18 Ağustos 2020 11:45

Diyarbakır'da çocuklar üzerinde sosyal deney | "Çocuklar bir deneyin parçası olamaz"

Diyarbakır'da çocuklara yapılan 'sosyal deney'e dair konuşan Çocuk Hakları Merkezinden Ezgi Koman: Burada bir durum kayıt altına alınacaksa o da çocukların çalışmak zorunda bırakıldıklarıdır.

Ekran görüntüsü Youtube'dan alınmıştır. 

Paylaş

İnanç YILDIZ
Diyarbakır

Diyarbakır’da geçtiğimiz günlerde çeşitli noktaları dolaşan iki YouTuber, aç ve sokakta kaldıklarını söylediği çocuk çalışanlardan yardım istedi. Sosyal deney olarak yapılan ve gizli çekilen görüntülerde; “Param yok, açım. Bana yemek alabilir misin?​” diye sorduğu çocukların yardımı üzerine tablet bilgisayar hediye ediliyor. Kimi deneyi beğenirken, kimileri ise tepki gösterdi.

Söz konusu görüntüleri Çocuk Hakları Merkezinden Ezgi Koman ile konuştuk. Koman, “Çocukları gizli bir şekilde kayıt altına almak suç. Burada bir durum kayıt altına alınacaksa o da çocukların çalışmak zorunda bırakıldıklarıdır. Ayrıca, “Çocuk Kürt ama iyi kalpli” der gibiler. Gerçekten çocukların haklarını düşünerek bir şey yapmak istiyorsak; yaşadıkları ihlalleri görünür kılmalıyız, bu ihlallerin faillerinin cezasız kalmaması için uğraşmalıyız” diye konuştu.

"ÇOCUKLAR DENEYİN PARÇASI OLAMAZ"

Çocukların sosyal deney konusu yapılmasını nasıl yorumluyorsunuz?

Çocukların herhangi bir “deneyin” parçası olması zaten sorunlu. Hele ki böyle adına kendilerinin “sosyal deney” dediği ancak herhangi bir bilimsel ve etik kuralları, dayanağı olmayan, neyi amaçladığı belirsiz, sadece şov niteliği taşıyan süreçlerde yer alması oldukça sorunlu. Çocuk hakları açısından hak ihlali, çocuğun istismarı ve araçsallaştırılması…

"KAYIT ALTINA ALINACAK DURUM ÇALIŞMALARI"

Diyarbakır’da çocuklar üzerinden yapılan sosyal deney epey tartışıldı. Burada yaşayan kimi insanlar 'kendilerinin ne kadar iyi olduğunu' gösterdiği için deneyi beğendi. Ancak diğer yandan 'çocuklar hak ihlallerine maruz kalırken neredeydiler' gibi eleştiriler de vardı. Siz ne düşünüyorsunuz?

Açıkçası bunu gerçekleştiren kişilerin niyetlerini bilmiyorum. Yaşam hakkı dahil, bölgedeki çocuklar son derece ağır hak ihlallerine maruz kalırken neredeydiler, onu da bilmiyorum. Ama yaptıklarının sonucu çok net olarak hak ihlali. Şöyle ki; çocukları gizli bir şekilde kayıt altına almak da suç, bu görüntüleri onların ve ebeveynlerinin izni olmadan yaygınlaştırmak da…

TCK’de bunun bir karşılığı var. Aslında çocukların ebeveynleri bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunabilirler.

Burada çocukların özel hayatına saygı gösterilmemiş, çocuklar iki yetişkinin amacı ideolojisi her ne ise onun nesnesi haline getirilmiştir. Yani istismar edilmişlerdir.

Burada çekimleri yapan o kişiler gerçekten neyin peşindeler acaba? Çocukların “iyi çocuk” olduklarını göstermekle elde etmeye çalıştıkları durum nedir? Ya çocuklar bu şekilde davranmasalardı? Ne düşünecek ve ne düşündürteceklerdi? Başka çocuklara da yaptılar mı?

Burada bir durum kayıt altına alınacaksa o da çocukların çalışmak zorunda bırakıldıklarıdır. Çocuklardan birinin söylediği gibi okul açılsa bile hem okula hem işe devam etmek zorunda olmasıdır. Uzaktan eğitim için çocukların tablete ihtiyaç duyuyor olmalarıdır.

Ancak bu “sosyal deney” denilen şovla bütün bunlar görmezden geliniyor, ayrıca izleyicilerin de bu gerçeklikten uzaklaşıp çocukların ne kadar da iyi kalpli olduklarına odaklanmaları isteniyor. Bu iyi kalpli olup olmama meselesi de oldukça sorunlu.

Kürt oldukları için sanki illa başka iyi bir özellikleri olması gerekiyor gibi bir algı yaratılıyor bu videolarla. “Bakın bu çocuk Kürt ama iyi çok kalpli” der gibiler. Bu çocuklar yıllarca “terörist” ilan edilebilmiş, öldürülebilmiş çocuklar. Çekimi yapanların derdi şov değil de buna bir yanıt vermekse eğer bu bir yanıt tam da Kürt çocuklarını terörist gören algıyı meşrulaştırıyor.

Sosyal medyada kontrolsüz şekilde kullanılabilecek bu görüntülerin bir an evvel kaldırılması, kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulması ve çocuklardan özür dilenmesi gerekiyor...

"HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ İÇİN ÇABA GÖSTERMELİYİZ"

Çocukların halinden konuyu açmışken, burada çocuklar neler yaşıyor? Daha yakın zamanda “Çocuklar ölmesin” diyen Ayşe Öğretmen’in başına gelenler orta yerde duruyor. Bu coğrafyanın çocuklarının kimliklerinden dolayı maruz kaldığı bir çok hak ihlali var. O zaman ise hep 'kötü çocuk' olarak bakılıyor. Bu gibi sosyal deneylerin buradaki çocukları iyi göstermesi gibi olumlu bir algı yarattığını söyleyebilir miyiz? Ya da bu kötü algı nasıl kırılabilir?

Açıkçası çocuklara dair “kötü çocuk algısı” özellikle yaratılmış bir algı. Bu algı zaten kendi başına bir hak ihlali.

Dolayısıyla bu algının dönüşümünü sağlamak aslında devletin yükümlülüğü. Devlet hem hiçbir çocuğa karşı ayrımcılık yapmamalı hem de bunun ortaya çıkmasına neden olacak sosyal politik sebepleri, insan haklarına dayalı bir şekilde çözmeli.

Eğer bu algının değişmesi için çocukları, onların özelliklerini, içinde bulundukları durumu kullanırsak sadece bir ihlali başka ihlallerle derinleştirmiş oluruz ve çocuklara çok büyük ayıp ederiz.

Hem onların kötü çocuklar olduğu algısının yaratılmasına izin verelim hem de bu algıyı yaratanların kurgusu temelinde bir de öyle değiller diye açıklamaya çalışalım. Bu sadece bu algıyı, bu algıyı yaratanları meşrulaştırmaya yarar.

Gerçekten çocukların haklarını düşünerek bir şey yapmak istiyorsak; yaşadıkları ihlalleri görünür kılmalıyız, bu ihlallerin faillerinin, cezasız kalmaması için uğraşmalıyız. Onların bir an evvel hak ve özgürlüklerine kavuşması için çaba göstermeliyiz.

ÖNCEKİ HABER

The power holders of Turkey are seeking to conceal their domestic failures with tension abroad!

SONRAKİ HABER

Tunceli Valiliği: Gülistan Doku’yu arama çalışmalarından sonuç alınamadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa