiği gibi çarşı pazar fiyatlarını etkiliyor ve gözle görünür bir zamla karşılaşıyoruz.
Salgın meselesine dair ise, işçilerin virüsten daha çok parasızlık ve işsizlikten korktuğunu söyleyebilirim. Çünkü, özellikle evli işçilerin nerdeyse hepsi bankalara borçlu. “Virüsü atlatabiliriz fakat yoksulluğu kolay yenemeyiz” düşüncesi yaygın.
ORTAK MÜCADELE ŞART
Tam konu buraya gelmişken Emek Partisinin ülkenin her yerinde, özellikle büyük organize sanayi bölgelerinde işçilere dağıttığı “Sıramızı beklemeyelim, ya hep beraber ya hiçbirimiz” bildirisi süreci çok iyi değerlendiren ve işçileri haklı mücadelelerine çağıran çalışmaya dahil oldum. Bir fabrika işçisi olarak başka bir fabrikanın işçilerine bu bildiriyi dağıtarak ve onlarla dayanışma içerisinde olmak bana ayrı bir deneyim kattı. İşçi sınıfının haklı mücadelesine olan inancım bu tür çalışmaların içinde olmamla daha da arttı. Buradan bütün işçilere çağrım; haklarımızı, salgın koşullarında sağlığımızı korumak için birlikte olmalıyız. Her fabrikada her atölyede her bantta örgütlenip, haklarımızı savunmalıyız. Yaşasın işçilerin birlikteliği!